Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Üç Çok Mühim Konu

1 – Havaalanında telefon görüşmesi…
Son günlerde hakkındaki iddialar nedeniyle sık sık gündeme gelen Meclis başkanvekili, İzmir milletvekili Güldal Mumcu, genişletilmiş il koordinasyon toplantısı için İzmir’deydi. Balçova’da düzenlenen toplantıya tek başına gelen Mumcu konuşmaları dinlerken geç gelen Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm hemen yanına oturdu. İkili uzun süre hiç konuşmadı. Kürüm de belli bir süre sonra oturduğu koltuğu terk etti başka bir bölümde toplantıyı izlemeyi sürdürdü.
Bir gün sonra sabah saatlerinde Adnan Menderes Havalimanı’na bir araba yanaştı. Kürüm’ün makam aracında, Güldal Mumcu ile Sıtkı Kürüm vardı. İkili uzun süre araba içinde konuştular. Daha sonra sinirli bir şekilde arabadan inen Mumcu, VIP salonuna girdi. Kürüm de makam aracı ile ayrıldı. 3 dakika sonra Güldal Mumcu tekrar VIP salonundan elinde telefonu ile dışarı çıktı ve hatta bulunan kişiye yüksek sesle, “Çektirin (!) gidin. Benim bir ismim var, size ihtiyacım yok” diye bağırdı.
Telefonunu kapatan Mumcu yine sinirli bir şekilde VIP kapısından içeri girerek gözden kayboldu.
Aradan 2 dakika geçmemişti ki Karabağlar Belediyesi’nin Mardinli bir meclis üyesi VIP salonunun önüne arabasıyla geldi. Arabadan inip salona giren meclis üyesi iki dakika sonra dışarı çıktı ve cep telefonuna sarıldı. “İçeri girdim ama kimseyi görmedim. Gitmiş galiba…”
Meclis üyesi hatta bulunan kişiye bu sözleri söyledikten sonra telefonunu kapattı ve havalimanından ayrıldı.

2 – Zarif, deneyimli ama sert ve acımasız…

Deniz Baykal’ın üç günlük İzmir turunda yaptıkları, söyledikleri ve tespitleri yukarıdaki başlıkla ifade edilebilir. Kendisi ile görüştüğüm süreç içerisinde tüm tespitlerini siyaset gereği buradan yazmayacağım. Ancak birkaç nota ihtiyaç var tabii ki…
A – 12 Eylül bir dönüm noktası tıpkı 28 yıl önce olduğu gibi…
B – İzmir çok ama çok önemli.
C – Önünü açmaya çalıştığımız partiyi yeniden kendi içine kapatıyorlar.
D – Güvensizlik nedeniyle saldırgan olunuyor.
E – Genç, dinamik, nemadan arınmış, ideolojik düşünen bir yapıya ihtiyaç var.
F – Kocaoğlu tarafını belirliyor.
G – Baykal herkesi hayrete düşürecek kadar rahat…
H – Daha çok görüşeceğiz…

3 – Olmadı Susam

İzmir milletvekili Sayın Mehmet Ali Susam… Milliyet Gazetesi köşe yazarı ve İzmir Esnaf Odaları Birliği basın danışmanı Hamdi Türkmen’in yazdıkları ile bir ilişkiniz olmadığı tespitlerini uzun süredir yapıyorsunuz. Hatta gazeteci Fevzi Yılmaz’ın cenaze töreninde bize de bu tespiti yapmış ve bu söylemi geliştirdiklerini iddia ettiğiniz Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı ile Buca Belediyesi Basın Danışmanı Macit Sefiloğlu ile konuşmamızı talep etmiştiniz.
Hamdi Türkmen’in bir haftadır kaleme aldığı Önder Sav’ı yeniden keşfetme yazıları, “Acaba Mehmet Ali Susam, Türkmen üzerinden Sav’a yeşil ışık mı yakıyor” tartışmalarını gündeme getirdi. Biz sizin bu konudaki duruşunuzu bildiğimiz için böyle bir ihtimali pek dikkate almadık.
Ancak Cuma günü öğleyin Alsancak Altınkapı’da Deniz Baykal onuruna verdiğiniz yemekte bu konudaki iddiaların çok da asılsız olmadığına şahit olduk.
Yemeğe davet ettiğiniz gazetecilerden biri Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı idi. Her ne kadar sahiplik yapısı nedeniyle iktidara yakın olsa da Yeni Asır 120 yıllık geçmişiyle kentin önemli gazetesiydi. Üstelik uzun süre Ankara’da gazetecilik yapan Bursalı’nın Baykal ile sıcak ilişkisi de biliniyordu.
Yemeğin ortasında masaya gelen Hamdi Türkmen’i Baykal’ın karşısına oturtmak için harcadığınız çaba, bu çaba içerisinde İzmir eski milletvekili Türkan Miçooğlulları’nı cam kenarına sıkıştırmanız masada bulunan 25 kişi ile çevre masalardaki 25 CHP’linin dikkatini tabii ki çekti.Üstelik masada Türkmen’in yazılarıyla hedef aldığı Ercan Tatı da vardı.
Ortada bir düğün, oğlunu evlendirme mutluluğunu yaşamaya çalışan bir düğün sahibi, tüm eleştirilere rağmen bu düğün için İzmir’e gelen bir kurucu genel başkan var. Siyaseti böyle bir ortama itelemeniz hiç de şık olmadı.
Konu daha sonra Çeşme’deki Ilıca Otel’de de gündeme geldi. Baykal’ın Türkmen’in Sav üzerine yazdığı methiyeler konusunda bilgi sahibi olduğu, İzmir’deki gazeteci – politikacı ilişkileri üzerine yeterince donanımlı olduğu dikkatlerden kaçmadı.
Konunun yanlış anlaşılmaması için Pazar günü Hamdi Türkmen, Erol Yaraş ile Çeşme’de yaptığınız Baykal ziyaretiniz ise CHP içerisinde bir başka ilginç polemiği ateşleyebilir.

NOT 1 – Cuma günü Çeşme dönüşü, sokağa düşmemeleri için eşlerinden ayrılan kadınlara destek olan Bornova Belediyesi’nin EVKA 4’te açtığı restoranda bir araya geldik. Çetin Çamlıbel “Ekip Tarihi” adlı dizimin 13. bölümündeki bazı tespitlere katılmadığını vurguladı. Çetin Çamlıbel ile Mustafa Kapucu’nun kendi hayatlarından verdikleri örneklerle keyifli bir entelektüel tartışmaya dönüşen yemekte, siyah – beyaz, Kürt-Türk çatışmasında ortak bir paydanın her zaman bulunacağı sonucu çıktı.
Tabii böyle bir paydanın belirlenmesi için sol gelenekten gelmek önemli. Işık evlerinde serpilen, ülkü ocaklarında gelişen, MHP’nin kucağında büyüyen, hemşericilik üzerinden AKP’de evrilenler, CHP’de ancak oynaşma sürecinde bulunabilirler.

NOT 2 – 28 Ağustos’ta Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye’de başlıyor. Kayseri, İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılacak elemeler nedeniyle dünyanın gözü Türkiye’de olacak. Son Avrupa Şampiyonu İspanya, kadrosunda birçok NBA yıldızı barındıran Avrupa’nın güçlü ekibi Fransa, bir basketbol ekolü olan Litvanya’nın da yer aldığı 6 takım kendi grup elemelerini İzmir’de oynayacak.
Bu takımlar, bu takımları desteklemeye gelecek olan seyirciler için İzmir ne ifade ediyor. Türkiye Basketbol Ligi’nde 3 takımı bulunan, milli takıma sayısız oyuncu yetiştiren bu kent, 70 yılda bir ülkemize gelen böyle bir organizasyondan haberdar mı? Daha doğrusu bu konuda İzmir Büyükşehir Belediyesi ne tür bir çalışma yürütüyor. Çok merak ediyorum doğrusu…

Egenin Sesi 09 - 08 - 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder