Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Haziran 2010 Çarşamba

Lodos ve Poyraz

Oldukça fazla sayıda telefon alıyorum partinin yeniden yapılanması konusunda…
Herkeste aynı tespit…
Böyle giderse bundan sonra tufan…
Aslında son 10 yılı tufandı CHP’nin…
İçe yönelik dar kadrocu anlayış, dışa kapalı üye sistemi, yukarıdan kurgulanan delege seçimleri…
Herkes bunun suçlusu olarak Deniz Baykal’ı görmüş, hedefte hep Deniz Baykal olmuştu.
Ancak bu örgütlenme modelini partinin genlerine kadar sokan Baykal değil, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’dı.
Baykal dışa yönelerek, partinin ideolojik arka planını oluşturmaya çalışırken, içeride örgütün dönüşümü gerçekleştiren isimdi Sav…
Önder Sav’a asıl ve tek direnç uzun süre Genel Başkan Yardımcısı olan Eşref Erdem’den geldi.
İkili arasındaki çatışma büyüyünce Baykal birini seçmek zorunda kaldı ve Önder Sav ile devam etme kararı aldı.
İşte o günde itibaren kader ağlarını örmeye başladı.
Atılan her adım bir oya gibi işledi. Örgüt tamamen Önder Sav merkezli olmaya başladı.
Baykal bu durum karşısında Eşref Erdem sonrası atadığı genel başkan yardımcısı Yılmaz Ateş ile denge politikası oluşturmayı denedi. Ancak malzeme yetersizdi ve bu örgütlenme modeline karşı direnç gösteremedi.
Kaset olayına kadar Baykal durumun farkındaydı ve İstanbul il başkanının yardımıyla oluşturulan sistemi alaşağı etmeyi planlıyordu.
Bunun için İzmir il kongresinde bile aktif rol oynadı, kurultay delegasyonunu dizayn etmeyi başardı.
Ancak kaset ile birlikte her şey tersine döndü. O anı kollayanlar harekete geçti ve bugün herkesin uzaktan dehşet ile izlediği yapı gücü ele geçirdi.
Tabii ki her şey bitmedi.
Bu parti cumhuriyetin kuruluşundan geliyor. Öyle DSP, Anavatan gibi sonradan oluşmadığı için yeniden kendi yolunu çizecektir
Önceki gün kısa bir konuşma yaptığım önemli bir şahıs şu tespitte bulundu:
"İzliyoruz, gelişmeleri birlikte yaşayacağız. Hiçbir şey bitmedi. Mücadeleye devam.”
Kılıçdaroğlu’nun bu aşamada ne yapacağını ayrıca merak ediyordum.
Evet belki toplumda bir rüzgar estirmiş olabilir. Ancak içeri, partiye dönüp baktığında aynı rüzgarı bulabilmesi mümkün değil.
Onun rüzgarı lodos ise, partide soğuk poyraz esiyor.
Bir anda yeniden esmeye başlayacak çılgın bir imbat bu rüzgarları tersine çevirebilir.
Denildiği gibi, bekleyip göreceğiz.
Önce Anayasa Mahkemesi’ni görelim, sonra referandum sürecini…
İşte ondan sonra genel kalkışma başlayacaktır.
Bu kalkışma doğru ideoloji ile örülür ise o zaman partinin iktidar hesaplarından bahsedebiliriz.
Şimdiki iktidar hesapları 2 x 2 = 4 formülünde çok da öteye geçmemektedir.

Ege'nin Sesi 09 - 06 - 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder