Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Haziran 2010 Pazartesi

Kocaoğlu ne yapacak?

İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri üzerine kaleme aldığım yazı hayli ses getirdi. Gerçi Kocaoğlu’nun yakın çalışma arkadaşlarından birini eleştirmeye başladığımda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı istem dışı da olsa onu korumaya başlıyor. Bakalım bu kez Kocaoğlu, Ersu Hızır’ı kanatları altına alma konusunda hangi adımları atacak?
Ya da hiç belli olmaz, terk edebilir Hızır’ı…
Eğer genel sekreteri terk edecek ise Kocaoğlu, kamuoyuna bir açıklama yapmak zorunda. Hatta daha ileri giderek, ortada dolaşan iddiaları açık ve net biçimde soruşturmaya açmalı.
Belki kendisine bir dosya gelebilir. Bu dosyanın içinde iddiaları netleştirecek belgeler bulunabilir. Belki şimdiki PM üyesi Rıfat Nalbantoğlu’nun il başkanı olduğu dönemde konuyu kendisi ile konuştuğunu hatırlayabilir. Genel Sekreter Yardımcısı Ferda Eser’in bilgisine de başvurabilir…
Yapacağı çok şey var.
Ama yapmaması gereken tek şey “partiye zarar verir” gerekçesi ile olayı örtmeye çalışmak. Bu eylem, dürüst başkan imajına da yakışmaz, parti genel başkanının geliştirmeye çalıştığı ideolojiye de… Tabii belediyede yaşanan gerçekler tek kişiyle açıklanamaz. Hızır’ın alt kadrosuna ve yakın çalışma arkadaşlarına da bakmak gerekli. Mal varlıkları konusu ise kesinlikle ve kesinlikle masaya yatırılmalı.

**
Ortada bir röportaj var. Önder Sav’ın bir internet bir sitesine verdiği röportaj… İzmir’deki ekip şefinin yaptığı açıklamalar yeterli olmamış, yerel medyadan öteye geçememiş, hatta güdük kalmış ki, asıl şef devreye girdi. Röportajda çok şey var ama bir tek şey eksik. Sav, bu kadar çok tespit yapacağına şunu net biçimde ifade etseydi:
“Benim hayatım CHP. Evde eşim olmasa partide yatabilirim bile. Eğer kaset ile yaşanan süreç gerçekleşmeseydi, ben ve ekibim Deniz Baykal tarafında bu kurultayda tamamen tasfiye edilecektik. Önüme bir fırsat çıktı. Onlar beni tasfiye edeceklerine, ben onları ettim. Kimse partimi elimden alamaz. Ben ölene kadar burada kalacağım.”
O kadar çabalamaya gerek yok. Bu işte tüm sorun.
“Tasfiye edileceğinden korkacağına, tasfiye etmeye çalış.”
İttihat Terraki’de bile böyle bir süreç yaşamamıştır. Bunu demokrasi, ilke, ideoloji vs gibi kavramlarla açıklamak maalesef yeterli olmuyor. Kamuoyu CHP içindeki güçler dengesini bilmiyor, hatta ilgilenmiyor olabilir. Ancak parti örgütünün tamamı olayın farkında… Bu örgüt, bugün bir yerde duruyor ise yarın aynı yerde duracağını kimse garanti edemez.
Bu röportajda dipten gelen mesajı da herkesin net biçimde okuması gerekiyor.
Yani diyor ki Önder Sav, “Bana tabii olun, benim isteklerimi yerine getirin, benim gölge genel başkan olarak devam etmem için gerekli desteği verin, ben de sizin beklentilerinizi çözeyim. Vermez iseniz siz bilirsiniz, ben nasılsa verecek birilerini bulurum.”
Bugünden itibaren vermeye niyetli arkadaşları bir bir göreceğiz.


YENİGÜN 07 - 06 - 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder