Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Ekim 2008 Cuma

İki teori

Ayağın kırılması, ayağın kırılması ama kemiğin ayrışmaması, ayağın kırılması ama kemiğin çatlaması, ayağın kırılması ama sadece burkulması…
“Günün birinde ayak kemiği üzerine yazı yazacaksın” deseler gülüp geçerdim. Ancak konu belediye başkanın ayağı olunca ister istemez siyasi bir içerik kazanıyor. Üstelik bu ayak kemiği internet ortamına düştüyse, yıllarca üniversite sıralarında dirsek çürütmüş profesörler tarafından gazetecilere ayrıntılarıyla açıklanıyorsa, bu medyatik kemik üzerine fikir yürütmek farz oluyor ister istemez.
Kocaoğlu’nun Kaz Dağları’nda düşüp ayağını incitmesi herkesi meraklandırdı. Ancak merak sadece “Başkanımızın durumu iyi mi” noktasında yoğunlaştı.
Kaz Dağları çok geniş bir coğrafyadır. Bu geniş coğrafyada Kocaoğlu nerede ve kimlerle beraberdi?

* * *

Birinci teori Kocaoğlu’nun Güre’de kaldığı şeklinde… Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kaplıcaya olan düşkünlüğü nedeniyle bu teori öne çıkıyor. Keşke Hasan Tahsin ile birlikte gittikleri Salihli kaplıcalarını tercih etse ve hastanede kalsaydı, birkaç gün sonra bölgeye gelen Deniz Baykal tarafından da ziyaret edilirdi.
Rivayet odur ki, Kocaoğlu Güre’de eski bir il başkanı, eski bir milletvekili, halen görevinde olan bir belediye başkanı ile birlikteydi. Sanırım yapılan aday adaylığı açıklamasının yarattığı tepkileri ölçmek ve taktik geliştirmek için toplanmışlardı. Bu gizli buluşma yine rivayete göre bir muz kabuğu ya da ıslak zemin nedeniyle medyaya yansıdı.

* * *

Yine rivayet odur ki (Gördüğünüz gibi ortalık rivayetten geçilmiyor) Baykal geçmiş olsun için İzmir’e gelecekti. Ancak Büyükşehir belediye başkanının kimlerle hangi amaçla Kaz Dağları’nda olduğunu netleştiremediği için bu ziyareti yapmadı.
Ben de bu sütundan olayın rivayet boyutunu aktarıyorum. Kim bilir. Belki genel başkan da bu yazı ile bilgilenir.

* * *

İkinci teori, Kocaoğlu Kaz Dağları’nın içlerindeki bir butik oteldeydi. Elinde telefon İzmir ve Ankara’da esen set rüzgârları izliyor önümüzdeki süreç konusunda taktik geliştiriyordu. Kocaoğlu’nun kiminle olduğu ise bu teoride muamma. Üstelik kendisi ile yakın çalışan danışmanlarının bile başkanın nerede olduğu konusunda bilgileri yoktu. Zira o saatlerde bizzat ben Kocaoğlu’nun 4 danışmanı ile 3 saatlik bir sohbette idim. Haberleri olsa mutlaka bir şekilde ağızlarından kaçırırlardı.

NOT 1: Fırıncının kızı döktürüp duruyor. Ne yaparsın. Bir fırıncı olarak böyle bir kızı evde tutmak hiç de kolay değil. Boşluğu buldu mu atıyor kendini sokaklara. Vallahi bir Tokat Erbaa cevizli ekmeği ile bir Tartanlı göçmen çöreğine bile gidiyor. Susamlı göçmen çöreği, uzun Torbalı katmeri, dolmalık Urla katmerine gitse canım yanmayacak ya…

NOT 2: Hasan Tahsin’i pas geçtiğimi zannetmeyin. Yakında ona bazı sürprizlerim olacak.

YENİGÜN 17 - 10 - 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder