Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Nisan 2002 Salı

Silahlı gazeteciler

İstanbul Etiler Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü, medya mensupları arasında "Tabanca Atış Şampiyonası" düzenliyor. Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet Çömcüoğlu, Türk Polis Teşkilatı'nın 157. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında, 8 Nisan Pazartesi günü medya mensupları arasında "Tabanca Atış Şampiyonası" gerçekleştirileceğini bildirdi. Çömcüoğlu, eğitim merkezinin kapalı atış poligonunda yapılacak yarışmaya katılmak isteyen basın mensuplarının, ruhsatlı silahları ve 10 adet fişekle müracaat etmeleri gerektiğini kaydetti. Türk basının bulunduğu noktayı ve toplumun basına bakışını daha iyi hangi haber yansıtabilir?
Türk basınının önemli kalemlerinin tabanca taşımasını bir türlü kabul edemedim. Nedir gazeteciyi toplumun diğer kesimlerin farklı kılan? Neden sadece bu kesime yönelik özel yasalar, kararnameler çıkarılıyor? Gazetecilik mesleği yazmak ile ilgilidir, silah kullanmakla değil. Dolayısıyla silahınız kalem olmak zorundadır. Yarattığınız haberler, ileri sürdüğünüz fikirler kamuoyunun yararına olmalıdır.
Ancak birçok gazeteci için ruhsatlı silah taşımak çok önemli. Madem onlar için silah önemliyse neden bu arkadaşları Filistin'e göndermiyoruz. Savaş ortamında özene bezene aldıkları ruhsatlı silahlarını kullanır, bu konuda ne kadar önemli olduklarına dair kendilerini tatmin ederler.
İşin ilginç yanı tarihe baktığımızda da silah taşıyan ve bunu kullanan gazetecilere prim verildiğini görüyoruz. Bunlardan biri Hasan Tahsin. İzmir için önemli olduğu ve düşmana karşı ilk mermiyi attığı için büyütülen, bununla da yetinilmeyip Konak Meydanı'na heykeli dikilen... Her zaman karşı çıktım bu heykele. Elinde silah bulunduran gazeteci heykeli İzmir'in bir ayıbı. Bu heykelin değiştirilerek elinde kalemi olan yeni bir figürün yapılması gerekli.
Tabii bu tartışma bizi gazetecilerin milliyetinin olup olmadığı tartışmasına götürüyor. Bir gazeteci haberini yaparken kendi ulusal kimliğini öne çıkarır mı? Yoksa konuya uluslarüstü açıdan bakma zorunda mıdır? Hasan Tahsin anıtınrın aynen yerinde olmasını savunanlar, gazetecinin önce Türk sonra gazeteci olduğu tesbiti yapıyorlar. Onlara göre ulusal çıkarlar her şeyin önünde yeralmalıdır. Ancak dünya değişiyor. Son yıllarda Batı'da gazetecilik kimliği yeniden tartışılmaya başlandı. Yeni akıma göre gazeteci önce gazetecidir, sonra diğer alt kültürlerini öne çıkarır. Bu çerçevede sorunlara ve olaylara içinde bulunduğu devletin mantığı yerine evrensel kriterler açısından bakmalıdır.
Bazı gazeteci örgütleri bunun mücadelesini yıllardır veriyorlar. Ancak Türkiye'deki medyanın sahiplik yapısı ve gazetecilik mesleğinde görülen erozyon, bu tür konuların toplumda tartışılmasını engelliyor. Güç ve erk öne çıkıyor, gazeteciler için tabanca atış şampiyonası düzenlenmesi gündeme geliyor.
Türkiye zor ülke. Ancak bu ülkeyi zorlaştırmak ve çirkinleştirmek için herşeyi yapıyoruz.

HABER EKSPRES 02 - 04 - 2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder