Önce şu haberi geçtiler…
“22 Eylül Saat: 20.00'de Kanal 35'de İş Dünyası programında İzmir Belediyeleri ve Kent ekonomisi tartışılacak. Gazeteci Süleyman Gençel, İzmir'deki belediyelerde yaşananları, Genel Sekreter Ersu Hızır'ın görevden alınmasının perde arkasını ve sonrasında yaşanan gelişmeleri ilk kez bu programda açıklıyor?
İzmir Belediyelerinde Neler Oluyor?
İktidar Partisinin İl Başkanı Ömür Kabak Ne Düşünüyor?
Gazeteci Ahmet Kaplan'ın sunduğu İş Dünyası'nda kent ekonomisinin temel taşı olan yerel yönetimler ve kent ekonomisi konuşulacak.
Program Katılımcıları:
Ömür Kabak AK Parti İzmir İl Başkanı
Süleyman Gençel
Yusuf İnan…”
Ardından ikinci bir haber…
“Yapım ve sunuculuğunu üstlendiğim Kanal 35 TV'de yayınlanan İş Dünyası'na; AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak, Gazeteci Süleyman Gençel ve Yusuf İnan konuk olarak katılacaktı. 22 Eylül Çarşamba günü Saat: 20.00 ile 21.000 arasında yayınlanacak olan program, kurumun kendi takdiri ile ileri bir tarihe ertelenmiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Ahmet Kaplan…”
Birkaç gündür kaleme aldığım büyükşehir ilişkilerinde yeni bir sayfa bu… AKP’ye yakınlığı ile tanınan bir televizyon kanalı, CHP’li büyükşehir ile ilgili eleştirel olabilecek bir programın iptaline karar veriyor.
Kanalın siyasi anlamda yakın olduğu AKP’nin İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’ı da sansürlemesi hayli ilginç. Burası İzmir… Her an her şey olabilir…
Kabak da şaşkın… “Bir yanlış anlaşılma olabilir” diyor ve ekliyor: “Oysa ne kadar da çok çalışmıştım. Memlekette televizyon mu kalmadı. Biz de başkasına çıkarız.”
O zaman akla şu soru geliyor.
Kanalın sahibi Ahmet Küçükbay ile Aziz Kocaoğlu hangi noktada kesişiyor?
Önümüzdeki günlerde Üçüncü İzmir Projesi gibi dosyaları açmaya başladığımızda bazı kesişmeler daha net biçimde ortaya çıkacaktır. Paranın ideolojisi ya da partisi olmuyor görüldüğü gibi…
AKP’li meclis üyelerinin hiç tartışmadan geçirdiği hatta denetmenlik yaptıkları bazı dosyalar da var değil mi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde?
Acaba Tayyip Erdoğan İzmir’e bu noktadan bakıyor mu?
Danışmanlarının izlediğinden eminim. Belki sansür, yazılanlar ve bundan sonra yazılacak olanlar AKP’nin İzmir’i yeniden analiz etmesine yardımcı olur.
Eğer bir televizyon kuruluşu tarafımıza sansür uyguluyorsa ise biz de küçük ama etkili bir sansür uygulayabiliriz.
Kanalın sahibi Ahmet Küçükbay, aynı zamanda Orkide yağlarının sahibi…Orkide’nin sonundaki e harfine sansür uygular, “Orkid yağları” konusunu tartışmaya açarız. Yakıştı da… Karşıdan daha sempatik görünüyor…
Bir not da aktif gazeteciliği 1989 yılında bırakan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanına… Türkiye’de gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarını başarılı ilan eden ve plakete boğan sahibi olduğu dergiyi saymıyorum tabii ki…
Milletvekili olmak için bu kadar çabaya gerek yok bence… Olunacak ise olunur. Kimse engelleyemez…
Belki de vekil olman konusunda benim yardımım dokunabilir. Çünkü İzmir’de kimi eleştirsem, bir yerlere geliyor ya da getirtiliyor…
Totolojik bir durum ama olsun… Alıştık buna.
NOT 1: Yine medyadan devam edelim. Yenigün Gazetesi’nden ayrılma nedenim malum. Büyükşehir ve CHP eleştirilerim yüzünden yayınlanmayan yazım dolayısıyla gazete ile ilişkimi kesmiş, yönetimi ile o tarihten itibaren hiç görüşmemiştim. Önceki sabah Yenigün’ün koordinatörü Eyüphan Gündoğdu aradı ve Müjde FM’de büyükşehirdeki son gelişmeler konusunda kendi programına konuk olmamı istedi. Telefon hatlarından veri aktarılıyor da insan hemen hattın öbür ucuna geçemiyor. Geçse neler olacak neler?Bugüne kadar çok surat gördüm ama böylesine ilk kez rastladım. Türkçem yetersiz kaldı, İngilizce, Almanca ve Yunanca’dan bu zat için tatminkâr bir sıfat arıyorum…
NOT 2: Okullar açıldı. Millet duraklarda sürünüyor. Körüklü otobüsler BMC’ler ve Mercedesler’in büyük bölümü arızalı… Bir bakın ESHOT araç parkına… Otobüs mezarlığı gibi… Camları patlıyormuş… Bu da ilginç bir durum… Bir otobüsün camları neden patlar ki… Siz kendi arabanızın camlarının durup dururken patladığına hiç şahit oldunuz mu? Pazartesi günü ESHOT üzerine özel bir dosya açacak, çok eğleneceğiz… Yani ben eğleneceğim. Sizleri bilemem.
NOT 3: Büyükşehir’deki değişim sürüyor. Ünibel’in Genel Müdürü Güler Sezer özel kaleme geliyor. Özel Kalem Müdürü Levent İşler, Tülay Azeri’den boşalan Kararlar ve Tutanaklar Daire Başkanı oluyor. Tülay Azeri’nin de genel sekreter yardımcılığı görevi vekaletenden asaletene çıkarılıyor.
Ancak Tülay Azeri’nin yeni pozisyonuna belediyede çok kişi tepkili… “Kurumdaki yeni atamalar, Charlie’nin Melekleri dizisini geçti” diyorlar. Aslında eksik bir tanımlama… “Carlie’nin Teyzeleri” daha iyi ifade ediyor yeni durumu…
Belediyeyi iyi bilen bir arkadaşım telefon etti ve şunları söyledi: “İlk kez yanlış yaptın. Bir düğmeye bastın, taşlar yerinden oynadı. Ancak Tülay Azeri genel sekreter yardımcısı olduktan sonra sen büyükşehir üzerine bir tek kalem oynatamazsın. Çünkü oynatman için belediyede bir şey yapılması gerekiyor. Bundan sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde hiçbir şey olmaz. 2014’te kasası dolu, hiçbir şey yapmamış bir belediye olarak İzmir’i teslim ederiz.”
Haritada ve bilgi işlemde de değişime gidiliyor.
NOT 4: Üçyol-Üçkuyular metro projesinde sahada belediyenin sorumlu şefi inşaat mühendisi Nevin Genç. Nevin Genç’in eşi Dr. Hüdai Genç… Hüdai Genç son iki dönem AKP’den aday adayı… Bir taraftan, “Metromu AKP bitirtmiyor” de, diğer taraftan eşi AKP’den iki kez aday bir inşaat mühendisini metroda belediyenin sorumlu şefi yap. Bu ne yaman çelişkidir böyle… Olaya demokrasi açısından bakılıyor, “Bu kent çok demokratiktir” deniliyor ise bir şey diyemem. Ama bu kadar demokrasi de biraz fazla yani. Bir taraftan yazıları sansür et, diğer taraftan bu işlere izin ver… Gerçi Bozoğlu Grubu da AKP’li idi…
NOT 5: Grand Plaza’daki iş devam ediyor. Son bomba başkan danışmanı Güler Tunçoku’na tahsis edilen otomobil… 35 EF 265 plakalı araba ile İzmir’i turlayan Tunçoku’na sürekli refakat eden Grand Plaza Genel Müdür Yardımcısı Haydar Ballı’nın eşi Nevin Ballı…
Böyle bir arabanın bir danışmana tahsisi için ya “yönetim kurulu kararı” ya da“başkan oluru” gerekiyor. Ancak ne yazık ki ikisi de yok. Grand Plaza yönetimi bu durumu fark ediyor ve 2 ay önce arabayı Tunçoku’ndan alıyor. Onun yerine kendisine şirket üzerinden yeni bir araba kiralıyorlar. Aylığı 1200 liradan. 35 HU 949 plakalı, 2009 Megan… Tabii ki benzin ve tüm masraflar Grand Plaza’dan. Bu ikili her gün arkadaşları ile birlikte Grand Plaza’nın bir restoranını ziyaret ediyor, yemek yiyorlarmış. Ancak nedense elleri hiç ceplerine gitmiyormuş.
Haydar Ballı’nın oğlu da bildiğiniz gibi Büyükşehir Belediyesi’nin fırınında unlu mamuller şefi… Altına da dışarıdan kiralanan bir araba çekilmiş… 2009 model beyaz bir doblo…
Haydar Ballı’nın ise genel müdür yardımcısı olarak kendine tahsisli bir arabası bulunuyor. 35 FZ 702 plakalı 2009 model Megan…
Yakın dostum Macit Sefiloğlu’nun okul arkadaşı Haydar Ballı. Ancak Macit de güya gazeteci olacak. Şimdiye kadar hiç anlatmadı bizlere böyle Ballı bir aile ile yakın arkadaş olduğunu…
NOT 6: Büyükşehir Belediyesi 29 Ekim Açıkhava konseri için Tarkan’ı getiriyormuş. Maliyeti aşağı yukarı 250 binlira… Gerek var mı? Bana göre yok. Milleti özellikle de gençliği eğlendirmek istiyorsan, çok daha az maliyetli eğlenceye yönelik işler yapabilirsin. Üstelik AKP’li ve CHP’li belediyelerin yaptığı bu tür ücretsiz halk konserleri, müzik sektörünü de öldürüyor. Daha sonra anlaşılacak işin önemi… Tabii bu işin kime ya da kimlere nasıl verildiği de ayrı bir konu…
NOT 7: Kendimi büyükşehir başmüfettişi gibi hissetmeye başladım. Ama bu işi Allah rızası için yapıyorum… Konu büyükşehir müfettişlerine geldi ise bir sorum olacak. Ne oldu Ersu Hızır soruşturması? Beni ne arayan, ne soran var. Yoksa benden bilgi almadan mı hazırlanıyor bu rapor. Olmaz ama; çorbada benim de tuzumun bulunması gerekmiyor mu?
NOT 8: Baro başkanlığı seçimi var önümüzdeki günlerde. Şimdiki İzmir Barosu Başkanı Özdemir Sökmen yeniden aday… Aslında ilginç bir adaylık Sökmen’inki… 8 ay için başkan olacak, sonra milletvekili olup gidecekmiş. Bu konuda Ankara ile bütün anlaşmalarını yapmış. DSP İl Başkanlığı döneminde siyaseti pek öğrenememiş Sökmen… Kim kendisine vekillik sözü vermiş acaba?
Hem de CHP’de, hem de ortalık bu kadar karışıkken. Bu sözü verenin yarın kendi koltuğunu bile kaybetme riski olduğu şu aşamada…
Birileri fena kandırmış İzmir Barosu Başkanı’nı…
AKP’den aday olacak ise ona bir şey diyemem. Bugünlerde referandum sonuçları ile koltuğunu ve iktidarını daha da sağlamlaştıran Tayyip Erdoğan vekillik sözü verebilir. Başka kimse değil…
NOT 9: CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir milletvekili Abdürrezzak Erten, Milliyet Gazetesi Ege İlavesi köşe yazarı Hamdi Türkmen’e vermiş... “Türkiye’yi İzmirleştirme Projesi için çalışıyoruz” demiş. İşte şimdi “imdat” demem gerekiyor…
NOT 10: Habertürk Gazetesi köşe yazarı Bekir Coşkun'un başına gelenleri şiddetle kınıyorum. Bizler bu duruma alıştık. Bundan sonra da çok karşılaşacağız gibi görünüyor.
Egenin Sesi 24 - 09 - 2010
24 Eylül 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder