İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu geçtiğimiz hafta Karşıyaka kongresinde yaptığı konuşmada ilçe kongrelerine müdahale eden belediye başkanlarını eleştirmiş, kendi işlerini yapmaları gerektiğinin altını çizmişti. Kocaoğlu’nun bu sert çıkışı herkesi şaşırtmıştı açıkçası. Bir grup bu eleştirilerin Cevat Durak’a yönelik olduğunu iddia ederken, bir başka grup eleştirilerin merkezinde Hasan Karabağ’ın olduğunu belirtmişti. Madem Hasan Karabağ eleştiriliyordu, o zaman neden mekan olarak Karşıyaka seçilmişti?
Aynı Kocaoğlu önceki gün Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır’ın makamındaydı. Konu Bornova kongresiydi. Kocaoğlu kongreye tek liste olarak gidilmesini talep ediyordu Sındır’dan.
Üç gün önce belediye başkanlarını ilçe kongrelerine müdahale ediyor diye eleştir, ardından git, Bornova Belediye Başkanı ile Bornova ilçe kongresine tek liste ile gidilmesi konusunda anlaşmaya çalış. Üstelik bunu, “Eğer tek liste gidilmezse, bu ilçeye yatırımı unutun” şeklinde bir tehdidi de vurgulayarak yap.
Önceki sabah Bornova Belediye Başkanı Sındır’ı telefon ile aradım. “Seninki karşımda oturuyor” dedi. Ben de “Bunu bildiğim için arıyorum” dedim. Kocaoğlu’ndan uzaklaşarak başladı konuşmaya.
İlginç bir belediye başkanımız var vallahi. Yaz yaz bitmiyor.
Bornova Kongresi’ne müdahalesi bununla da bitmiyor Kocaoğlu’nun. 3 gün önce Barış Aysal, Mürteza Serel, Erol Mutlu adlı delegeleri saraya çağırarak kongrede Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın’ın yeniden aday olmaması gerektiği konusunda iknaya çalışmış Kocaoğlu.
Neden?
Çünkü Ertürk Çapın’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na küfrettiği bilgisi gelmiş Kocaoğlu’na.
Delegelerden ise şu yanıtı almış. “Biz Ertürk Çapın’ı iyi tanırız. Böyle bir şeyi kesinlikle yapmaz.”
Aslında biz de tüm Bornovalıları iyi tanırız. Kimin küfredip, kimin küfretmeyeceğini çok iyi biliriz Sayın Kocaoğlu…
Kocaoğlu’na yakın bir isim de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Bornova kongresine bu kadar önem vermesini şu sözlerle açıklıyor:
“Kendi evinde yenilmek istemiyor. İki liste çıkarsa, kayıpta olacağını biliyor. Bu nedenle tek liste için ikna turlarına başladı.”
İlahi başkanım. “Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı” misali hem belediye başkanlarını kongrelere karışıyorlar diye eleştir hem de yukarıdaki gibi bir çuval iş yap.
Nasıl olacak bu?
Konu küfürden açılmış iken, Habertürk köşe yazarı Erdal İzgi’nin, “Sayın Kocaoğlu benimle yaptığı telefon görüşmesinin tamamını kamuoyuna açıklasın, yoksa ben açıklayacağım” yazısına ne demeli.
İzgi-Kocaoğlu fermuar görüşmesinde kim kimin için ne dedi? Ortada bir küfür var mı? Nekrofili durumu hala devam ediyor mu? Yoksa bu konuşma telefonda kayda alındı mı? Gerçekten merak ediyorum
Sayın Kocaoğlu açıklayın şu görüşmeyi biz de bilelim neler oluyor.
Basın biriminiz her konuda bizi zaten bilgilendiriyor, neler yaptığınızı, ne kadar başarılı olduğunuzu onlardan öğreniyoruz. Bu konuyu da haberleştirsinler, biz de aydınlanalım. Bir belediye başkanı ile bir köşe yazarının telefon görüşmesi kamusal bir durumdur ve kamunun da bu görüşmeyi bilmesi hakkıdır. Ama kamuya açıklayamam derseniz, bana açıklayın. Sizin yerinize ben kamuoyuna açıklarım. Bunu büyük bir zevkle yapacağımdan da emin olun.
YENİGÜN 01 - 01 - 2010
1 Ocak 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder