Jeotermal Genel Müdürü Ali İçhedef’in konuşma ve sohbet kayıtlarının sonuna gelmiş bulunuyoruz. İçhedef İzmirlilerin iyi tanıdığı gazeteci Hasan Tahsin ile olan sohbetini de kayda almış. Kayıttan habersiz olan Tahsin, klasik tavrını burada da sürdürmüş. Sağa sola sallamak. Hiperaktif gazetecimiz İzmir valisinden belediye başkanlarına kadar herkes hakkında atıp tutmuş. Yine her zamanki gibi konudan konuya geçtiği, daldan dala atladığı için sohbetin ana konusunu anlamakta zorlandım. Hasan ile yapılan sohbetin ana hatlarını vermeyeceğim. Dileyen Hasan Tahsin’i arayıp sorabilir neler yaşandığını.
Ali İçhedef’in iki kez aradığı kamu iç denetçisi Mehmet Kaçar ile olan diyalogları ise gerçekten garip. Kaçar’ın “Beni aramayın, prosedüre uyun” ikazlarına rağmen telefonda kendini aklamaya çalışması ve bu iki görüşmeyi kayda alması da durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.17 saatlik kayıtta burada kaleme alamadığım hayli malzeme var tabii ki.
Ancak genel olarak baktığımda bir bürokratın kayıt işlerine dalması, hatta bazen konuşmaları yanlışlıkla kayıt etmesi, yaptığı kayıtları ortada bırakarak başkalarının eline geçmesine neden olması, adı geçen bürokratın durumunun parlak olmadığını gösteriyor.
Üstelik bir de aday İçhedef. Çalışma arkadaşlarından birinin “Neden siyasete atılmıyorsunuz” sorusuna, “Karabağlar adaylığını denedim. Ancak başkan beklememi söyledi” yanıtını vermesi, önümüzdeki milletvekilliği seçimleri için belli bir düşüncesi olduğunu, ancak şimdiden böyle bir çalışmaya girmenin erken olduğunu vurgulaması da ayrı bir tartışma noktası.
Sanırım İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın genel seçimlerdeki en önemli kozlarından biri olacak Ali İçhedef. İzmir milletvekilliği İçhedef’e de yakışır. Kocaoğlu’nun İçhedef’i desteklemesi ise son derece olağan bir durumdur. Zaten bir bürokratın bu kadar arkasında duran bir belediye başkanının yapması gereken de budur.Bu yazılardan sonra, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile İzmir Valisi arasında hiçbir sorun yoktur” gibi açıklamalar yapan, yazılar yazan arkadaşların kent gündemini daha iyi takip etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Gündemi doğru takip etmezseniz, kimse de sizi takip etmez.
NOT 1 : Karabağlar Belediye Meclisi’nde bir caddeye Muhsin Yazıcıoğlu isminin verilmesi önerisi tartışma yarattı. Önerge CHP’lilerin oylarıyla reddedildi. Yine Karabağlar Belediyesi’nde bazı çalışanlar son günlerin modası, Kürt açılımına karşı Türk açılımını gündeme getirdiler. Aşiret çocuklarının müdür, kendi çocuklarının park ve bahçelerde işçi olmalarına sinirlenen CHP’liler Sıtkı Kürüm’den Türk açılımı isteyeceklerini söylediler. Bakalım İzmir milletvekilleri, pardon Karabağlar milletvekilleri Abdürrezzak Erten ile Güldal Mumcu bu konuya nasıl eğilecekler. Kavacık Köyü’nde ev yaptırmak için arsa bakmaya benzemez bu işler...
NOT 2 : İzmir’de kamuda ihaleye fesat karıştırma çerçevesinde bir dizi operasyon yapıldı. Bu operasyonda 18 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklular arasında AKP Bornova İlçe Başkan Yardımcısı Yasin Uğurlu da bulunuyor. İşin ilginci AKP Bornova ilçe yönetimi, toplantılarında Uğurlu’yu izinli gösterip, görevinden düşürmüyor. Yasin Uğurlu’nun yeğeni Arif Uğurlu’nun Kemalpaşa’dan büyükşehir meclis üyesi olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.
NOT 3 : İzmir için elele kampanyasını basına tanıtmak için düzenlenen gece, son yılların en kötü organizasyonlarında biriydi. Ne için orada olduklarını kavrayamayan işadamları, sivil toplum örgütü liderleri, gazeteciler... Ne dinledik? Yıllardır söylenenlerin tekrarını. Mega müze için yer önerisi de benden: Kokluca Mezarlığı. Ölü doğan projenin gideceği yer sonuçta orası.
NOT 4 : Alaattin Yüksel’in açıklamalarından sonra ne yazabilirim diye düşündüm. Aslında kitap hatta ansiklopedi bile yazabilirim. Ama yazmayacağım. Önce il başkanlığını ardından İTO seçimlerini kaybederek, mega müzenin yapılmasını önerdiğim yere çok önceden nakledilen birini yeniden diriltmenin anlamı yok sanırım.
YENİGÜN 09 - 10 - 2009
9 Ekim 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder