Jeo-kulak Ali İçhedef’in Nisan ayı başlarında kendi kendine kaydettiği ve bir şekilde başkalarının eline geçen 17 saatlik kaydı dinlemeyi sürdürüyoruz.İl Genel Meclisi eski Başkanı İsmail Yılmaz’dan hayli dertli olan İçhedef il genel meclisi başkanlık seçimini merakla bekliyor. İçhedef seçimi telefonda bir kişi ile nasıl değerlendiriyor:
“Doğan Albayrak aday olunca şaşırdım. Ben onun il genel meclisi üyesi olarak seçildiğini bile bilmiyordum. Fotoğraflarda her kareye girmeye çalışan biri. İlk kez meclis üyesi ol, sonra gel bir de başkanlık iste yahu… Yönetim kuruluna gelir ise bize İsmail Yılmaz’dan daha çok çektirir. Eski genel müdür Fasih’in takımından o… Hakkı Berksü başkan olsaydı keşke. Bu seçilen Serdar Değirmenci kim? Eskilerden mi? Hıııı… O zaman politik davranacağız bu adama karşı.”
CHP içinde Ali İçhedef ile uğraşan kişinin aslında İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yakup Vatan olduğu yaygın bir kanıdır. Ancak İçhedef, Yakup Vatan ile samimiyeti ilerletmeyi de unutmuyor. Bakın neler anlatıyor İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’nin odasında Vatan’a:
“İsmail iki genel müdürün başını yemek istiyor. Orada Turabi, burada ben. Soruşturma da onun başının altından çıktı. Valiyi toplantıda bana karşı saldırttı. Sonra da MTA Bölge Müdürü’ne şikayet etti. Toplantıda bana (Ne gıcıklık yapıyorsun) bile dedi. Toplantı sonrası valiye gittim. Bürokrat gibi davranmadığımı belirterek, elim cebimde konuştuğum için sizden özür dilerim dedim. Ancak bu MTA’ya fazla bulaşmayın. Kanunu yapan onlar. Arkalarında da bakan duruyor. Böyle yaparsanız bakanla karşı karşıya gelirsiniz dedim. Sanki ben bunu ona söylemedim. Valinin odasında beni yerimden etmek isteyen Niyazi’yi görmüşler.”Yakup Vatan, İçhedef’i vali ve büyükşehir belediye başkanı arasında dengeli olması konusunda uyarmasına rağmen İçhedef yolundan sapmıyor, Yakup Vatan’a anlatmaya devam ediyor:
"Vali Oğuz Kağan Köksal zamanında böyle değildi. İstediğim zaman odasına gidiyor, jeotermaldeki sorunları tartışıyordum. Ama şimdiki vali öyle değil. Raporları götürüyorum, (Oraya bırak, toplantıda görüşürüz) diyor. İsmail Yılmaz’ın güdümüne girmiş bu. Narlıdere’de olayında da aynısı oldu. Abdül Batur’a söylüyorum, boruları geçirmek için bir plan yapalım diye. İki üç kez uyarınca, (Ya sen ne gıcık adamsın, arsa sahipleri mahkemeye verdiler, bir şey yapamam) dedi. Arsanın çevresinden dolanalım, bunu Jeotermal Yönetim Kurulu’nda gündeme getir dedim. Tıss yok. Ben konuştum, anlattım durumu. Vali anlamadı, (bu yanlış) dedi. İsmail de beni gagalayacak ya, evet yanlış dedi. Kabahat Batur’un iken benim oldu. Vali Öğütcen’e uğruyordum 2 yıl önce. Bana, (Gözlerinde kendi gençliğimin ateşini görüyorum) diyordu. Ama bu valiye anlatıyorum. Sinirleniyor, (Sana rücu edeceğim hesapları) diyor.”
İçhedef için önemli olan tek isim Kocaoğlu… Yardımcısı ile konuşmasında arada bir uğrayıp Kocaoğlu ile sohbet ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Belediyede yüzler gülüyor. Sanırım Piriştina’nın posterleri kalkar. Vesayet olayı bitti artık. Başkan kopara kopara aldı… İl Genel Meclisi’ni bile… Bu oylar, adamın şahsi oyları. Ne Deniz Baykal’ın ne Kemal Karataş’ın ne Rıfat Nalbantoğlu’nun… Bu oylar sadece Aziz Kocaoğlu’nun… Şimdi gidip tüm bu yaşananları anlatsam, (Gel o zaman belediyeyi sen yönet) diyecek… Ama şu gürültü geçsin, yakın zamanda uğrayacağım.”Son bölüm: İçhedef hangi İzmirli gazeteciyi kaydetti. Bu sohbette neler konuşuldu? Jeo-kulak skandalı yargıya intikal ediyor mu?
NOT 1 : Milliyet Ege’de yayınlanan iki günlük röportajı okuduğumda, “Birileri dönüyor mu?” diye düşündüm. Herkes istediği gibi dönebilir. Ama dönerken yanlışlıkla kucağıma düşmesin de..
NOT 2 : Bana doğrudan ulaşmak isteyenler için… sgencel@ttmail.com
YENİGÜN 07 - 10 - 2009
7 Ekim 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder