İşi hemen başka yönlere çekmeyin lütfen! Sadece Aziz Kocaoğlu üzerine yazı yazmam, sağa sola viraj yapmamam konusunda saraydan uyarıldığımı söylemek istiyorum.
Bu tür uyarılar beni bağlar mı?
Aslında bağlamaz.
Ancak uyarı biçiminin son derece nazik olması nedeniyle biraz bekleme kararı aldım diyelim.
Tabii ki bir önceki yazımda öne çıkardığım konu hakkında yapılan çalışmaların kamuoyu ile paylaşılıp paylaşılmadığına bakacağız.
Burada öne çıkan nokta, Zübeyde Hanım Huzurevi’ni de içine alan derneğin yönetim sistemi ve mali tablosunun ayrıntılı şekilde incelenmesi.
Neyse madem, uyarıldık biz yine şehr-i emine dönelim.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yayınladığı stratejik planda kentin öncelikleri arasında turizm geliyordu.
İki gün önce Atina ile İzmir arasında doğrudan seferler konuldu.
Artık İzmir’den Atina’ya gitmek için 6 saat harcamayacaksınız. 40 dakika içinde Atina’daki Eleftheros Venizelos Havalimanı’nda olabiliyorsunuz.
Bu hat için epey gürültü koptu.
Benim merak ettiğim Kocaoğlu’nun ilk uçuşa neden katılmadığı.
Demirtaş ile sorunu hala devam mı ediyor, yoksa bunun altında bir başka gerekçe mi var?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı aynı gün Selçuk ve Bayındır ilçelerini ziyaret ediyor, çok önemli projelere imza atıyordu.
Her şeyin altında bir şey aramayın. Demek ki başkan çok yoğunmuş.
Gerçi Saray’dan “Beni istediği gibi eleştirebilir” şeklinde bir mesaj alınca biz de rahatladık.
Ama bu mesaj şu anlama da gelebilir: “Yazarsa yazsın ne olacak. Biz sonuçta işimizi bildiğimiz gibi yapıyoruz. Onun eleştirileri ile değil.”
Bu da bir bakış açısıdır.
Bu, bir siyasetçide en çok beğendiğim mantıktır.
Eğer bu mantıkta devam etmez ise biz ne yazacağız ki? O öyle düşünecek, biz yazacağız. Tez, anti-tez gibi.
Ama İzmir’in özelinde felsefik bir hata var. Çünkü bu bakış açısının sonucunda sentez olması gerekiyor.
İzmir’de sentez ortaya çıkmıyor. O tartışma unutuluyor ya da unutturuluyor. Yeni bir tez üretiliyor, toplum da bu teze karşı anti-tez geliştiriyor.
Hepimiz biraz Hegel okumasında yarar görüyorum.
NOT 1: Kocaoğlu’nun Çiğli yönetiminin değiştirilmesi yönündeki isteği ve bu talebi CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu üzerinden seslendirmesi, CHP İzmir ve genel merkezde ilginç gelişmelere neden olmuş. Nalbantoğlu’nun Çiğli ilçe başkanı ile il binasında yaptığı sohbeti hatırlıyorum. Epey uzun sürmüş, orada bekleyenleri de meraklandırmıştı. Demek konu gerçekten önemliymiş. Önümüzdeki dönemin İzmir dizaynından bahsediyoruz.
NOT 2: Belediye otobüslerinden Atatürk posterlerinin uçtuğuna dair bir bilgi ulaştı elimize. Bakacağız.
NOT 3 : Körfezi de unutmadık, metroyu da… Belediye bürokratları arasındaki çatışmayı ve Kocaoğlu’nun bu catışmaya dahil olmasını ise hiç unutmadık.
YENİGÜN 07 - 08 - 2009
7 Ağustos 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder