Deniz Baykal geldi ve döndü…
Geldiği de pek anlaşılamadı, döndüğü de…
Ortada bir ziyaret programı vardı. Ancak program nedense kuşa döndü. Yapılması planlanan açılışlar, birbirine eklendi, bazılarına hiç gidilmedi…
Beni en çok düşündüren ise 30 Ağustos programının külliyen iptali oldu. Gerekçe ise “CHP Genel Başkanı 30 yıldır 30 Ağustos’u Ankara’da kutlar, onun için dönmesi gerekiyor” şeklindeydi.
Baykal 30 Ağustos’u 30 yıldır Ankara’da kutluyor ise bunun bilinmesi gerekmiyor muydu? Biliniyor ise ve bu program Ankara ile koordineli yapıldıysa neden kimse bu konuda bir şey söylemedi?
Baykal da şaşkındı. Havaalanında yaşanan kargaşa daha başında canını sıkmıştı.
Genel sekreterin programında hiç görülmeyen Kent A. Ş. işçilerinin bu ziyaretin başından itibaren neden baltaladıkları konusu ise ayrı bir soru işareti.
Dolayısıyla “-A” protokol maalesef “Z” protokola dönüştü. Heyecan yoktu, kalabalık yeterli değildi. Swiss Otel’e gelindiğinde sanki Meclis dışındaki bir partinin toplantısı yapılıyormuş imajı vardı, herkesin üzerinde.
Baykal Swiss Otel’de yapılan toplantıda herkesi dinledi, 5 dakika…
Dinlemesine de pek gerek yoktu aslında. Zaten kimin ne yaptığını iyi bilmiyor mu?
CHP liderinin İzmir’de yaşananların sonuçlarını önümüzdeki günlerde yapacağı MYK’da daha net olarak ortaya koyacaktır.
Kendisine buradan bir öneri…
İzmir’deki belediye başkanlarını teker teker çağırın Ankara’ya. Bakın o zaman size neler anlatacaklar, neler…
Fuarın içeride açılması ise ayrı bir komedi…
Gerekçe ise trafik sıkışıklığına neden olmak. Montrö Meydanı son 1.5 yıldır sürekli ve yeniden kazıldığında trafik sıkışıklığı olmuyor da 3 saatlik bir açılış mı trafik sıkışıklığı yaratıyor.
Sonuçta CHP Genel Başkanı’nı halktan tecrit etmeye çalıştılar ve maalesef bunda da başarılı oldular. Kendilerini tebrik ediyorum.
Ramazan ayı sonrası başlayacak kongre takvimi öncesi İzmir’de acil önlemlerin alınması gerekiyor. Herkes harıl harıl toplu kayıt yapıp bunları Ankara’dan geçirme çabasında. Bir önceki kurultay sürecinde yapılan kayıtlar sonrasında Ankara’dan gönderilen parti kimlikleri ilçelerde bekliyor. Çünkü bu kimlikleri verecek insan yok. Daha doğrusu kimliklerde yazılanların yaşayıp yaşamadıkları bile bilinmiyor.
NOT : Bu eylül olağan bir eylül değil. Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.
YENİGÜN 31 - 08 - 2009
31 Ağustos 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder