İzmir’de gerçekten bir IQ araştırmasına ihtiyaç görüyorum.
Ya benimki düşük? Ki bu olasılığı hiç atlamıyorum. Ya yazanların sorunu var ya da konuyu dile getirenlerin.
Ama ortada çok net bir gerçek var ki, İzmir’deki IQ sorunu had safhada.
Dün bir açıklama okudum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu kentin sorunlarına açıklık getirmeye çalışmış.Bir açıldım, bir aydınlandım ki sormayın. Hani Diderot, Montesquieu ve Jean-Jacques Rousseau gibi Aydınlanma Çağı’nın ünlü düşünürleri benim yanımda halt etmişler. Tabii Immanuel Kant’a bir şey diyemem. Onun muadili, Cumhuriyet Bulvarı No:1 Konak / İZMİR adresinde yaşıyor.
Şöyle diyor Kocaoğlu: “Planlamayı genel mutabakatla yaptığınız zaman ve ona uyulursa bir problem yaşanmıyor. Alsancak -Turan arasında planlanan Yeni İzmir Projesi’nde mesela, odaların bir problemi yoktu. Kimsenin problemi yoktu. Biz bir cazibe olsun diye bir teşvik verdik, o zaman. Valilik dava açtı, bitti. Şimdi sadece bir eski belediye başkanımız arkadaşlarıyla beraber dava açtı. Yatırımcının gelmesi mucize.”Ve ekliyor: “Rahmetli başkan bu alanı mutabakat çerçevesinde yaptı. Hatta bunun için yarışma açtı.”
Doğru… Ancak bu bölgenin sizin döneminizdeki plan tadilatı jet hızıyla büyükşehir meclisine geldi ve geçti. Kimse ile tartışılmadı. Kimseye danışılmadı. Nasıl bir toplumsal mutabakat bu anlayamadık.Üstelik Çakmur’un da kırmızı çizgileri vardır. Bunların neler olduğu bilinmediğinden uyarmak istedim. Kırmızı çizgilerin başında kendisini hedef göstermek vardır. Çakmur’u hedef gösterenlerin elmacık kemiklerine ve kulakları dışında burunlarına da dikkat etmeleri gerekir. Kırmızı çizgiler aşılmaya devam edilirse sıradaki uzvun ne olacağı konusu ise “kırmızı nokta” nedeniyle kamuoyu önünde pek tabii tartışılamaz.
Devam ediyor Sayın Kocaoğlu:
“Kentin günübirlik yerlere, tesislere ihtiyacı var. Kentin kafelere, şunlara, bunlara, restoranlara ihtiyacı var. Hele hele de biz ağaçlandırmayı yaptıktan sonra İnciraltı, İzmir’in en güzel yeri oldu. Yani günübirlik kullanım açısından.”
El insaf sayın şehr-i eminim. İnciraltı kent ormanı projesine Piriştina’nın projesi olması nedeniyle tamamen karşı olan siz değil miydiniz? Dönemin genel sekreteri ve danışmanı odanızda zıplamadı mı, Hasan Fehmi Mani sizin tüm uyarılarınıza rağmen o projeyi tek başına kendi bitirmedi mi? Vallahi o dönemin çalışanlarından imzalı açıklamalar alacağım bundan sonra.
Büyükşehir Belediye Başkanı’nın şu tespiti ise gerçekten önemli:
“İzmir’i dünyaya sunamıyoruz”
İyi de İzmir’i biz mi pazarlayacağız? Bu iş için belediye başkanı olan sizsiniz. Aday belirlenmesi öncesi Deniz Baykal’ın her gelişinde gözünün içine bakan, CHP liderinin tüm esprilerine göz yuman da sizsiniz. Geldiğiniz makam İzmir’i dünyaya sunmayı içeriyor. Ama Yunanistan gezisinde yerel gazetedeki küçük bir haber ile geçiştirilen, Çin gezisinde yanlış isim ile anılan bir belediye başkanı olarak İzmir’in uluslararası arenaya çıkmamasının nedeni olarak İzmirlileri işaret etmek ne kadar doğru bilemiyorum.
NOT: Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur Narbel ile ilgili sorunların sermaye artırımı ile aşıldığını işçilerin maaşlarının ödenmeye başladığını söyledi. Ancak gelen telefonlar hala bazı sorunların yaşandığını işaret ediyor.
YENİGÜN 19 - 08 - 2009
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder