Yeniden başa döndük…
Ama istediğim gibi olmadı sonuç…
Şimdi benim bir iki yemek daha yemem gerekiyor…
Bir tarafta Aziz Kocaoğlu, diğer tarafta Ersu Hızır…
Hızır’ın tarafıma açtığı dava sürüyor…
Ruhu ile yediğim yemeğin sonuçlarına katlanmam gerekiyor. Ne de olsa bir ruh ile yemek yemenin getirdiği bazı sonuçlar olacaktır.
Kocaoğlu ise bildiğiniz gibi basın savcılığına bu yemeğin olup olmadığını kanıtlaması konusunda başvuruda bulunmuş…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız için 2010 yılı bir yemeğin peşinde olmakla geçti…
2011 yılı da aynı yemek konusunda sağdan soldan gelecek kroşelerle sarsılma yılı olacak kendisi için…
Biz de izlemeyi sürdüreceğiz tabii ki…
Aslında ben de çok merak ediyorum bu yemek yendi mi yenmedi mi diye…
Stratis Balaskas İzmir’e gelecekmiş. Bari onunla bir röportaj yapıp, “Yahu kardeşim İzmir’i nereden bu kadar iyi biliyorsun? Büyükşehir belediye başkanımızı nasıl bu hale düşürürsün? Yoksa bir sonraki dönemde belediye başkanı adayı mı olacaksın?” soruları mı sorsam…
Aslında Yunanlı bir başkan adayı yakışır bu kente…
Türklerden ne gördük ki?
Belki Yunanlılar bu kente gereken hizmeti verirler.
Mesela Stratis Balaskas’ın buz pateni izlediğinden eminim…
En azından kendileri İzmir’e buz pateni pisti yaparken pistin çevresine konan bariyerleri cam yapmaz.
Ilıman iklim insanı olan, bu nedenle buzda kaymayı yeni öğrenen İzmirliler, ikide bir duramadıkları için bu cam bariyerlere çarpıp camları kırmaz, ellerini yüzlerini kesmezler…
Ya da yine aynı pist yapılırken yanlış ölçüm nedeniyle milletin arazisine sarkmaz Stratis Balaskas…
Adam gibi adam olduğu için, böyle bir hata yapıp 82 trilyonu İzmirlilerin cebinden ödetmez…
Çıkar ortaya, “Özür dilerim sayın vatandaşlarım. Büyük bir hata yapmışız. İzmir bu işten 82 trilyon kaybetti. Hatanın altında benim imzam olduğu için bu parayı tabii ki ben ödeyeceğim. Size kesinlikle ödetmem” der.
Hele yakın arkadaşı bu satırların yazarı Süleyman Gençel’e daha adil davranır. Cep telefonu kayıtlarımın peşine düşmez, yatak odası görüntülerini talep etmez…
Alaattin Yüksel konusuna ise daha objektif yaklaşır Balaskas…
Arkadaşı milletvekili olacak diye, onun bunun kapısının önünde yatmaz…
Sağa sola küfür sallamaz…
Ne diyeyim… Vallahi Stratis Balaskas daha çok yakışır bu koltuğa…
Benim bir sonraki dönem adayım kendileridir…
İzmirlilerin büyük bölümünün de “Kocaoğlu mu Balaskas mı” ikileminde Balaskas’ı destekleyeceklerinden eminim…
Çünkü daha önümüzde 2.5 yıl var. Bu gidişle biz daha çok duvara çarpacağız…
Genel seçimlerde İzmir’den CHP’ye gelecek oyları gördüğümüzde daha çok vuracağız kafamızı duvarlara…
İZBAN’da aynı sıkıntıları yaşayacak, Hatay’da metroya binemeyeceğiz…
Çünkü hala Kocaoğlu halkın karşısına çıkıp, “Pardon metroyu şu ve bu nedenlerle bitiremedik. İnşallah önümüzdeki 6 aylık sürede metroyu açıyoruz” diyor olacak…
Bir daha yineliyorum.
Benim belediye başkan adayım Stratis Balaskas…
Bir Yunanlının İzmir’de Kocaoğlu’ndan daha iyi belediye başkanlığı yapacağını iddia ediyorum.
PAUSE HABER: 31 - 12 - 2010
31 Aralık 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder