İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca ilçesinde özellikle orman alanları içine yapılan binaların yıkılması konusunda Buca Belediyesi’ne baskı yaparken, nedense bazı binaların yıkımını engellemek derdinde… Bu binalardan biri Aydın Hatboyu Caddesi 410 No’lu adreste 21M-2c Pafta, 40590 ada, 9 parselinde bulunan bina…
Bu bina için hem Buca Belediyesi’nde hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kalın klasörlerden oluşan yüzlerce evrak var. Binanın yıkım ihalesi de Buca Belediyesi tarafından sıraya alınmış. Ancak nedense İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki bazı isimler bu binanın kurtarılması için hareket halindeler.
Bu isimlerin kimler olduğunu gayet iyi biliyorum. Üstelik Buca Belediyesi’ne yeni 28 – 04 - 2010 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı İmar İşleri Şube Müdürlüğü tarafından gönderilen dilekçe de elimde.
Buca Belediyesi’nde bu işin düzeltilmesi için yeni bir encümen kararı alınması gerektiğinin farkındayım.
Ancak büyükşehirde bu işi “takip” eden arkadaşların dikkatine…
Yasal olmadığı yıllardır kanıtlanan bir binaya bu kadar değer vermeniz gözlerimi yaşarttı. Bu sıcaklarda böyle işlere fazla kafa yormayınız. Biraz tatil yapınız… Doğanbey’de yeni satın aldığınız arazide kendinizi Ege’nin serin sularına bırakınız.
İmar işleri Şube Müdürlüğü’nün Buca Belediyesi’ne gönderdiği dilekçeyi okurken aklıma bir başka soru geldi.
Büyükşehrin sınırları ne zaman değişti?
2004 yılında Kocaoğlu’nun meclis tarafından seçilmesinden hemen sonra.
Aradan bu kadar süre geçmesine rağmen büyükşehir neden kendisine bağlı eski ilçelerde yeni imar mevzuatını uygularken kendisine sonradan katılan çevre ilçelerde eski imar mevzuatını devam ettiriyor?
Bildiğim kadarıyla bu da yasal bir durum değil.
Kocaoğlu’nun bu konu hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu da kestiremiyorum.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın gözünün önünde gelişen olaylardan haberdar olup olmadığını da bilmiyorum.
NOT 1: Oleyis Genel Başkanı CHP eski İzmir milletvekili Enver Öktem tekrar aradı. Yazdığım yazı ile ilgili görüşlerini iletti. Kendisi üzerinden ekibe yönelik eleştirilerimi haklı bulmadığını söyledi. Olayın sendikacılık açısından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kendisine göre haklı olabilir. Zaten Öktem’e göre konfederasyonun çok önemi yokmuş. O zaman kapatalım Türk-İş ve DİSK’i herkes Hak-İşçi olsun. Ancak Grand Plaza’nın çalışanları kendisi gibi düşünmüyor. Toplu halde istifaya başladılar bile… Bu arada bir öneri de geldi. Ekibin artık bir sendikasının olması gerekiyormuş. İsmini de bulmuşlar Maf – İş…
NOT 2: Aziz Kocaoğlu, Sıtkı Kürüm ve Ercan Tatı Kültürpark’ta buluştular, bir konuyu tartıştılar sonra da soluğu Girit Lokantası’nda aldılar. Çok sevdiği etli sarmayı kısa sürede bitiren Kocaoğlu bir ilçe belediye başkanına gerçekten çok kızgındı. Bu kızgınlığını kelimelere dökmekten çekinmiyordu. Bu tespitleri kaleme alır isem, hukuki sorunlarla karşı karşıya kalabilirim. Kocaoğlu’nu yakından tanıyanlar ilçe belediye başkanı için kullandığı literatürün ne olabileceğini tahmin edebilirler.
NOT 3: Aşağıda İzmir’in 25 binlik nazım imar planı hakkında bir soruşturma ve iptal başvurusu okuyacaksınız.
T.C İZMİR VALİLİĞİ MAHALLİ İDARELER İL MÜDÜRLÜĞÜ’ne…
1/25.000 Ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı Raporunda 3. Bölüm; Nazım imar planına yaklaşımı 3.A.3.Planın Özellikleri (Sayfa 74-75) İKBNİP’nin karşı karşıya bulunduğu çok bileşenli problemi tanımlama biçimi ve benimsediği problem çözüm yöntemi açısından, klasik nazım imar planı anlayışından farklı olarak, iki temel özelliği vardır…
Bunlardan birincisi süresi ve bakımından, herhangi bir hedef yılı belirtmemesi anlamında açık uçlu olmasıdır. Bu aynı zamanda, planın gelecekte her türlü olasılığı sezinleyebilme kapasitesine sahip olması anlamını taşımaktadır.
Klasik nazım imar planı anlayışı bilindiği gibi, kentsel gelişmeyi belirli bir süre için nihai bir çizili belge ile dondurmakta, dolayısıyla süreç içerisinde planın ön göremediği muhtemel gelişmeler karşısında planı uygulamakla yükümlü olan otoritelerin hareket alanını daraltmaktadır. Oysa planın, değişik olasılıkların gerçekleşebileceği bir belirsizlik ortamında planlama otoritelerine, yeniden müzakere etme süreçlerinde büyük pazarlık payları bırakabilecek esnekliğe sahip olması ve kriz ortamında kendisine yeni yönelimler kazandırabilecek bir kabiliyet edinmesi son derece önemlidir………………………………………………..
Dolayısıyla açık uçlu,geleceğin her türlü olasılığına cevap verebilecek esneklikte, pazarlık payı büyük,ve sürekli olarak demokratik müzakerelere açık olması İKBNİP’ nın önemli bir özelliğidir………………………………………………………………………………………………………………Yukarıda açıklamalar İzmir Kentsel Nazım İmar Planı Raporu’ndan alınmıştır. Çok farklı çıkar guruplarının, çok farklı talep ve beklentilerinin yönetimi, uzlaştırılması sorunu ilerleyen dönemlerde plan otoritesini zor koşullarda karşı karşıya bırakabileceği gibi esnekliğe ve bitmemişliğiyle söz konusu plan her türlü çıkar guruplarının baskılarıyla değiştirilerek plana ve idareye olan güveni zedeleyecektir. Planlama özü itibariyle toplum yararına, kamucu olmak zorundadır. Ancak bitmemişliğiyle ve Açık Uçluluğuyla söz konusu planın baskılara direnebilmesi mümkün değildir.
Klasik Nazım İmar plan sürecinden farklı olarak 1) Planın açık uçlu, esnek,hedef yılı belirtmeyen bir çizgide tasarlandığı,2) Planın temsil kabiliyeti yüksek bir dil oluşturarak dayatmalardan uzak, farklılıkların kendisini ifade edebildiği bir anlayışın benimsendiği belirtilmiştir. (Plan raporu sayfa 73-74-75) Yöntem açışından yaratılmak istenen planın açık uçluluğu esnekliği, farklılıkların kendisini ifade edebilme kabiliyeti vb söylemler Ülkemiz gibi imar planlarının bu denli spekülasyona açık olduğu, bireysel çıkarların çoğu zaman toplumsal kazanımlardan üstün tutulduğu ülkelerde ciddi bir tehdit oluşturabileceği gibi,ilerde planın açık uçluluk ve esneklik söylemleriyle defalarca maniple edileceği, tadilatlar ve değişikliklerle özgünlüğünü yitireceği bir ortama davetiye çıkarmaktan öte bir şey değildir.
Yukarıda sıraladığım Planlama Tekniği açısından yoruma açık ve pazarlığa tabii olan bu plan hükümlerinde, yine aşağıda sıraladığım nedenlerden dolayı, Planlama İlke ve Esaslara uyum sağlamayan planlar yapılmış ve bu planlar yargıya taşınmıştır. Bu yargıya taşınan planların dışında takip edemediğimiz birçok konunun da doğması olasıdır.
1 -T.C İçişleri Bakanlığınca inceleme sonucunda,soruşturma izni verilen Giraud Ailesinin yerinin planlanması raporunda yer alan İçişleri Bakanlığının müfettişi tarafından görevlendirilen İzmir Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü personelin konu ile ilgili olarak yaptıkları inceleme sonucunda sundukları 30.04.2010 günlü teknik raporda ;İzmir Büyükşehir Belediyesinin sık, sık planlama kararı değiştirerek bütüncül planlama yaklaşımı içinde olmadığı, şehrin akçiğeri konumundaki 19.6 ha lık bir alanı şehrin gerekleri doğrultusunda planlamadığı ve planlama İlke ve esasları ile kamu yararı açısından bakıldığında “doğal karakteri korunacak alanın” öncelikle “kentsel ve bölgesel spor alanı” daha sonra ise herhangi bir yoğunlukta olan konut bölgesine dönüştürülmesinin uygun bulunmadığı ,…..14.12.2007 tarih ve 01.2455 sayılı Meclis Kararının içeriğinde ve 12.12.2007 tarihli İmar ve Bayındırlık Komisyonunu raporunda bu hususta aynı alanda eşdeğer yeni bir alanın ayrılmadığı şeklinde görüş beyan edildiği; Gerek söz konusu imar planı tadilatını talep eden maliklerin itiraz dilekçesinde gerekse imar ve bayındırlık komisyonunun kararında ve Başkanın Meclise verdiği önergesinde söz konusu alanın konut alanına çevrilmesine ve değişikliğin niçin uygun görüldüğüne dair herhangi bir gerekçe belirtilmediği, netice olarak İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.02.2007 tarih ve 01.2455 sayılı meclis kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğine aykırı olarak ,meclis gündemindeki 21 konu ile ilgili hiçbir detaylı görüşme yapılmadan ,mecliste gündem sırasıyla okunmadan toplu olarak oylanıp karar alındığından olayda sorumlulukları bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOĞLU ve Meclis Üyelerine soruşturma izni verilmiştir. Ek (1)
2 -16.04.2010 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinden oy çokluğu ile geçen 13-21 maddelerinde ; 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planının 6.18 maddesinin ilk halinde aslında…..1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planının, bu plan ve plan notlarına uygun olmayan hükümleri revize edecektir. Hükmü getirilmiş idi yani 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile uyumlu olmayan 1/5000 Nazım imar planlarının revize edilmesi gerektiğini emretmektedir.Ancak Urla için yapılan bu ÖZEL MUAMELE YADA AYRICALIK SEBEBİ ANLAŞILAMAMIŞTIR. Biraz daha detaylı incelendiğinde ise bu maddenin içinde yer alan bir cümle Urla için değişmesiyle Urla Halkı ve Yatırımcısının nasıl bir kazancı olacağı ortaya çıkıyor…………………………………….” Gerek parsel büyüklükleri gerekse yapılaşma koşulları açısından getirilen daha doğrusu Urla’ya tanınan bu ayrıcalıkların , birde 16.04.2010 tarihli plan notu değişikliği ile devam etmesini sağlamak ise il genelinde eşitsizlik ve haksızlığı ortaya koymakta bu eşitsizlik Meclis’çe karara bağlanmakta yani urla için rant sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmaktır. Ek (2)
3 -İzmir Belediye Başkanının Baş Danışmanın ortak olduğu parsele ve maliklerine rant artışı sağlayan meclis kararı, günlerdir basında tartışılmasına rağmen, pek çok soruya maruz kalan Eşitsizlik ve Çıkarı yöneten plan değişikliği Ek (3)
Eklerini sunduğum bu dosyalardan da anlaşılacağı gibi, İzmir Planının 74.75 sayfalarında yer alan büyük pazarlık payları bırakabilecek esnekliğe sahip olması usulsüz planların pazarlıklarının yapımımı sağlanıyor diye düşünmemek elde değil.
Tüm bahsi geçen konulardan da anlaşılacağı gibi İzmir Belediyesi Kişilere Özel Keyfi İmar Planı yapmaktadır.
SONUÇ OLARAK ;
Yukarıda yer alan tespitlere ve 1/25.000 Ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı Raporunda yer alan imar planı onaylı ve yürürlükte bulunan 1/25.000 üst ölçekli plan kararlarına uygun olmayan kararlar getirilmek suretiyle mevcut ve onaylı plana müdahale edilerek 5302 sayılı il özel İdaresi Kanunun 6. Maddesine 3194 sayılı İmar Kanunun 5. Maddesinde yer alan Nazım imar Planı tanımına, ayrıca plan kademelerini belirleyen 6. Madde hükümlerine 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna 3621 sayılı Kıyı Kanunun 9. Maddesine Planlama İlkeleri ve Esaslarına aykırı işlemler tesis edildiğinden 1/25.000 ölçekli İzmir Kent Bütünü Nazım İmar planının sayılan Kanun ve ilgili Yönetmeliklerine aykırıdır.
Dağıtımlı
Çevre ve Orman Bakanlığı
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
Egenin Sesi 16 - 08 - 2010
16 Ağustos 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder