Ekibe takıldık diye İzmir’i unuttuğumuzu sanmayın.
Özellikle de metroyu...
Kime sorsam, “Bu metro Kocaoğlu’nun iddia ettiği sürede biter mi?” diye…
Yanıt aynı: “Kesinlikle bitmez. Zaten okullar bir açılsın işte o zaman İzmir trafiği tam bir keşmekeş olacak.”
Halkın gözünde ciddi düşüşte Kocaoğlu…
Bunun genel seçim sonuçlarına yansıması da kaçınılmaz…
Aslında referandum sonuçları bile büyükşehrin performansının toplum tarafından nasıl algılandığını gösterecek bizlere…
Hayırcıların, Türkiye bazında yüzde 54, İzmir bazında yüzde 70 alacaklarına dair beklentileri var.
Yüzde 54 aslında kritik bir tespit.
Evetçi AKP ise çıtayı daha yukarı koyuyor ve yüzde 60’ı hedefliyor.
Zaten son günlerde yapılan açıklamalara baktığımızda CHP’de bir çekingenlik olduğunu görüyoruz.
Önder Sav, referandumdan çıkacak sonuçların halkın genel seçim eğilimlerini yansıtmayacağını belirterek, olası bir olumsuz sonucun getirebileceği yeni tartışmaların da önünü kesmeyi hedefliyor. Bazı yazarlar ise daha da ileri giderek, Kılıçdaroğlu’nun referandum sürecini kucağında bulduğunu, çıkacak sonucun kendisine mal edilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.
Bir ürkeklik görüyorum açıkçası.
Eğer sonuçlardan emin değilseniz, daha çok çalışmanız gerekmiyor mu?
Ancak nedense ne örgütlerde ne de büyükşehirde bu tür bir çalışma var.
İl yönetimi Ankara’yı ziyaret ederek, ne yapacakları konusunda bilgilenmiş…
Millet karış karış Türkiye’yi geziyor, halka değişiklikleri anlatmaya çalışıyor, CHP’liler ise daha yeni bilgileniyor.
Üstelik CHP tabanın da referanduma yönelik ciddi soru işaretleri de var. Hem de İzmir’de…
Belli bir kesim “AKP ne yapar ise, ben tersini yapacağım” diyor. İzmir’in geleneksel anti-AKP yaklaşımı bu…
Ancak bu oran bu kez çok yüksek değil.
Meseleye soldan bakmaya çalışanlar ise, ikilem içerisinde.
Bu kesim Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlardan sonra evet eğilimi giderek yükseliyor bu kesimde.
Zaten meselenin salt AKP-CHP ikilemi içerisinde kalmasından da rahatsız bu kesim.
Nitekim CHP Ankara milletvekili Eşref Erdem’in, “Bir yurtsever olduğum için evet diyorum. Ve bence CHP'li, MHP'li AKP'li her kim olursa olsun bütün aydın ve demokrat sağduyulu insanların da bu anayasa değişikliğine Evet demesi gerekiyor” açıklaması sol politikalarda yeni arayışların olduğunu açıkçası gösteriyor bizlere…
12 Eylül, tıpkı 30 yıl öncesinde olduğu gibi bir dönüm noktası… Bu dönüm noktası sadece ülkedeki siyasi dengelerin değişmesi olarak algılanmamalı. Referandumun sonuçları CHP içerisinde de yeni rüzgarların esmesine neden olacak.
Tabii ki CHP’nin kalesi olarak görünen İzmir’de de yüzde 70’in altında alınacak bir sonuç kentte önemli tartışmaların başlamasına neden olacak.
NOT 1: Kocaoğlu cübbe, giydi nikah kıydı… “Benim de nikahımı kıyar mı?” diye düşünmeyin. O herkesin nikahını kıymaz… İzmir’de sadece üç ailenin nikahını kıyar. Kavuklar, Küçükbaylar ve Katmerciler… İşin ilginç yanı bu ailelerin hepsi AKP’li…
NOT 2: CHP’nin yeni yönetim yapısı, İzmir kadın kolları ile gençlik kollarının istifa etmesi için baskı yapmaya başladı. Her iki yönetimin de direnmesi gerekiyor. Görevden alacaklar ise alsınlar… Böylece Kılıçdaroğlu, ne kadar demokratik olduğunu da bizlere göstermiş olur.
Egenin Sesi 04 - 08 -2010
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder