Neden mi olmaz?
Dün kaleme aldığım, bugün sizlerin okuyabileceği “uçkur muhabbeti” başlıklı yazımı yayınlamayıp geri çektiğim için benden adam olmaz.
Beni hiçbir baskının yıldırtamadığı köşe yazarı olarak bilen okuyucularımdan bu nedenle şahsen özür diliyorum.
Tabii geri çektiğim yazının konusu uçkur olunca dün sabahtan itibaren aramayan kalmadı, ne başkanlar girdi devreye, ne yakın arkadaşlar…
Yazı gerçekten güzeldi ve çok eğlenerek kaleme almıştım.
Yazı üzerinden Tokatlı vatandaşın başında boza pişirmiş, ekip şefi Karabağlar milletvekili Abdürrezzak Erten’e doğrudan dokundurmuştum.
Ama olmadı, yazıyı yayınlayamadım.
Bu yazıyı gazete sütunundan sizlerle paylaşmamam, konuyu gündeme taşıyamayacağım anlamına gelmiyor tabii ki.
Şimdiye kadar yazdığım tüm yazıları topladığım www.suleymangencel.blogspot.com adlı internet sitesinde mi yayınlasam, “Yayınlamadığım yazı” başlığı ile.
Yoksa facebook sayfama mı aktarsam?
Bana doğrudan ulaşacak okuyucularım ile paylaşırım belki…
Ya da okuyucularım arasında bir anket yaparım. “Yazıyı yayından geri çekmem doğru mu yanlış mı” diye…
Arkadaş ve dostluklar hatırına sizi uçkur muhabbeti konusunda bilgilendiremediğim için tekrar özür diliyorum.
Ama ne uçkur muhabbeti idi o öyle…
Hani bilseniz, “Bu kadar da olur mu yahu” dedirtecek cinsten.
Aşk, para, iktidar ve siyaset…
Bunların hepsi biraraya gelince skandalsever Türk toplumu bayılıyor.
Ama maalesef, siz okuyamadığız için bayılamayacaksınız.
NOT 1: Agora çevresi 20 gün oldu yıkılalı… Her hafta gemiler ile İzmir’e gelen turistlerin bir bölümü kent turu yapıyor, Agora’yı da ziyaret ediyorlar. Milat’tan önce inşa edilen arkeolojik sitenin yanındaki molozları gören turistler soruyorlar: “Şu taşlar da buradan mı çıktı? Çok enteresan. O dönemde insanlar çimento mu kullanıyorlarmış.”
Molozu bölgeden kaldırıp çevreyi temizlemek bu kadar mı zor?
Yoksa İzbeton Genel Müdürü kendini hala Jeotermal A.Ş.’de mi zannediyor?
NOT 2: İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu Bangladeş’ten beter İkiçeşmelik Caddesi’ni yeniden düzenleyeceklerini, oradaki spotçuların kapı önlerine eşya koymalarını engelleyeceklerini açıkladı. Birkaç aydır kaleme aldığım İkiçeşmelik konusunun gündeme gelmesi iyi. Ancak Kocaoğlu hayal mi görüyor, anlayamadım. O dükkanlar bu eşyaları caddede sergilemeseler, insanlar dükkanın kapısından içeri bile giremezler. Dükkan zaten
YENİGÜN 05 - 05 - 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder