Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, 25 ilçede ekip olarak kongreyi almalarına rağmen kendilerinin masa başında silindiğini ifade ederek, yaşananların ‘ilahi adalet’ olduğunu dile getirmiş. Kürüm, “25 ilçeyi biz aldık. Bir yer geldi. Bir parti meclisi üyesi ve bir belediye başkanı elindeki kalemlerle İzmir’in geleceğini belirledi. İzmir ile ilgili böylesi bir tavır sergilediler. İzmir’de kalemi alıp bizi biçenleri birinci aşamada yendik. Bu işin ikinci aşamasını da vereceğiz” demiş.
Buna karşılık Kocaoğlu grubundan PM üyesi olan Alaattin Yüksel, “Oyumuzu parti içinde birliği, beraberliği, barışı, parti içi demokrasiyi sağlarsak artırabiliriz. Parti içi tartışmaları bir kenara bırakıp, dışardan gelmek isteyen herkesi kucaklamanın yolunu arıyoruz” demiş.
Yine Kocaoğlu grubundan PM üyesi Oğuz Oyan, “İl başkanlığı bazıları için cazip olabilir ama bunun belirlenme yeri İzmir İl Kongresi ya da MYK’dir. Geçmiş dönemdeki süreçlerle hesaplaşma adına göreve gelmedik. Tasfiye operasyonu için gelmedik. Bu bir yürüyüştür” diye konuşmuş.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, Ankara’daki makamından Bulgun’u arayarak, “Senden memnunum. Söylentiler beni ilgilendirmiyor. Senin kongre sürecindeki tavrın il başkanlığının gerektirdiği şekilde oldu. Bundan sonra partimizin İzmir’deki başarısı için çalışmalıyız. İç meselelere girmeyelim” demiş.
Bir gün içerisinde bu kadar çok insan konuşuyor ise ortada bir şeyler var demektir.
Tabii ki ilk bilgi yeniden İzmir il kongresi yapılması için bazı isimlerin imza topladığı yolunda…
Daha MYK belirlenmeden selden kütük toplamak amacında olan birileri ortaya çıkmışlar bile.
Ancak CHP gerçekten ilginç bir parti…
Türkiye’nin siyasi yaşamını değiştiren kaset ortaya çıkmadan önce durumu irdeleyip, şahsen Deniz Baykal’a ve yakın çalışma arkadaşlarına, “Bizim ekip ile ilgili hiçbir ilişkimiz yoktur” mesajı verenlerin, partideki gelişmeler sorası baş ekipçi olarak görünmeleri şaşırtıcı. Ancak bu söylemlerine devam ederler ise, birinci ağızdan aldığım ve alacağım bu isimleri yayınlamayı bir borç biliyorum.
Hem kamuoyu hem de CHP örgütü kimin nerede olduğunu iyi bilmek zorunda.
Bukalemun şeklinde sessizce taraf değiştirenleri, iktidarlara göre kendilerine çeki düzen verenleri herkesin tanıması gerekiyor. Bunların arasında oturdukları koltuklardan dolayı kamuoyu tarafından bir şey oldukları sanılanlar hayli çoğunlukta.
Böyle bir tartışmanın başlamasından şahsen en çok ben memnun olurum.
Çünkü öyle isimler var ki; bunların teşhirinden sosyal demokrasi, Türk solu kazançlı çıkacaktır. Asıl tasfiye edilmesi gerekenler de bu isimlerdir.
Ne dersiniz beyler başlayalım isterseniz…
Bakalım o zaman kim kaybedecek, kim kazanacak?
YENİGÜN 28 - 05 - 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder