Nereye elimizi atsak dökülüyor” derler ya… Bizimki de o durum… Nivent Kurtuluş’un Kemalpaşa’da sağlık turizmi üzerine yapmak istediği yatırımda Kocaoğlu ve ekibine nasıl çarptığını bir önceki yazımda dile getirmiştim. Buna benzer bir serzeniş yazıyı okuyan Selim Amato’dan geldi.
Amato’nun Menderes’te kurulmak istenen 30 milyon dolarlık sağlık yatırımı da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne takılmış.
Valiliğin konu ile ilgili sorusuna ise Genel Sekreter Yardımcısı Ali Rıza Gülerman imzalı bir yazı ile yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, şu tespitte bulunmuş:
“Gerek ilgili yasa ve yönetmelikler gerekse söz konusu plan notları uyarınca üst ölçekli plan kararlarına aykırı olarak alt ölçekli ve parsel ölçeğinde 25000 ölçekli plan değişikliğine ilişkin taleplerin değerlendirilmeyeceği göz önüne alınarak söz konusu talep Büyükşehir Meclisi tarafından uygun bulunmamıştır. Ayrıca mevzi olarak kullanım kararları değişikliklerinin çevresel talepleri de doğuracağı bu şekilde devam eden süreçlerin tarımsal alanların bütünlüğünü ve 25000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Plan ilkelerini de bozacağı gözetilmiştir.”
Kısacası “Eğer biz buraya izin verirsek, başka talepler de gelebilir” diyor büyükşehir. Demek ki turizm amaçlı gelir getirecek sağlık yatırımlarına gerek yok. Bunlardan 10-15 tane gelir ise ne yapacağız değil mi? Üstelik büyükşehirin 25000’lik planları hafta sonu çalakalem hazırladığı, ilçe belediyelerinin de bu planlara tepki koyduğu, hatta bazılarının konuyu yargıya taşımayı düşündükleri de dikkatten kaçmamalı.
İyi de bu yatırıma izin verilmiyor ise, aniden yeşil alan statüsünden çıkarılıp, orta ölçekli imara açılan ve bu nedenle mahkemelere düşen Buca’daki Giraud arazisi, başkaları için emsal teşkil etmeyecek mi?
Karabağlar’daki metropolitan aktivite merkezi bir başka emsal değil mi? Bu aktivite merkezinin Karabağlar Belediyesi Meclisi’nden geçmesi için yeni bir hazırlık olduğuna dair duyumlar alıyorum. Karabağlar işi zor hatta imkansız... Kocaoğlu, “Büyük başkan burayı istiyor” şeklinde sağda solda konuşanlara da bir zahmet dikkat etsin lütfen.
Selim Amato, aylardır peşinden koşturduğu ancak sonuç alamadığı için gülünç bulduğu bu süreci şu cümlelerle bitiriyor: “Bu saatten sonra izin verseler ne olacak? Belediye bu işe gönülsüz ise sürekli sorun yaşayacağız. Yaklaşık 500 dönümlük bu alana armut dikeceğim.”
Bence iyi fikir… Selim Amato yetiştireceği armutların en iyilerini Sayın Kocaoğlu’na göndermeyi de unutmasın?
NOT: 2004 yerel seçimleri öncesi aday belirlenmesi sürecinde o zamanlar genel yayın yönetmeni olarak çalıştığım Haber Ekspres gazetesindeki odamda 3-4 saat vakit geçirir, “Abicim, acaba beni Çiğli’den aday gösterecekler mi?” derdi. Ve o günlerden birinde Piriştina’nın her zaman olduğu gibi haber vermeden gazeteye yaptığı ziyarette ilk kez dönemin büyükşehir belediye başkanı ile tanışmış, “Abicim, abicim” diyerek 1.5 saat kendisini anlatmıştı, … Maalesef, Piriştina gibi ağabeycim Ensari de yok artık. Ne diyelim, huzur içinde yatsın.
YENİGÜN 16 - 11 - 2009
16 Kasım 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder