Jeotermal A.Ş. Genel Kurul toplantısı önceki gün yapıldı ve her zaman olduğu gibi kavga gürültü içerisinde geçti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, canhıraş şekilde desteklediği Jeotermal A.Ş. Genel Müdürü Ali İçhedef’in medyaya yansıyan 17 saatlik kaydı sonrası geri çekilmek zorunda kaldı ve Vali Kıraç ile İçhedef’in görevden alınması için mutabakata vardı.
Toplantıda her zamanki gibi sinirli halleriyle dikkat çeken Kocaoğlu, İçhedef’in kaydının medyaya aktarılmasında rol oynadığını düşündüğü İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yakup Vatan’a sataştı ve gürültü koptu. Bağırış çağırışlar valiliğin koridorlarına kadar uzandı.
Yakup Vatan toplantı sonrası yakın çevresine İzmir’in kifayetsiz ellerce yönetildiğini bildiğini, ancak bugünden sonra İzmir’i yönetenlerde bir karakter sorunu olduğunu saptadığını söylediği ileri sürüldü. Genel sekreterin, kavgaya dönüşen tartışmanın uzaması ile birlikte valinin de hareketlendiğini gördüğünü bundan dolayı olayı daha ileri götürmediği de gelen bilgiler arasında.
Yakup Vatan’a şu soruyu açıkça sordum:
“Jeotermal konusunda size yönelik suçlamalar var. Aslında bu kuyuları özellikle de Seferihisar kuyusunu Çalık Grubu’na pazarlamak istiyormuşsunuz. Jeotermal A.Ş. Genel Müdürü Ali İçhedef bunun farkındaymış ve sizi durdurmak için elinden geleni yapıyormuş. Siz de İçhedef’i görevden aldırmak için bu kaydı basına sızdırmışsınız.”
Vatan’ın yanıtı çok açıktı:
“Seferihisar jeotermal kuyusu Jeotermal A.Ş.’ye devredildi. Şirket kanunen sadece yerel yönetimlerle anlaşma yapabilir. Özel bir şirket ile anlaşması ve üretimi bir başka şirkete devretmesi mümkün değildir. Üstelik burada benim sadece bir oyum var. Hakkımda ortaya konan bu iddialar asılsızdır. Nereden ve nasıl çıkarıyorlar anlamakta zorlanıyorum.”
Bazı köşe yazarı arkadaşlar yıllardır sürdürdükleri kış uykularından uyanamayıp “İzmir’in tepesinde bir sorun yok” demeye devam etsinler. Benim işime de geliyor açıkçası.
İçhedef’in başarısız bir genel müdür olduğuna inananların jeotermalin kurtulması çerçevesinde atılan adımlardan mutlu oldukları açık. Ancak Ali İçhedef’i destekleyenlere de müjdeli bir haberim var. Önümüzdeki günlerde Jeotermal A.Ş. Genel Müdürlüğü’nden alınacak olan İçhedef, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir kurumuna yönetici olarak getirilecek.
Kurumun hangisi olduğunu bilemem. Belki vekaleten genel sekreter bile yapar. Ancak İçhedef’in binlerce kişinin çalıştığı bir kurumda jeotermalde olduğu gibi kayıt yapmaya başlaması halinde yüzlerce CD üretebileceğini hesaplarsak, bundan sonra büyükşehir koridorlarında dolaşırken dikkatli olmak gerekecek. Benim konuşmalarımı kayıt altına alamazlar. Çünkü o binaya sık gitmiyorum. Gidenler düşünsün.
NOT: “Yatırım gelmiyor, İzmir unutuldu” diyorlar, yatırımı getirenlere pek iyi göz ile de bakmıyorlar. Kemalpaşa’da sağlık turizmi için yatırım yapan Huzur Vadisi sahibi Nivent Kurtuluş’un başına gelenler de buna benzer bir durum. Bir taraftan Giraud Ailesi’e ait kentin göbeğindeki yeşil alanı orta yoğunlukta imara açıyorsun, diğer yanda Kemalpaşa’nın dağındaki bir tesise, “yeşili korumadı” diye kilit vuruyorsun. Çok ilginç. Ancak asıl ilginçlik, bir üst düzey büyükşehir bürokratının Nivent Kurtuluş’un gözünün içine bakarak bir başka bayan büyükşehir üst düzey bürokratı için, “Sizin tavrınızı, ilişkilerinizi, paranızı kıskandığı için yatırımınıza taş koyuyordur” tespitini yapması… Ya da yine bir üst düzey büyükşehir bürokratının Kurtuluş’a, “Neden uğraşıyorsunuz. Nasılsa 1.5 yıl içinde bize açtığınız davayı kazanacaksınız. Sonra yaparsınız” demesi. Pes doğrusu. Konunun geniş açılımı bir sonraki yazıda…
YENİGÜN 11 - 11 - 2009
11 Kasım 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder