Son iki yazı sanırım İzmir’de bazı dengelerin yeniden oluşmasına ve tarafların netleştirilmesine yardımcı olmuştur. Siyaset üzerine yazan bir köşe yazarının yapması gereken de budur. Bazı gruplar ve siyasetçiler gizli ajandalarını kamuoyundan saklıyor ve yeri gelince aniden kullanmak istiyorlarsa, bu ajandaların gündeme getirilmesi ve kamuoyunda tartışılması da bizim görevimiz açıkçası.
İnternetten yazılarımıza gelen yorumlara da baktığımızda İzmir’de özellikle CHP kamuoyu gizli ajandaların açığa çıkarılmasını ve bu çerçevede yeniden siyaset yapmanın gerekliliğinden bahsediyor.
Partideki ayak oyunları, gruplar arası sürtüşmeler, kişilerin gelecek beklentileri, hırsları belirleyici oluyor açıkçası. CHP kamuoyu da bilinemezin egemen olduğu süreçten daha şeffaf bir yapıya geçişin yollarını arıyor, gerektiğinde bizim yazılarımıza başvurarak görünenin arkasındaki planı algılamaya çalışıyor.
Bir okuyucumuzun yazdığı gibi, bazen kısa alanda dar paslaşma yapılıyor, kişilere özel mektup yazılıyor. Ancak şu gerçeğin bilinmesi gerekli. Yazılan mektuplar ardından tartışma başlıyor ve kamuoyu bu tartışmanın arka planını kendi bakış açısıyla algılayabiliyor.
İnteraktif gazetecilik çok önemli. Dolayısıyla gazetenin internet sayfasında yayınlanan köşe yazılarına yapacağınız yorumlar CHP İzmir’in olaylara bakışını daha iyi algılamamıza neden olur. Bu nedenle “Bana ne” demeyin, kendi görüşlerinizi partinin gidişini, yöneticilerin tarzını net biçimde ortaya koyduğunuzda daha net sonuçlara ulaşabiliriz.
Ben ve diğer köşe yazarı arkadaşlarım kişilik haklarına saldırı dışında tüm eleştiri ve önerilerinizi yayınlamaya hazır. Önemli olan sizin görüşlerini dile getirmeniz ve CHP’nin seçim öncesi İzmir’de yapacağı hazırlıklara yardımcı olmanız.
Emin olun, gerek İzmir’de gerekse Ankara’da herkes bu gazeteyi takip ediyor, köşe yazılarının altına gelen yorumlara dikkat çekiyor.
Özellikle beni eleştirmekte sonuna kadar özgürsünüz. Bir köşe yazarı olarak tarafıma gelen eleştirileri dikkate alıyor ve kendimi bu noktada yenilemeye çalışıyorum. Benim herşeyi bilmem her gelişmeden haberdar olmam da mümkün değil. Ancak bana yazılacak bilgiler ve belgeler eşliğinde bunu kamuoyu ile paylaşmak şu dönemde ortak olarak yapabileceğimiz en doğru hamle olur.
Dönem çok hareketli ve çok da riskli…
Yapılacak en küçük bir hatanın en çok bizleri olumsuz olarak etkileyeceğini bilmek zorundayız.
NOT 1: Hasan Tahsin’in son günlerde keyfi yerinde. Bunu gece saat 24.00’te benimle yaptığı telefon görüşmelerinden rahatlıkla anlayabiliyorum.
NOT 2: İl Başkanı Kemal Karataş da çok rahat. Üstelik hiç bu kadar rahat olmadığını üzerine basarak yineliyor.
NOT 3: Süreçten rahatsız olanlar ise bir şekliyle bunu bize yansıtıyorlar. Olsun… Onlara “Ne ekersen onu biçersin” atasözünü hatırlatmak gerekiyor.
YENİGÜN 30 - 06 - 2008
30 Haziran 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder