İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önceki akşam Yenigün Gazetesi’ne Swiss Otel’de bir yemek verdi. Masayı şöyle uzunca kurmuşlar. En başta Aziz Kocaoğlu oturuyor. Beni de nedense masanın en sonuna attılar. Bu nedenle Kocaoğlu’nun birçok tespitini duyamadım. Ertan Sayın büyükşehir genel sekreteri gibi sürekli sordu, Ümit Yaldız ise konuyu siyasete çekebilmek için didinip durdu. Ancak Kocaoğlu hiçbir soruya açık yanıt vermedi.
İşte 550 metre öteden duyup kaleme alabildiğim notlar.
1 – “5 yıl içinde 60 bin hata yaptım.” Tabii bunu böyle söylemedi. Biz de insanız günde 40 hata yaparız dedi. Günde 40 hata ayda 1200 hata, yılda 14400 hata yapar. 5 yılda da ortalama 60 bin hata… Biraz fazla değil mi yahu…
2 – “Süpermen değilim. Negatif enerji yaymıyorum.” Kocaoğlu günün birinde pozitif ya da negatif enerji yaymayı bilimsel olarak açıklarsa öğreneceğiz bu tespitin arka planını.
3 – “Nasılsın Hasan Abi”, “İyiyim Aziz Abi…” Aziz Kocaoğlu ile Hasan Tahsin’in ilk karşılaştıklarındaki muhabbet işte tam böyleydi. Kim kimin abisi algılamakta zorlanmaya başladım.
4 – “Hasan Tahsin ile arama kimse giremez.” Sanırım bu sözden benim bir çıkarsama yapmam gerekiyor.
5 – “Hasan’ı aradım. Ancak telefonundan gizli numaralara kapalı mesajı geldi.” Bak sen… Kocaoğlu da gizli numara kullanıyormuş.
6 – “Tüm dosyaları calışıyorum.” Peki o zaman bürokratlar ne yapıyor.
7 – “Homeros vadisi önemli. İzmir’in simgesi olacak. Gelenler orayı ziyaret etmek isteyecek.” Aslında Homeros’ta mangal partisi düzenlersek, bölgenin değeri yükselir. Bu konuyu mangal partilerine giden arkadaşlarla konuşmak gerekiyor.
8 – “Alaattin Yüksel ile arama kimse giremez. Siyaseten farklı yerlerdeyiz, ama dostluğumuz baki.” Yahu bu taş da bana geldi gibi.
9 – “Çok çalışıyorum. Geçtiğimiz Pazertesi günü 20 saat çalıştım.” Bravo… Söyleyecek başka bir şey bulamadım.
10 – “Körfeze akan dereleri temizlemek için yağmur mevsiminin geçmesini bekliyoruz.” Tarih 11 Haziran. İzmir’in yağmur mevsimi dediğimiz Nisan ayı geçeli yaklaşık 1.5 ay olmuş. Sanırım Kocaoğlu Swiss Otel’de olunca kendini İsviçre’de sandı.
11 – “Arada bir sinirleniyorum. Yapmamam lazım.” !!!!!
12 – “Fuar’daki çukur mu? Bir çukurumuz vardı, şimdi iki çukurumuz oldu.” Ne yani… Asfalt Osman’dan sonra şimdi de Çukur Aziz mi diyeceğiz.
13 – “Büyükşehir binası TOKİ’ye ipotekli.” Desenize gitti güzelim bina devlete…
DİPNOT 1: Yemeği sabote eden bir ekip vardı. Gece boyu hiç konuşmadılar. Hem başkanın davetine gidiyorsun, hem de hiç konuşmuyorsun. Olmaz böyle şey.
DİPNOT 2: Türkiye - İsviçre maçı güzeldi. Baştan sona seyrettim.
DİPNOT 3: Yemekte şarap ile Yeni rakı tüketildi. Efe rakısı yoktu. İyi de oldu.
DİPNOT 4: Yemek salonunun cam kapısını görmeyip bir anda kendisi ile tanışan gazeteci sayısı hayli fazlaymış.
DİPNOT 5: Bir önceki yazımda Kocaoğlu’na sorduğum soruları yine yazılı olarak alacakmışım. Aldığım gün sizlerle paylaşırım.
YENİGÜN 13 - 06 - 2008
13 Haziran 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder