Kemalpaşa’da Kızılüzüm Mevkii’nde bulunan bir benzin istasyonundan söz etmek istiyorum. Büyükşehir Belediyesi Ruhsat Denetim Uzmanları bu istasyonda denetim yapıyor ve sıvı petrol ürünlerinin yanı sıra kaçak olarak gaz satışı yapıldığını belirliyor.
İstasyonun sıvı petrol ürünleri satış ruhsatı var. Ancak gaz satış ruhsatı yok. Denetim uzmanları Ocak ayında sundukları raporlarında istasyonun kapatılması konusunda görüşlerini belirtiyor.
Ancak ne oluyor ise oluyor bu dosya ortadan kayboluyor.
Tabii hemen akla bazı soru işaretleri geliyor.
1 - Bu dosya nerede?
2 – Bu dosyanın daire başkanlarının odalarında saklı olması mümkün mü?
3 – Dosyanın uygulamaya geçmemesi halinde kimler ne kadar kazanıyor?
4 – Büyükşehrin hangi üst-düzey bürokratları bu işi biliyor?
Yukarıda yazdığım istasyon sadece bir örnek…
Bunun gibi sayısı hayli yüksek istasyon var ortada. Bu dosyaların da bazı daire başkanlarının odalarında tutulduğu söylemi yaygın…
Tabi burada asıl sorulması gereken başka bir konu var.
Kocaoğlu bazı bürokratlarına ciddi para kazandıran bu dosya saklama işinden ne kadar haberdar?
Tatile çıktığı evinden bu işe bir el atsa, konu ile ilgili daire başkanlarını, genel sekreter yardımcılarını çağırsa ve ellerindeki dosyaları sorsa nasıl olur acaba…
“Charlie’nin Teyzeleri”nin bu konudaki tutumlarını merak ediyorum açıkçası.
Bakalım, “Evet, haklısınız. Odalarda şu kadar dosya saklanıyordu. Tüm dosyaları hemen işleme koyuyoruz” derler ise, yeni bürokratlar olarak birinci raundu geçmiş olurlar.
Diyebilirler mi?
Belki bazı dosyalar ile başkanımızın da yakın ilişkisi vardır. Onun için “diyemezler” gibi geliyor bana…
Ve çok önemli birkaç soru daha…
Bu dosyalar ile EGİAD seçimleri arasında ne tür bir ilişki var? Kocaoğlu bu seçimlerin neresinde? Koç Grubu bu seçimlerin göbeğinde mi?
EGİAD adaylarından Ayşe Akın konusunu da yakından izliyorum. Kendileri bir bayan ve bildiğim kadarıyla OPETçi…
OPET denilince akla ne geliyor? Giraud Ailesi… Koç Grubu… Arçelik ve Beko mamulleri… Beyaz eşya satışı…
İzmir’in satışı vs…
Dinci Yurdun Yıkılması
Buca’da bir taşınmaz var. Dumlupınar Mahallesi Yukarı Kozağaç Mevkii 647-71 ada parsel üzerinde. 7.643 metrekare… Bu taşınmaz bir hazine arazisi… Fakir ve Muhtaçlara Yardım Derneği tarafından hazineden Kır kahvesi ve dinlenme yeri olarak kiralanıyor… Buraya kadar bir sorun yok. Ancak farklı maksatlarla kullanılması halinde Hazine’ye yeniden iadesi şartına uymadan üzerine bir bina dikiliyor ve yurt amaçlı kullanılıyor.
Orman arazisi içerisinde aynı bölgede buna benzer onlarca kaçak bina var. Bu binaların tamamı büyükşehir ve Buca belediyeleri tarafından ortak olarak yıkılırken, nedense bu binaya dokunulmuyor. Bina kaçak olmasına karşılık 5 aydır İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yıkım belgesi çıkmıyor. Belediyenin içerisinde bir el bu binanın yıkılmasına karşı harekete mi geçti? Dinci olarak bilinen bu yurdun yıkılması konusunda neden adım atılmıyor? Yoksa büyükşehirde İslamcı örgütlenme dedikoduları gerçek mi? Biz de bu belediyenin sosyal demokrat olduğunu sanıyorduk. Her zamanki gibi yanıldık sanırım…
Ankara Hareketli
Hafta sonu Ankara’da CHP’nin il başkanları toplantısı var. Buradaki kurgu açık… İl başkanlarından bin bölümü söz alacak, Genel Sekreter Önder Sav’ın kendilerine ifade ettiği cümleler ile partiyi şu sıralar karıştırmanın gereği olmadığını, genel seçime hazırlanmak zorunda olduklarını vurgulayacak, ardından daha önce yine Önder Sav tarafından kaleme alınan bildirge Ankara İl Başkanı tarafından basına okunacak.
Böylece hem Deniz Baykal’ın çıkışı durdurulmaya çalışılacak hem de Kılıçdaroğlu’nun rahatsız olduğu konularda eli kolu bağlanacak.
Taktik iyi… Çünkü kabul etmeliyiz ki, taktisyen çok iyi. Bu işleri yıllardır yaptığı için iyi bilir. Bakalım Sav’ın bu hamlesine karşılık Kılıçdaroğlu hangi hamleleri yapabilecek…
NOT 1: Grand Plaza FNG firması ile bir yıllık bir hizmet alımı ihalesi yapmış. Ortada bir sorun yok, firma sağlam ve başarılı. Ancak ihale 5 ay önce bitmesine karşılık aynı alışveriş devam ediyor. Grand Plaza’nın yeniden ihaleye çıkması gerekmiyor mu?
NOT 2: Pazartesi günü belediyeden çıkarılan Ersu Hızır’a ait 100 kadar klasör 15 siyah çuval içerisinde nereye nakledildi? İnsan onları benim eve gönderir yahu… Ben de balkonda bir taraftan çevreyi gözler, diğer taraftan belge okurdum…
NOT 3: Metro konusunda uzman bir mühendis ile konuştum. Kendileri inşaatı çok iyi biliyor. Yani bilgi içeriden… Aynen şunları söyledi: “Yolun Kasım’da açılacağı açıklamalarına gerçekten gülüyorum. Aziz Kocaoğlu metroyu 2014 yerel seçimlerine yetiştirebilir ise büyük başarı. Bozoğlu’nu bile arar hale geldik.” Eylül’de açılması planlanan Aliağa Menderes hattı, önce 29 Ekim’e şimdi de kasım ayına kaydırıldı. Umarım yılsonuna kadar bitirilir.
NOT 4: Bir köşe yazarının iddiası. Kılıçdaroğlu’nun İzmir’deki danışmanı Burhan Özfatura imiş… Yahu Burhan Bey… ANAP’ta gördük sizi, DYP’de de… Sonra AKP, ardından oğlunuz kanalı ile MHP… Şimdi de CHP mi? Kocaoğlu ile yakınlığınızı biliyorduk. Gelin meselesi var da ortada… Ama Kılıçdaroğlu yeni bir şey. Yoksa bir soyadı takıntısı mı var ortada? Dervişoğlu, Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu… Vallahi benim başım döndü. Tamam; kentin akil adamı olduğunuzu kabul ediyoruz da, akil adamların Mevlevi semaisi yaptığına ilk kez şahit oluyoruz. Kılıçdaroğlu giderse sırada kim var? TKP mi?
NOT 5: Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın evinin hem denize hem havuza baktığını yazdığımda tehlikeli basın danışmanı da dahil birçok isim“Başkanımızın evinde havuz yoktur” yanıtını verdi. Ben kendi evinin havuzu olup olmadığını söylemedim ki… “Havuza bakıyor” dedim. Çünkü deniz kenarının hemen gerisinde Karşıyaka Belediyesi’nin yaptırdığı bir havuz var. Dolayısıyla ev hem deniz, hem havuz manzaralı… Neden hemen alınıyorsunuz? Yazıdaki espriyi kaçırır iseniz, olmaz ama… Şurada eğleniyoruz, hevesimizi kırmayın lütfen…
NOT 6: Bir okuyucu e-maili. Böyle mailler insana destek oluyor açıkçası: “Bilemiyorum size ne demeli. Ama bu ülkede yaşadığınız ve bu dünyalı olmadığınız fikri git gide beynimi kaplıyor. Sizin gibi vatan evlatları varsa, yanlışlar en sonunda doğrulara yenilmeye başladıysa, 29 yaşımda bir genç olarak artık geleceğe daha umutla bakıyorum. Keşke lokal yazılarla değil daha makro düşüncelerinizi ve araştırmacılığınızı görebilsek. Sadece sizi devamlı takip eden 35 1/2 bir vatandaşım :) İstanbul’dan bol bol sevgiler ve saygılar sunuyorum.”
NOT 7: ESHOT haberi ESHOT’u sarsmış görünüyor. Daha sarsacak tabii ki… Gül Şener’in durumu anlatmak için Kocaoğlu’na iki kez ulaşmak istemesi, dosyaların bulunduğu dolapların kilit altına alınması, olayın kurumda çok ciddiye alındığını gösteriyor. Bu arada “uyuyan güzel” izne çıkacak mı? Bir hafta için ertelemişti de… Ünlü danışman Bilgin Erünal’ın dün sabah saatlerinde ESHOT Genel Müdürü Gül Şener’i ziyaret etmesi de manidar geldi bana… Kapıdan girerken “Ersu’nun kızları nerede” sorusu ise bir başka garip davranış…
NOT 8: Bahattin Özdemir. Bir dönemin İZBETON koordinatörü… Seçim öncesi görevden alınıyor. Ancak devreye ilahi bir el giriyor ve bu kişiyi korumaya alıyor. Kadrosu İZELMAN’da olmasına karşılık şu an nerede görev yaptığı belli değil. Sadece başkanın çok yakın arkadaşı olduğu biliniyor. Altında kurumun verdiği bir Doblo ile kenti turluyor.
NOT 9: İZBETON deyince aklıma İZBETON Genel Müdürü Ali İçhedef geldi. Kendileri iyi mi? Sağlığı sıhhati yerinde mi? Son günlerde kayıt yapmıyor anlaşılan. Kayıt yapsa idi yine bir yerlerde unutur, benim elime gelmesi sağlanırdı da…
NOT 10: Bornova CHP Bornova delegesi İhsan Bayan şu sözlerle ifade ediyor kendini: “Ben Cumhuriyet Halk Partisi'ne otuz yıl hizmet vermiş bir vatandaş olarak ortadayım. Ağrı'da altı dönem yöneticilik yaptım. SODEP, SHP ve CHP'ye hizmet verdim. Şimdi de Bornova delegesiyim. Gördüğüm manzara şu: Atatürk bu CHP'yi kurdu. Önder Sav ise dağıtmakla meşgul. O, Sayın Kılıçdaroğlu'nu bir sözcü gibi kullanmaya kalkışır, Gürsel Tekin'in odasını şöminelerle süsler, Abdürrezak Erten'e de, ‘Mardin’e’ git, oradan aday ol...' diyemez. Biz bu partide iç göç yaşayanlara, ‘Memleketinize gidin, oradan aday olun’ diyecek bir Genel Sekreter, bir Genel Başkan istiyoruz. İzmir'deki Önder Sav ekibi, bu kentte CHP'yi hüsrana uğratacaktır. Herkes gözünü İzmir'e çevirmiş. Bu büyük bir açıkgözlülük ve ayıptır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin terbiyesi bu değildir.”
Egenin Sesi 30 - 09 - 2010
1 Ekim 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder