Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Ekim 2010 Çarşamba

Bugün 11.43`te Saraydayım

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlatmış olduğu itiş kakış çerçevesinde, “Bugün saat 11.44’te sarayda olacağım” demiştim. Karar değiştirdim. 11.43’te orada olacağım. Kendilerine göre ifade, bana göre açıklama vereceğim de…
İzmir Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu, madem bana bir mektup yollamış ve açıklamalarıma gerek duymuş ise her İzmir vatandaşı olarak tabii ki seçtiğimiz yerel yönetimin disiplinine uyacak ve gerekli bilgi alışverişini sağlayacağız. Gerçi o belge geçtiğimiz Perşembe gününü kapsıyordu.
Ama neyse geç olması hiç olmamasından iyidir…
Tabii ki onu oraya gittiğimizde, Teftiş Kurulu’nun düzeneği çerçevesinde göreceğiz.
Bu bir devletlu iş mi? Yarı resmi, yarı garip…
Ne söyleyeceğim ki…
Ben söylenecek olanı söyledim. Hatta belgelensin diye kaleme bile aldım.
Ama siz hala benden bir akıl almak istiyor iseniz, ben bugün saat 11.43’te sarayda olacağım.
Tabii ki halk kapısından gireceğim.
Tekrarlıyorum…
Ne diyeceğim?
“Obama aslında beyaz, sizi aldatıyor… Tayland’da dolaşırken rastladığı gri vatandaşlara, siz Türkiye’nin neresinden geldiniz, yoksa Tokat’tan mı diye soruyormuş.”
Bakalım…
Bugün Teftiş Kurulu’nu geçelim…
Bir sonraki merhale ne?
Kızgın demirde dağlanmak mı?
Bu İzmir’de ne kadar zormuş gazetecilik yapmak.
Aziz’in teftişi, Bilal’in meyhanesi, Sertaç’ın barı vs.

NOT 1: Nedir bu çektiğim Stratis Balaskas’tan… Adam Londra’daki toplantıdan, İtalya’ya ve hatta Yunanistan’daki her toplantıda karşımda… Tamam, anladık. Şimdi bir de burnunu İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne mi sokmuş? Hem de benim üstümden. Kabul ediyorum… Adam zeki, İzmir’deki meslektaşlarından daha iyi biliyor büyükşehri… Ve kalemi hayli kuvvetli… İyi de bu kadarı da olmuyor ama. Sen git Papandreu ile ilgilen… Neden benim büyükşehir belediye başkanım ile hem de benim köşemden karşılıklı beyanda bulunuyorsun ki… Olmuyor ama. Rica ederim…

NOT 2: Sıtkı Kürüm ile ekibin arası iyice açılmış durumda… Kürüm’ün bir internet sitesi köşe yazarına bilgi sızdırdığı gerekçesiyle Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne alınan Duygu Tuna konusunu biraz daha düşünmek gerekiyor…
Günahtır… Kızı tanımam etmem. Karabağlar Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne sürülmüş tek bayan olarak değerlendiririm. Aslında bu yere sürdürülecek başka bir isim vardı Duygu Tuna ile birlikte. Erdoğan Kürüm mü engel oldu yoksa? Neden acaba? Yoksa Sıtkı Kürüm ile bu konuda bir tartışma mı yaşandı?

NOT 3: Şurada eğleniyoruz. Neden bu kadar kızıyorsunuz anlamıyorum. Klavyenize yazık çocuklar. Ağabeylerinize söyleyin, size yeni klavye alsın. Aynı zaman da beyin… Şu sıralar çok ucuza beyin bulunuyor. Hiç merak etmeyin. Olmaz ise yeni yetme köşe yazarlarına başvurun. Onların beyni zaten kilo ile de para etmiyor…

Egenin Sesi 13 - 10 - 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder