Türkiye'deki tabu konulardan biri de "tarih bilinci" ve 1923 sonrası oluşan tarih anlayışının günümüze yansımasıdır...
Soruna şöyle bir tesbit ile başlamak istiyorum."Türk toplumunun tarihi yoktur. Daha doğrusu Türk toplumunun tarihi 1923 yılında başlar..." Böyle bir tanımlama günümüz toplumunda "kabul edilemez" olarak nitelendirilir. Hatta bu tanımlamaya karşı savlar üretilmeye başlar, Türklerin aslında tarih konusuna önem verdikleri, yüzyıllar boyunca kurdukları büyük imparatorlukların günümüz toplumu tarafından izlendiği, modern Türk insanının bu bilinci devam ettirdiği ileri sürülür...
Ancak günümüz insanında görülen tarih bilinci sadece savaşlar ve barışlardan oluşmaktadır. Orta Asya'daki Türk göçlerinden 1923 yılına ulaşan geniş tarih vadisinde savaşlar ve barışlar ön plana çıkartılmış, toplumun sosyal ve kültürel yapıları gözardı edilmiştir.
Burada bir örnek verelim konunun daha iyi anlaşılması için... Liseden mezun olan bir Türk genci için Osmanlı İmparatorluğu ne ifade eder? Yanıt çok kolaydır."600 yıllık büyük bir imparatorluk kuran Osmanlılar son dönemlerde kötü padişahlar tarafından yönetilmiş, Anadolu'yu ele geçirmek isteyen Batılı devletlere karşı Türk halkı Mustafa Kemal önderliğinde Kurtuluş mücadelesi başlatmış ve modern Türkiye'nin ilk adımları atılmıştır." Aynı gence "Osmanlı İmparatorluğu'nu tanımlayın" şeklinde bir soru sorulduğu taktirde çok klasik bir yanıt daha alırsınız."Padişahlar tarafından yönetilen Osmanlı bir döneme damgasını vurmuş, Viyana kapılarına kadar dayanmıştır." Acaba kaç Türk genci Osmanlı imparatorluğu'nun ekonomik ve sosyal düzeni hakkında bilgi sahibidir? Osmanlı'nın son döneminde ortaya çıkan fikir akımlarının günümüz modern Türkiyesi'nin oluşmasındaki katkılarından haberdardır? Osmanlı'nın laik ya da İslam imparatorluğu olarak tanımlanmasında hangi kriterleri kullanmaktadır? Maalesef yukarıdaki sorulara objektif yanıt verecek Türk sayısı gerçekten çok az... Günümüz Türk insanı Osmanlı İmparatorluğu'nun sosyal ve kültürel tarihini tanımıyor. O dönemin fikir hareketlerinin toplumu nasıl şekillendirdiğini bilmiyor. İşte bu bilgi eksikliği, Türk insanının modern Türk toplumunu tanımlarken hata yapmasına neden oluyor. Sorunu başka bir örnekle açalım... Yunanistan ile yaşadığımız sorunlarda Yunan toplumunun hala "megali idea" çerçevesinde hareket ettiğini, Yunan insanınında geçmişe bir özlem olduğunu düşünürüz... Yunan toplumu geçmişine son derece bağlı, son 300 yılın sosyal ve ekonomik tarihini biliyor.
1924 mübadelesi ile Anadolu'yu terkeden Yunanlılar bu konu hakkında binlerce kitap yazıp bir sonraki jenerasyona bilgilerini aktarmışlar... Aynı dönemi yaşayan Türkler ise mübadele sonrası Anadolu'ya geldiklerinde geçmişin üzerine bir sünger çekmişler. Daha doğru bir ifade ile Cumhuriyet ideolojisi çerçevesinde geçmişi unutup sadece geleceğe yönelmişler.
Bugün bile 1924 öncesi Girit'te, Bosna'da, Arnavutluk'ta, Midilli'de, Selanik'te yaşayan ailelerin yaşam standartları, sosyal konumları, politik yapıları üzerine bir araştırma yapılmamış, aile ağaçları çizilmemiştir.
Sosyal ve kültürel tarihi araştırılmayan bir toplum yanlış sonuçlara ulaşıyor, ortaya çıkan hatalı sonuçlara göre kendini düzenlemeye çalışıyor ve tabii sonuçta büyük hayal kırıklığı yaşıyor...
YENİ ASIR 11 - 04 - 1999
11 Nisan 1999 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder