İki takım arasında bariz fark vardı. Yani biz en az 5 basardık Yunanistan’a… Ancak öyle kenar yönetimi hatası vardı ki hakikaten anlatılamaz.
Bu takım şu ana kadar Türkiye’ye gelmiş en iyi jenerasyon… Uzunu var, forveti var, şutör kısaları var.
Bir tek şeyi eksik, kendi gibi oynaması… Koça bağlı oynayınca böyle oluyor. Koç da diğerlerine göre taktik verince hiç bir şey çıkmıyor.
Bırak adamları istediği gibi oynasın. İleride hareketli iki çok iyi uzun ve kalın bir uzun. Ortada NBA patentli 2 forvet, sağda ve solda iyi iki şutör oyun kurucu ve kenarda en az iki iyi defans.
Bir takım daha ne ister?
Bu takım batar ise kenar yönetiminden dolayı batar ve zaten öyle oldu.
Takımın ölüsü bile Yunalılara yetti uzatmaya bile gidildi.
Yunanlıları aşağılamak için söylemiyorum. Tam 4 önemli adamlarından eksik gelmişlerdi Polonya’ya. Yani bir anlamda ikinci takım ile oynuyorlardı.
Bu takımdan da korkuyor ve kendi takımını karşı takıma göre hazırlıyor isen durum vahim…
Bırakın hakeme, ona buna sallamayı… Doğru hücum edilse idi bu maç 20 fark ile biterdi.
Yazık…
Umarım 2010 yılına bu kenar yönetimi ile gitmeyiz.
Tamam, Basketbol Federasyon Başkanı çekingen de, bu takımın federasyon başkanı kadar çekingen olması gerekmiyor.
Çıksın kendi oyununu oynasın yeter.
Koç dışarı… Tanyeviç dışarı…
Zaten Tanyeviç gider ise, Mehmet Okur da bu takımda oynayacak…
Ama sadece Tanyeviç değil, onun arkasında duran federasyon başkanının da gitmesi gerekiyor.
Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı kaybettik, ama kendi ülkemizdeki dünya şampiyonasında bu yönetim yapısı ile sonuca gidilmez.
Yine siyasi bir yazı oldu bu…
YENİGÜN 19 - 09 - 2009
19 Eylül 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder