Bu süreç çok tartışılır. Sadece bugüne değil önümüzdeki sürece de damgasını vuracak olan adayların oluşturulması sürecidir.
1999 yılında ön seçim sistemi iflas etmiştir. Bu yıl da merkez yoklama sistemi.
CHP çok acil bir biçimde aday belirleme sistemini gözden geçirmeli, yeni bir bakış açısı ortaya koymalıdır.
Ön seçim bu sistem içerisinde bir hayaldir. Her ne kadar demokratik görünse de, üye yazılım sistemi, mahalle delegasyonu oluşturulması sürecinde yaşananlar ve hatta bazı delegasyonların gizli kapaklı yapılması bu sistemi maalesef işlemez hale getirmiştir.
Merkez yoklamanın en önemli sorunu ise genel merkezin yoklama sistemidir. Genel merkezde son 8 yıldır süren iktidar mücadeleleri, bölgesel ve hatta dinsel eğilimlerin ön plana çıkarılması, özellikle MYK üyelerinin bir bölümünün herkese mavi boncuk dağıtmaları merkez yoklamasını da iflasa sürüklemiştir.
Tabii parti örgütlerinin oluşturulması parti yerel yöneticilerinin saptanması konusunda yaşanan sorunlar da sistemi çıkmaza sürüklemiştir.
Tabii bir koltuğa 3 hatta 4 karpuz sığdırmanın getirdiği sorunlar ise daha parti kamuoyunda tartışmaya açılmadı.
Bundan üç ay önce Ankara’da yapılan tüzük kurultayı bu sorunlara ne kadar çözüm bulur bilinmez. Ancak on iki aydır CHP’de yaşananlar ortada ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir.
Sanmayın tüm illerde bu tür sorunlar var. Çünkü bazı illerde CHP aday bulmakta bile zorlanıyor. İzmir’de iktidar olduğu için herkesin gözü bu kentte. Hatta kendi kentinde milletvekili seçilmeyeceğini bilen bazı MYK üyeleri bölgesel ilişkilerini kullanarak bu kente şimdiden siyasi yatırım yapma peşinde.
Bu süreçten en çok yıpranan isimler hangileri:
Şimdi isim versem yarın birçok şimşeği üzerime çekeceğimi de biliyorum.
O zaman tipleme yapmak daha doğru olacak.
1 – Her şeyi bölgesel siyaset üzerine kurmaya çalışanlar.
2 – Dinsel temaları öne çıkaranlar.
3 – Ekipçilik yapanlar.
4 – Herkese mavi boncuk dağıtanlar.
5 – Bir yerde durmayıp, her yerde gezinenler.
Aslında bütün bunlar sadece CHP içinde değil AKP içinde de yaşanıyor. Her nedense onlar bu işi daha kolay halledip en azından kamuoyunda çok tartışılmamasını sağlıyorlar. İçeride ise seçim sonrasına yönelik hareketlenme başladı bile. Bu da Türk toplumunun bu demokrasi dediğimiz şeyi çok iyi kavramadığını gösteriyor.
NOT: Kemal Karataş için zor bir süreç. Ama o direniyor ve direnmeye devam edecek sağdan soldan gelen darbelere rağmen. Kolay mı? Hiç de değil. Önce hukuki süreci görelim, sonra tartışırız.
YENİGÜN 23 - 02 - 2009
23 Şubat 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder