Deniz Baykal İzmir defterini sonlandırdı.
Birkaç ay önce bu konuya değinmiştim. İzmir’de aday belirleme süreci çok zorlu geçecek diye. Ancak o zaman Genel Merkez hiçbir girişimde bulunmadı. Sonuçta bir haftalık inanılmaz bir süreci hepimiz birlikte yaşadık. Aslında istenseydi durum bu hale gelmezdi.
Aday olarak Ankara’ya giden herkese mavi boncuk dağıtıldı, “durun, oturun oturduğunuz yerde”, “bizim o ilçede düşündüğümüz bir isim var, aday adayı olarak çıkmayın” denmedi kimseye. Tam tersine, “Tabii tabii başlayın çalışmaya”, “sizden iyisi mi bulunacak” denilerek herkese yeşil ışık yakıldı. Sonra da bugünlere gelindi.
Deniz Baykal İzmir’i bir kez daha irdeleme şansına sahip olmuştur bu gelişmelerden sonra.
Gelelim son duruma…
Listelerden galip çıkan tek isim var. Kemal Karataş.
2 yıl boyunca il başkanlığı görevinde alınacağı iddia edilen Karataş bırakın görevden alınmayı, hem Konak adayı oldu hem de listenin hazırlanmasındaki tek isim.
CHP’de omzu kalabalık birçok isim aday listelerinde istediği sonucu alamadı.
Bir önceki seçimde İzmir’in en güçlü ismi Ahmet Piriştina’ydı. O bile sadece Konak’ı belirleyecekti. Ancak yaşanan süreç nedeniyle Konak’ta bile başarılı olamadı. İkinci önemli adam dönemin il başkanı Alaattin Yüksel’di. İl başkanı olarak aday olmamasına rağmen yine bazı gelişmelerden dolayı son dakikada Bornova’dan Aziz Kocaoğlu’nu aday yapabildi.
Ama bugün bakıyorsunuz, Kemal Karataş hem il başkanı hem Konak adayı hem de kendi listesi tüm ilçelere hakim. Onun dışında sadece Genel Sekreter Önder Sav’ın iki ilçedeki önermeleri var.
Herkesin bir daha durup düşünmesi gereken bir gerçek bu… Neydi Baykal’ın Karataş ile birlikte hareket etmesini sağlayan bu gelişme? Aslında İzmir CHP’nin son iki yılına bakınca bunu anlamak çok daha kolay…
Tabii ki anlayana…
Baykal hep Karataş’ın arkasında durdu. Karataş örgüt içinde darbe yedi ayakta kaldı, ilçe başkanlarından darbe yedi ayakta kaldı, milletvekillerinden darbe yedi ayakta kaldı, il yönetimi içerisindeki bir grup tarafından darbe yedi ayakta kaldı, büyükşehir belediye başkanından darbe yedi ayakta kaldı, İzmir medyasından darbe yedi ayakta kaldı…
Kimse “Karataş nasıl ayakta kalıyor” diye sormadı.
Bundan sonra sormaya başlasalar da atı alan Üsküdar’ı geçti.
Bir atasözü vardır: Ne oldum demeyeceksin ne olacağım diyeceksin.
Karataş bundan üç yıl önce bu örgütte delege bile yapılmamış, aktif siyasetten bir anlamda çekilmişti. Ancak Deniz Baykal İzmir’deki gelişmeleri gördü ve Karataş’ı tek adam olarak göreve getirdi.
Hatta daha sonra yapılan il seçiminde delege listesine bile müdahale etti.
Kimse o dönemde Karataş’ın etkisini anlayamamıştı. Herkes kendini başarılı ilan ediyordu.
Bugün ise İzmir’de siyaset yapanların dönüp bir özeleştiri yapması gerekiyor sanırım.
Tabii ki bugünden itibaren bu konuları fazla tartışmamak gerekiyor. Önümüzde bir seçim var ve CHP’nin bu seçimde başarılı olması için bundan böyle birlik ve beraberlik içinde yürünmesi gerekiyor.
Deniz Baykal’ın da Ankara’da yaptığı buydu. Bu mesajı da almayanlar olursa önümüzdeki süreçte İzmir siyasetinde bulunmaları daha zorlaşacaktır.
1 – Büdüler çark etmiş gibi bir görüntü çiziyorlar. Yoksa ağabeyleri Ankara’dan aldığı mesajı onlara da iletti mi? Gerçi kaç kişinin seyrettiği ayrı bir soru işareti ya neyse. Belki günün birinde reyting gösterirler bizlere.
2 – Ediler şu sıralar yazmıyorlar. Gerçi yazsalar ne olacak ki, okunma oranları ortada. Bugüne kadar Ediler’in yazdıkları makalelerin kamuoyunda tartışıldığını duymadım bile. Ankara’da ise gülüp geçiyorlar yaptıkları tespitlere…
YENİGÜN 06 - 02 - 2009
6 Şubat 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder