CHP’den Seferihisar aday adayı Tunç Soyer hafta başında kaleme aldığım yazıya bir açıklama göndermiş.
Yazıda sorduğum soruların büyük bölümüne yanıt veren Soyer’in açıklamaları şöyle.
“1) 50 yaşındayım, yaklaşık 30 seneyi aşkın bir zamandır kendimi solcu ve sosyal demokrat olarak tanımlarım. Hayata ve Türkiye’ye de daima o perspektiften baktım, bakmayı sürdürüyorum. Bu süre zarfında Milli Demokratik Devrim’cilikten, DSP ve CHP örgütlenmelerine kadar sol yelpazenin çeşitli yapılanmalarının içinde bulundum.
2) Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevine Rahmetli Ahmet Piriştina’nın davetiyle başladım Piriştina’nın vefatından sonra, Aziz Bey’e “başkanlık danışmanlığı kişisel yakınlık da gerektirir, bu nedenle uygun görürseniz ayrılayım” dedim ancak kendisi çalışmamı arzu ettiğini söyledi. Ne yazık ki ben bir süre sonra istediğim kadar verimli olmadığımı düşünerek istifa ettim.
3) Bu görevden ayrıldıktan kısa bir süre sonra, İTO’dan gelen teklifle 2005 yılı Mayıs ayı başında çalışmaya başladım, ancak o tarihte, Demirtaş – Kocaoğlu arasında bir çatışma olduğu bilinmiyordu.
4) EXPO’da Dışişleri Bakanlığı Müsteşarının “Bakan” adına tasarrufuyla görev üstlendim.
5) Bugün hem Sayın Kocaoğlu ile hem de Sayın Demirtaş ile saygı sınırları içinde duran bir ilişkimiz bulunmaktadır.
6) Bu kararın kendi geleceğimi de önemli ölçüde etkileyecek bir karar olduğunun farkındayım Ailem ve yakın arkadaşlarımın onayını aldıktan sonra nezaket ve siyasi ahlak kuralları çerçevesinde haber vermem gereken kişilere kararımı bildirdim. Seferihisar’ı nasıl daha ileriye taşırız sorusunun cevabını arıyor olmanın keyfini sürüyorum.
7) Yakın çevremin yaktığı yeşil ışıkla bu yolculuğu başlattım.
8) 4 yıl önce Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen Defne Derneği ile kısa süreli bir çalışmanın içinde bulundum. Bu derneğin Mason Localarıyla ilişkisi olduğuna dair hiçbir duyumum olmadı. Benim bunun dışında bir ilişkim olduğunu biliyorsanız yazmak keyfiyeti size aittir.”
* * *
Sayın Soyer’in son cümlesinde neden daha açıklayıcı olmadığını anlayamadım.Bir insan mason ise masondur, değil ise değildir. Bunun üçüncü yolu yoktur. Ya da “yarı mason” şeklinde bir tanımlama olduğunu sanmıyorum.
Bir dernek üyeliğinin kamuoyundan bu kadar saklanarak yapılmasına bir anlam veremiyorum.Eğer üyesi iseniz bu soru ile karşılaşmanız son derece normal.Aynı durum Kocaoğlu için de geçerli. Ona da bu sütundan Soyer tartışmasına denk gelecek biçimde net bir şekilde soruyorum:
“Sayın Kocaoğlu siz mason musunuz?”
Soyer, mailinin ikinci kısmında ise bana yönelik bazı eleştirileri sıralamış.“Benim CHP’den aday adayı olmama duyduğunuz şaşkınlığın çok daha fazlasını benim sizin için duyduğumdan emin olabilirsiniz. Yazılarını ciddiyetle okuduğum, gıyaben saygıyla izlediğim bir yazarın sosyal demokratlığı bile bana çok görmesi ve kişisel tutarsızlıklar yaşayan bir insan olarak tanınmam için böyle bir yazı yazmış olması gerçekten anlaşılır gibi değil. Çünkü çok fazla uzağa gitmeden EXPO sürecinde tanışıp birlikte çalıştığımız eşinize bile benimle ilgili birkaç şey sorsanız bu yazıyı yazmaktan vazgeçerdiniz. Ne yazık ki, siyasetin çok yıpratıcı bir süreç olacağı konusunda uyaran arkadaşlarım daha ilk günden haklı çıktılar. İnsanın nereden destek nereden köstek göreceği hiç belli olmuyor. Hele ki insanın kendine yakın buldukları tarafından kösteklenmesi daha çok acıtıyor. Ancak ben ekli basın duyurusunda da belirttiğim gibi, Seferihisar’la ilgili hayallerimi gerçekleştirmek için sonuna kadar mücadele etmeyi sürdüreceğim. Çünkü bunu kendim için değil, daha uygar bir Seferihisar için yapacağım ve küsüp gitme hakkını kendimde görmüyorum.”
* * *
Burada da bir iki noktaya değinmem gerekiyor.
1 - Eşim ile yazılarımı hiç konuşmam. O da zaten kendisine gelen ve gelecek olan eleştirileri beklediği için yazılarımı okumaz.
2 – Kaleme aldığım yazı bir yıpratma yazısı değildir. Yıllardır tanıdığım, kimlerin çalıştığını çok iyi bildiğim bir partide yeni aday adayları konusunda bir öngörü yazısıdır. Bu öngörüler tamamen bana aittir, sağdan soldan devşirme, kopyala yapıştır şeklinde değildir. Zaten yazıların okunma nedeni de budur.
3 – Partinin vereceği kararlar parti yönetimini bağlar. Ancak bugünkü yerel seçimlerin önümüzdeki siyasi süreci doğrudan etkileyeceği için adaylık tartışmalarının önemi çok büyüktür.
4 – İşadamı, bürokrat ve dernek üyesi olarak yaptığınız kariyer ile şimdi soyunduğunuz alan farklıdır. Bir belediye başkan aday adayı olarak kamuoyu önündesiniz ve toplumdan oy isteyeceksiniz. Bu noktada çok daha soğukkanlı olmanızı öneririm.
NOT 1: Dün Yeni Asır Gazetesi’nde yayınlanan EXPO haberi ilginç… Kocaoğlu bu krizi yine iyi yönetemez ise gerçekten batar. Ancak siyasi olarak elinde çok iyi malzemenin olduğuna eminim. CHP’den aday adayı EXPO Genel Sekreteri Tunç Soyer mesela…
NOT 2: Sayın Soyer aday olursanız birlikte çalışacağınız Kocaoğlu ve tabii ki partiniz CHP için şimdi her şeyi açıklama zamanı. Tüm gizli toplantılarda konuşulanları, valinin, cumhurbaşkanının bakanların, büyükelçilerin açıklamalarını yaptığınız aday adaylığı açıklaması gibi toparlayıcı ve kamuoyunu bilgilendirici şekilde sunarsanız, Seferihisar adaylığınız şimdiden garanti. Bu krizi siz yönetin. Nasılsa Kocaoğlu’nun yapacağı yok. Bu kıyağımı da unutmayın sakın…
YENİGÜN 19 - 09 - 2008
19 Eylül 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder