CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün “2.5, 3 yıl önce Sav bana ‘Deniz ile bu iş gitmeyecek, çıkarı yok bu işin’ demişti” açıklamasına tepki göstermiş. Sav, “Böyle birşey söylemedim. Mengü yanlış hatırlıyor. O dönemle Baykal’la ilgili değerlendirmem asla söz konusu değildir. Son kurultay gününe kadar Sayın Baykal’la uyum içinde çalıştım ve ortak sorumlulukları birlikte sürdürdüm” demiş…
Dede kıvırma durumuna geçmiş.
“2005’te bile Deniz Baykal ile benim siyasetim aynı yolda değil” diyen bir genel sekreterin kendisine çok yakın bir isme bu tespiti yapması çok doğal.
Ancak bu bilginin Önder Sav’ın kaset sonrası operasyonlarda söyledikleriyle çelişmesi bakımından önemli… Böyle bir açıklama genel sekreterin çok öncelerden Genel Başkan Deniz Baykal’ın ayağını kaydırma konusunda kafasında bir plan olduğunu gösteriyor.
Tabii ki bu planı uygulaması için bir gelişmeye ihtiyaç vardı. Ve kaset bu beklentiyi sağladı.
İnsanın ister istemez aklına başka sorular da geliyor.
Mesela kaset ne zaman ortaya çıktı?
Kasetin kayda alınmasında kimlerin parmağı vardı?
Sav’a gönülden bağlı ekibin de Deniz Baykal’a bağlılığı söz konusu bile değildi.
Onlar sadece genel sekreterden emir alır, Baykal’ı ise sadece partinin genel başkanı olarak değerlendirirlerdi. Eğer o dönem Sav mı, Baykal mı sorusu sorulsa ekip kesinlikle “Sav” der ve Baykal’ın karşısına geçerlerdi.
Görünen o ki, Kılıçdaroğlu’nun işi çok zor. Bu yapılanma içerisinde bağımsız tek bir adım atması bile mümkün değil.
Üstelik seçilmesi sırasında esen rüzgar dinmiş gibi…
Medya yavaş yavaş eleştirmeye başladı.
Çünkü ortada yeni bir şey yok, beklentileri karşılayacak bir söylem yok.
Sadece “Ben çatışma bölgesine gittiğimde çömelmeyeceğim” açıklaması var ki, Kürt sorunu çömelme fiiline indirgenir ise daha 20 yıl bu savaşı konuşmaya devam ederiz.
NOT 1: Grand Plaza işine devam edelim. Seçim sonrası yapılan harcamaların altında bulunan imzayı sorgulamıştık. Karşımıza Çağrı Çavuşoğlu çıkmıştı. Kendilerinin Kocaoğlu’nun eşinin yakın akrabası olduğunu da öğrendik bu arada. Ağustos’ta acele biçimde askere gidecek olan Çağrı Çavuşoğlu’nun hangi belgelerin altına imza attığı da araştırılmalı.
NOT 2: Grand Plaza eski Genel Müdürü, şimdilerin İzbelkom Genel Müdürü Muharrem Derbentoğlu’nun örgütlenmesi de dikkatimizi çekiyor. Öncelikle arkeolog oğlu büyükşehirde işe başlamış. Kayınbiraderi Vakkas Seyhan ile kayınbiraderinin eşi Gözde Seyhan da Grand Plaza’da. Arkadaşının kızı Simge Nalıncı ile Simge Nalıncı’nın eşi Engin Nalıncı da Grand Plaza’da. Yakın arkadaşı Personel Müdürü Hakan Gündüz… Hakan Gündüz’ün eşi Aslı Gündüz ise Grand Plaza’da halkla ilişkiler şefi… Ekmek fabrikası açılmadan üç ay önce işe alınan yine arkadaşının oğlu Levent Bey de Ekmek Fabrikası Personel Müdürlüğü’ne getirilmiş. Derbentoğlu’nun oğlunun yakın arkadaşları da Grand Plaza’da iş bulmuş, çalışıyorlar. Tabii bu ilişkileri en iyi anlatacak olan isim İşletmelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Haydar Ballı. Ballı’nın oğlu da büyükşehir çalışanı… Belediye değil, aile şirketi gibi…
Ege'nin Sesi 28 - 06 - 2010
28 Haziran 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder