Adamın biri kahvede bağırıyormuş; “Var mı bana yan bakan” diye… Kimsede ses yok. Haftalarca bağırmış adam. Millet sinmiş adamı izliyormuş. Günün birinde adam kahveye gelmiş ve yine bağırmaya başlamış: “Var mı bana yan bakan.” İşte o anda bir başka ses yükselmiş kahvede: “Evet, var.” Adam bu yanıtı verenin yanına gitmiş ve kahvedekilere şöyle seslenmiş: “Var mı, ağabeyim ile bize yan bakan…”
Hikayedeki olay önceki gün yapılan CHP kongresinde aynen yaşandı. Bugüne kadar istediğini yapan Sav ekibi, Deniz Baykal’ın “höst” demesi ile geri adım attı, Demirsoy’un arkasında duramadı.
Ancak hikayenin devamından habersizdi Sav yapısı. Baykal ortaya öyle bir liste çıkardı ki, bu listede ciddi bir mesaj vardı: “Başta Abdürrezzak Erten olmak üzere, ekip, İzmir’de tavsiye edilecek.”
Milletvekili aday adaylarına duyurulur. İzmir Birinci Bölge 4. sıra şimdiden boşa çıktı.
Abdürrezzak Erten’i iyi tanırım. Savaş alanını bu şekilde terk etmesini yadırgadım. Gerçi bir anlamda haklı idi…
Baykal kendisine mesajı göndermişti. Vuruşarak çekilse idi, Önder Sav’ın parti içindeki konumu ve hatta milletvekilliği bile zora girebilirdi.
Diğer bir ifade ile ekip, Önder Sav daha fazla zarar görmesin diye sessizce terk etti kongre salonunu…
İki ay sonra kurultay var. Kurultay sonrası İzmir il yönetimi düğmeye basacak ve her şeye yeniden başlanacak.
Bu yapının oluşmasına yardımcı olan patronlara bakalım şimdi de…
Aziz Kocaoğlu: Siyah turplara karşı şalgamlarla işbirliği içerisinde… Aslında Kocaoğlu ne çok severmiş şalgamı… Ama beklediği desteği alamamış il yönetiminde. “Her şeyi ben bilirim, ben yaparım” iddiasında olan Kocaoğlu’nu buruk gördüm şalgamların arasında.
Selçuk Ayhan: Onlarca belediye başkanı ve yapıdan il yönetimi çıkarmak hiç de kolay değildi. Birinin ak dediğine öbürü kara diyordu. Sinirleri iyice yıpranmış durumda. Şimdi de kendisine küsenlerle uğraşıyor.
Mehmet Ali Susam: Süreçten uzak durdu. Liste faaliyetlerine katıldı ancak belirleyicilik merkezinde değildi.
Cevat Durak - Abdül Batur: İstediklerini en azından aldılar.
Önder Sav: Kendini kurtarabildi.
Abdürrezzak Erten: Kendini kurtaramadı.
Kemal Anadol: Nalbantoğlu’nu il başkan adayı olarak dolaştırdığı için dikkati çekilen Anadol Baykal tarafından divan başkanı olarak bizzat gönderilmişti. Divanda Yüksel Demirsoy’a bir saat süre daha tanıyınca Baykal’ın aşırı ciddi tepkisini çekti.
Rıfat Nalbantoğlu: Kendini affettirebilmek için hayli çalışıyor. Önümüzdeki günlerde atacağı adımları da dikkatle izleyeceğiz.
Bülent Baratalı: Bu sürece hiç katılmadı. Hatta Ankara’dan kongreden bir gün önce geldi.
İlçe başkaları: Bir bölümü istediklerini aldı, bir bölüm “siz bilirsiniz” diyerek sürece dahil olmadılar.
Ve Deniz Baykal: Süreci tamamen kendisi yönetti. Listeyi onaylayan da kendisi idi. Bir saatlik uzatmaya bile müdahale etti.
NOT : Bir ara Bornova grubu toplandı. Delege olmayan, ancak ilçe yönetimi ve Kocaoğlu’na yakın önemli bir isme şu mesajı verdiler: Git konuş şunlarla. Listenin ne olduğunu bile bilmiyoruz. İstediğimiz gibi bir liste değilse, 60 delege toptan Yüksel’in yanına geçeceğiz.” Beni farkedince konuşmaktan vazgeçtiler pek tabii ki…
YENİGÜN 01 - 03 - 2010
1 Mart 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder