Sonunda beklediğimiz oldu, İzmir’de hareket başladı… Bazıları bu hareketliliği algılamakta zorlanabilir, hatta eleştirebilir. Ancak siyasetin doğası bu…
Siyaset de birlikte hareket ettiği medyayı yeniden şekillendiriyor.
Kocaoğlu dün yaptığı açıklamada ilginç noktalara değindi. CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş ile girdiği anlaşılmaz tartışma beni ilgilendirmez.
Benim dikkatimi çeken nokta Kocaoğlu’nun ve kendisini destekleyenlerin siyaseti ve üyesi oldukları partiyi hiç algılayamadıkları…
Buradan hem kendilerini hem de kamuoyunu bilgilendirmek gerekiyor. Aslında bu işin bana kalmaması gerekiyordu. Ancak çevrede olayları mantık zinciri içinde izleyemeyen ve küçük beyinleriyle ahkâm kesmeye çalışan o kadar insan var ki…
1 – CHP Aralık ayında tüzük kurultayı yapacak.
2 – Bu kurultayda bir önceki seçimli kurultayda oy kullanan delegeler yeniden oy kullanacak.
3 – Kurultay tüzük kurultayı olmasına karşılık delegelerin verdiği oylar ile aniden olağanüstü seçimli kurultaya dönüşebilir.
Bu süreç klasik bilinen süreç. Peki, tüzükte nasıl bir değişiklik bekleniyor?
1 – Genel başkan yardımcılıklarının sayıları artırılıyor.
2 – Teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcılığı kuruluyor.
3 – Genel sekreter yardımcılıkları kaldırılıyor.
4 – Tamamen genel başkana bağlı teşkilatlanma komisyonu oluşturuluyor.
Tüzükte bazı başka önemli değişiklikler de yapılacak.
Ancak burada önemli olan genel başkan yetkilerinin artırılacağı ve partideki önemli bir makamın yetkilerinin ise kuşa döndürüleceği…
Tüzük, bizzat tüzük komisyonu tarafından reddedildi. Ancak Baykal bu taslak tüzüğü MYK’ya indirdi ve sadece bir karşıt oya karşı kabul ettirdi. Karşıt oyun yetkileri kısıtlanacak olan pozisyon sahibi tarafından verildiğini buradan açıklamaya gerek yok sanırım.
Tüzük kurultayında oy verecek olanların yüzde 95’inin yerel seçimlerde aday olduğunu, adayların kurultay öncesi açıklanması halinde Baykal’ın elindeki en büyük kozun kaçacağını, hatta tepkinin yayılması halinde Baykal’ın genel başkanlığının kurultayda sorgulanabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Baykal elindeki kozu bırakmayacak. Listeleri kendi belirleyeceği için tüzük kurultayında oy kullanacakların tavrına bakacak, tüzüğü geçirecek, ardından adayları açıklayacak.
Bu süreci izlemeden “Şu adaylar açıklansın, şunu atayın” şeklindeki yazılar ve beklentiler ilkokul öğrencilerine hazırlanan okuma kitaplarındaki yazılardan ileri gitmez.
İzmir’de medyada yaşanan gelişmeleri de siyaset üzerinden okumak gerekiyor. Son atamalar kimin kime yakın olduğunu, siyasetin medya üzerindeki etkisini net biçimde ortaya koyuyor.
NOT 1: Kocaoğlu, 6 ay önce adaylığımı açıklayacağım diyeceğine, batırıyorsunuz bu partiyi sözleriyle kamuoyu yaratmak için çalışacağına, CHP’nin tüzük kurultayı yapacağına. Genel başkanın bu tüzük ile partiyi taşıyacağı yöne dikkat etseydi daha doğru bir partili olurdu. O zaman genel başkan da dâhil kimse onun partililiğini tartışmazdı.
NOT 2: Kocaoğlu adaylığını açıkladıktan sonra partiyi hiç tanımayan muhalif isimlerle Kaz Dağları’na gitmeseydi, ayağını kırmasaydı bugün bu açıklamayı yapmak zorunda kalmazdı. O zaman genel başkanı da, “Öyle mi, öyle mi, onlarla birlikte mi, kardeşim neden böyle yapıyor, Allah Allah” şeklinde tavır sergilemezdi.
SON NOT: CHP hakkında yazı yazan arkadaşları bütüne bakmaları konusunda bir kez daha uyarmak isterim.
YENİGÜN 27 - 10 - 2008
27 Ekim 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder