Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Nisan 2008 Çarşamba

“Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın”

“İlçe kongreleri bitti, il kongresi bitti, kurultay sona erdi… Şimdi herkesin kendi görevini ifa etme dönemi. Kimse boyundan büyük işlerde kalkışmasın. Sadece tüzükte belirtilen görevlerini yerine getirsin. Partiyi yerel seçimlere hazırlasın. Dedikodulardan uzak dursun, dedikodu yaymasın…”
Bu cümleler İzmir İl Başkanı Kemal Karataş’a ait.
Bu açıklamaların altında bir şey aramak gerekir mi, bilemiyorum…
Var mı?
Olabilir.
Yok mu?
Olamaz…
CHP Parti Meclisi seçimlerinin İzmir’de bir başka mücadeleye zemin hazırlayacağı açık…
İlçe kongrelerinden başlayarak bugüne kadar devam eden il başkanı ilçe başkanları mücadelesini de unutmamak gerekiyor. Üstelik kurultayda yaşanan davet krizleri ise bu mücadeleyi bir üst noktaya taşıyacak gibi görülüyor.
PM listesindeki çizik hareketine en büyük tepki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan geldi. Baykal kendisini evinde ziyaret eden önemli bir isme yaptığı açıklamada İzmir ve Ankara delegasyonunda yaşanan çizik operasyonunun hesabının sorulacağını söyledi. Listenin kendi listesi olduğunu, bu listeye yapılacak en küçük bir müdahalenin kendisine yapıldığını belirten Baykal, “Bunu herkes öğrenecek” dedi.
Oylamada açık oy kullananlar en rahat olanlar. Ya kapalı kapılar ardından operasyon yürütenler?
Ne yapacaklarını bilemem onlar düşünsün…
Kurultay sürecinde kaleme alınan yazılardan herkesin memnun olması beklenemez tabii ki… Önemli olan yazının okunması ve değerlendirilmesidir. Memnun olanlar ile olmayanların sayısal orantısı bu sütunun yazarını bağlamaz.

NOT 1: Kurultay’da bowling oynayan gazeteciler kimlerdi?

NOT 2: Ankara’nın en ünlü balık restoranı Tirilye’de hangi siyasiler kulis yapıyordu?

NOT 3: Ankara’daki yeni örgütlenmelerin liderleri kimler?
 
YENİGÜN 30 - 04 - 2008

29 Nisan 2008 Salı

CHP’ de dengeler haftası

Cumartesi günü yapılacak Parti Meclisi toplantısında MYK belirlenecek. Sakın MYK üyelerinin PM tarafından belirleneceğini düşünmeyin. Baykal PM’de listeyi okuyacak, PM üyeleri de oylayacak.
MYK üyeliği için Bülent Baratalı ile Mehmet Ali Susam’ın adları geçiyor. ‘Neden Abdürrezzak Erten’in ismi yok?’ demeyin. Bilmiyorum. Beni de çok ilgilendirmiyor.
Mehmet Ali Susam’ın MYK üyeliği birçok tartışmayı gündeme getirecek. Öncelikle ekipteki birinci adamlık tartışması bir üst seviyeye taşınacak. Susam beyazlar ve merkez sağ üzerinden örgütlenmeyi öne çıkaracak. İzmir’in bir bölümünden alacağı destek ile ekibin siyah kanadında sıkıntı yaratacak.
Bir görüşe göre ki bu görüş benim değil… Deniz Baykal ile Önder Sav İzmir ekibinde ciddi bir değişiklik istiyor. Böylece hem bazı talepli isimlerden kurtulunacak hem de ekibin beyaz dengesi yerli yerine oturtulacak. Dışarıdan bakıldığında hiç de fena tespit değil. Ancak bu değişim hem ekipteki siyahlar arasında sorun yaratacak hem de ekip liderliği konusunda yeni bir tartışmayı gündeme taşıyacak. Bizler de sadece izleyip, tabii ki yorum yapacağız. Gerçi ben bu ekibi çok iyi tanımam. Bazen hata yapabilir, yanlış yorumlar da bulunabiliriz. O kadar da olacak…
CHP’nin bugünkü yapılanmasına kesin tavır gösteren grup ise yerel seçimleri bekleyecek. Uzun süre genel başkanın yanında olan önemli bir ismin CHP üzerine yaptığı yorumlara daha sonra bu sütunlarda yer vereceğim.

NOT 1: Kurultayın birinci günü plaj kıyafetleriyle Deniz Baykal’ı dinlemek için salona giren ancak havaalanı yolundaki kavurgacıyı tercih eden kurultay delegesi Nuri Batuhan dün CHP Genel Merkezi’nde Genel Sekreter Önder Sav’ı ziyaretinde takım elbise giymişti.

NOT 2: Ekip MYK’ya ayrıca Rıfat Nalbantoğlu’nu önerecekmiş. Tek amaç Nalbantoğlu’nu yakına çekmek, hareketsiz bırakmak. Tıpkı milletvekili sıralamalarının açıklanmasından sonra Susam’a yapıldığı gibi. Bakalım Nalbantoğlu ne tavır gösterecek?

NOT 3: Önder Sav’ı 10 kişi çizmiş İzmir’den. Herkesin şüphelendiği isimler kesmedi maalesef. Çünkü onlar açık oy kullandılar, daha sora bazı tartışmalara zemin hazırlamamak için. Ekibin kendine dönüp beklenti içindeki isimleri gözden geçirmeleri gerekiyor.

NOT 4: Karşıyaka’daki İzmir’imizin yeni ‘dede’sini tebrik ederiz.

YENİGÜN 29 - 04 - 2008

28 Nisan 2008 Pazartesi

Üç başlı iktidar

Deniz Baykal’ın Parti Meclisi listesinde İzmir’den 6 isim var. Bu isimlerden 3’ü kentin liderliği konusunda önümüzdeki süreç içerinde etkili olmaya çalışacaklar. Bülent Baratalı, Abdürrezzak Erten ve Mehmet Ali Susam…
İlk bakışta Abdürrezzak Erten ile Mehmet Ali Susam aynı ekipte görünseler de bir süre sonra bu ikilinin arasında soğuk rüzgârların eseceğinden kimsenin kuşkusu yok.
Neden mi?
Birçok nedeni var aslında.
Siyah-beyaz çatışmasından, ilçe örgütlenmelerine, Buca’daki kavgadan, bireylerin kişisel özelliklerine kadar birçok faktör devreye girecektir.
Susam’ın arkasındaki esnaf örgütlenmesini dikkate aldığında, Erten’in Konak örgütlenmesi ne kadar etkili olacak birlikte göreceğiz. Üçüncü isim Bülent Baratalı’nın da diğer yapıları bir araya getirme konusunda adım atacağı kesin gibi görünüyor.
Dolayısıyla yerel seçimlere kadar bu üç isim ve arkasındaki yapılar çok tartışılacak.
Rıfat Nalbantoğlu ismi ise bir başka gücü gündeme getiriyor. Mustafa Özyürek.
Mustafa Özyürek’in önermesi olan ayrıca il başkanının da destek verdiği Nalbantoğlu süreç içerisinde bir güç oluşturabilir Özyürek’in desteği ile.
Mustafa Özyürek geçtiğimiz ay İzmir’deydi. İl Başkanlığı’nda bir toplantı düzenledi. Ancak toplantıya metropol ilçe başkanları katılmadı. Özyürek bunun üzerine genel başkanı arayarak durumu bildirdi ve şikayetlerini iletti.
Üçlü yapının çatışması dışında il ile ilçeler arasındaki çatışma da önemli önümüzdeki günlerde. İl başkanı mı kalacak, yoksa ilçe başkanları mı?
İlçe başkanları bu sonuçtan memnun mu?
Hiç sanmıyorum. Bazı ilçe başkanlarının salonda ekip ile birlikte oturmamaları bile aradaki soğukluğu gösteriyordu. İlçe başkanlarını bir araya getirip ekip görüntüsü vermek için çok uğraştı ekip şefi.
İl Başkanı Karataş ise ekibe attığını iddia ettiği goller nedeniyle çok mutluydu.
Eski İl Başkanı Ekrem Bulgun’un ekibe öfkesini bu sütundan dile getirmem mümkün değil. Kapatılabiliriz…

NOT: İki dönemdir Parti Meclisi’ne Bilim Kurulu üzerinden girmeye çalışan Rıfat Nalbantoğlu’nun sürekli ekip tarafından çizildiğini unutmamak gerekiyor. Dün de aynı ekip Nalbantoğlu’nu çizme operasyonu uyguladı.

YENİGÜN 28 - 04 - 2008

27 Nisan 2008 Pazar

Savaş devam ediyor

Kurultay bildiğiniz ve izlediğiniz gibi… Kurultaydan önemlisi olayların perde arkası…İzmir’de CHP içinde siyaset yapanların büyük bölümü Ankara’da… Herkes Genel Başkan Deniz Baykal’ın konuşmasından sonra soluğu bahçede aldı…
İzmir anakent ilçe başkanları İzmir İl Başkanı Kemal Karataş’ı arıyor. 3 gündür Ankara’da olduklarını ancak il başkanı ile bir türlü görüşemediklerini belirten ilçe başkanları pazartesi günü İzmir’e döndüklerinde gazetelere ‘kayıp’ ilanı vereceklerini açıkladılar. Kemal Karataş ise “İlçe başkanları kendileri çalıyor, kendileri oynuyor. Hiçbir toplantılarına beni davet etmediler. Bu disiplinsizlik kurultay sonrası çözülecek” yanıtını verdi. Bir ilçe başkanı ise Deniz Baykal’ın Karataş’a “görevinden istifa et” çağrısında bulunduğunu iddia etti. Anlaşılan pazartesinden itibaren il başkanı ile ilçe başkanları arasındaki çatışma alevlenecek. Bundan kimin güçlü çıkacağı ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
Bir başka ilçe başkanı ise Karataş’ın divan başkanlığı için ısrarcı olduğunu ancak ekibin devreye girerek bu talebin reddini sağladığını iddia etti.
İzmir üzerine birkaç not verelim…
1. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı. Balçova eski Belediye Başkanı Ali İhsan Ülker ile bahçe turluyordu.
2. İzmir milletvekili Abdürrezzak Erten bahçenin en uç noktasında yerini almıştı. Her zamanki ekibiyle bugün yapılacak parti meclisini tartışıyordu.
3. Muhalif isim Alaattin Yüksel, Semra Aksakal ile birlikteydi. Biraz çökmüş gibi geldi bana. İktidar olamamanın bezginliği vardı üzerinde…
4. İl Başkanı Kemal Karataş Deniz Baykal’ın kapıdan içeriye girdiği sırada 1500 lirasını kaptırmış. Bu üçüncü kez oluyor… Sanırım bir kapkaççı Karataş’ı takip ediyor.
5. Canan Arıtman rahat… PM’de kesinlikle görev alacağına inanıyor.
6. İlhan Kesici de çok rahattı. Sanırım istediğini alacak.
7. Karşıyaka İçe Başkanı Ertam Özen’in konuşmasında Deniz Baykal’ı övdü mü eleştirdi mi anlaşılamadı. Ancak Deniz Baykal yüz ifadesi ile Özen’in ne demek istediğini iyi anladığını ortaya koydu.
8. PM adaylığına dışarıdan hazırlananlar da var.
9. Bugün yapılacak PM seçiminde “çizik” olayı yaşanmayacak gibi… Önder Sav ile Mehmet Sevigen’in bu konuda anlaştığı bilgisi ulaştı
10. PM üyeliği konusunda Bülent Baratalı ismi öne çıkıyor. Baratalı’nın ismi MYK için de geçiyor.
11. Kurultay delegesi Nuri Batuhan krem pantolonu siyah rugan ayakkabıları ve mavi gömleği ile kurultaydan çok plaja gider gibiydi.

YENİGÜN 27 - 04 - 2008

26 Nisan 2008 Cumartesi

Kurultaydan 1 gün önce

Ankara sokakları canlı… CHP Genel Merkezi ise daha canlı. Gelenler, gidenler…
En kalabalık yer, şüphesiz CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın odası. Heyetler geliyor, heyetler gidiyor…
Odaya kabul edilenlerin başında kurultay delegeleri geliyor. Ardından il ve ilçe başkanları ve tabii ki belediye başkanları…
Bugün için bir sorun yok. Herkes yarını planlıyor.
Delegelerle sürekli toplantı yapılıyor yemekler düzenleniyor. Dün Meclis’te Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un odasında bir grup delege ile bir toplantı vardı. Bu grubun kimler olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Ekip şefi Abdürrezzak Erten geceleri çıkıyor ortaya, delege yemekleri için…
Ekip şefi olma hayali ile yola çıkan Mehmet Ali Susam’ı şimdilik göremedim.
Ancak tamamı ile bugün kurultayda karşılaşacağız.
İzmir hesapları gerçekten karışık…
Bülent Baratalı, Türkan Miçooğulları Selçuk Ayhan, Abdürrezzak Erten, Mehmet Ali Susam, Tülay Özüerman, Ekrem Bulgun, Ertam Özen, Sıtkı Kürüm, Yüksel Demirsoy, Mehmet Süne, Hüseyin Yüzer PM’ye girmek istiyorlar. Bu talep karşısında Deniz Baykal “PM-2” adı altında yeni bir örgütlenme modeli isteyebilir.
Ankara’nın tüm sokakları Deniz Baykal afişleriyle donatılmış durumda. İktidarı eleştiren sloganların ağırlıkta olduğu afişler herkesin dikkatini çekiyor.
Muhalefet ortalarda fazla görünmüyor. Haluk Koç’a destek veren eski il başkanı Alaattin Yüksel 3 gündür Ankara’da. Bir zamanlar, “Siyaseti kesinlikle bıraktım” diyen Yüksel yeniden meydanlara çıkmış. Ancak bir sonraki kurultayı beklemek zorunda olduğunu birilerinin Yüksel’e hatırlatması gerekiyor.

NOT 1: Önceki akşam milletvekillerinden bir bölümü bazı İzmir milletvekillerini ekerek kapalı bir yemeğe katıldılar. Ekilen milletvekillerinden biri olan Selçuk Ayhan ekilme sürecini başlatan Kemal Abi’sine kırıldığını açıkça belirmekten kaçınmadı.

NOT 2: İlçe başkanları yine İl Başkanı Kemal Karataş’ın kellesini istediler.

NOT 3: Neo-rock, neo-com dan sonra şimdi de neo-savcı adlı ilginç bir oluşum gündemde. Bu oluşumun üyeleri de ilginç.

NOT 4: Eski Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem’in odası hala duruyor. Sadece İsmi çıkarılmış. Şüphelendim doğrusu…

YENİGÜN 26 - 04 - 2008

25 Nisan 2008 Cuma

Yeni dönemde medya

İzmir medyasını önümüzdeki süreçte hareketli günler bekliyor. Medyadaki bu değişim hem varolan sistemi dönüştürecek, hem de siyasi alanların yeniden belirlenmesi yolunu açacak. İzmir’de bundan böyle siyaset yapacakların bu değişimi yakından takip etmeleri gerekiyor.
Biz birkaç ipucu verelim…
1 – Sabah Grubu, dolayısıyla Yeni Asır gazetesi, yeni sahipleri ile bir yol ayırımında. Grup üzerinde hayli spekülasyon yapılsa da grubun atacağı adımlar pratik anlamda izlenecek Türkiye’nin en eski gazetesinin elindeki yerel televizyon ile birlikte bir güç olduğu kesin. Ancak bu gücün hem bölge hem de İzmir bazında nasıl evrileceğine yakın süreçte şahit olacağız.
2 – Ciner Grubu hareket halinde. Temmuz ayı ile birlikte düğmeye basıyor. Grup bu açıdan İzmir’e önem veriyor. Zaten matbaalarından birini İzmir’e kurarak kentte etkili olacağının mesajlarını vermeye başladı. İktidara muhalif yapısını bugünden itibaren netleştiren Ciner Grubu İzmir’de güçlü bir ilave oluşturacak Bu grubun yeterli mali gücü nedeniyle önünüzdeki süreçte İzmir’de etkin olması bekleniyor.
3 – Doğan Grubu da İzmir’deki bu dönüşüme göre kendini yenilemek zorunda Piyasadaki oyuncuların güçlü olması ve bu piyasada önümüzdeki dönemde etkinliğini sürdürebilmesi için kağıtlarını yeniden karması gerekiyor. Doğan Grubu’nun son günlerde giderek artan muhalif söylemlerinin önümüzdeki aylara nasıl yansıyacağı da ayrı bir tartışma konusu…
4 - Yerel gazete ve televizyonlar da iktidar ve muhalefet perspektifinde yeniden organize olmak zorundalar. Yerel televizyon ve gazeteler ise iktidar ve muhalefet yakınlıklarına göre kendilerini yeniden şekillendirecekler.Önümüzdeki süreçte medya siyaset ilişkisi de medyadaki bu değişimle beraber çok farklı kulvarlara gidebilir.

NOT: CHP Kurultayı seçimle değil dedikodularıyla bu köşede olacak.

YENİGÜN 25 - 04 - 2008

23 Nisan 2008 Çarşamba

Kurultay öncesi son aşama

Kurultay çalışmaları son noktada… Haluk Koç’tan sonra Umut Oran da İzmir’de… CHP’liler ise perşembeden itibaren Ankara’da olacaklar. Genel başkanlık için şimdilik bir sorun görünmüyor. Tüm mücadele PM ve MYK için olacak. Tabii bu noktalarda koltuk elde edenler yerel seçimlerde geldikleri kentin tasarımında avantaj elde edecekler.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için mücadelenin dozu son günlerde artmaya başladı.
Bazı isimler ortada dolaşsa da tartışma iki aday üzerine yoğunlaşıyor
1- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu
2- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam
İki gün önce bir yerel gazetede Susam’ın danışmanının yaptığı bir açıklama ilk aşamada İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’a yönelik görünse de derinlerde bir yerde sıkı bir Kocaoğlu eleştirisi var.
Anlaşılan Susam meşaleyi ateşledi ve kurultayda elde edeceği bir koltuk ile yerini sağlamlaştırmaya çalışacak.
Kocaoğlu da bu durumun farkında. Dün Yenigün Gazetesi’nin manşetinde olan haberdeki tartışmanın arkasında da Kocaoğlu-Susam çatışması var.
Esnaf Masası Genel Sekreteri Hamdi Yapıcı’nın Susam’ın yakın çalışma arkadaşı olduğu biliniyor. Kocaoğlu Yapıcı’ya bu çıkışı gerçekleştirirken, Susam’a ve ekibine aba altından sopa gösteriyor bir anlamda…
Ekrem Demirtaş’ın işi ise giderek zorlaşıyor. Bir taraftan CHP’nin tüm katmanlarıyla olan ilişkisi sorgulanırken, AKP’de de Demirtaş’a yönelik muhalefet artıyor. Demirtaş’ın büyükşehir adaylığı hayal gibi. Bu gidişle İTO Başkanlığı bile tehlikeye giriyor.
Hürriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi Hakan Tartan ise destek arayış turlarını sürdürüyor. Bazı gazetelerde günce siyaset üzerine tespitlerini okumaya başladım Tartan’ın. Yakın çevresine “Kesin aday benim” dese de, Bugün Gazetesi’nde Parti Meclisi üyeliğine ismi geçtiği haberi yayınlansa da Tartan’ın işinin de hiç kolay olmadığı kanısındayım.
Bu isimlerin dışında yeni bir aday çıkabilir mi?
Kurultay sonrası oluşacak dengeler bazında çıkabilir de…
Bakarsınız Umut Oran genel başkan olur ve Alaattin Yüksel İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanır.
O zaman bu satırların yazarının eşyalarını toplama zamanıdır. Öyle bir gelişmede İzmir’de yaşamanın bir anlamı kalmayacaktır açıkçası…

NOT 1: Hasan Tahsin en son Haluk Koç’un toplantısında görülmüş. İlginç, adam her yere gidiyor vallahi…

NOT 2: Deniz Baykal muhalifleri Umut Oran ve Haluk Koç ile havaalanında bir araya gelen İzmir Esnaf Odaları Birlikleri Onursal Başkanı, İzmir milletvekili, İzmir Büyükşehir Belediye başkanı aday adayı Mehmet Ali Susam, bir de fotoğraf çektirmiş.

NOT 3: Çalışma Eski Bakanı, TÜLOV Başkanı, Hürriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi, ekonomist, doktor, yazar ve şair Hakan Tartan bugünlerde sert yazmaya başladı.

NOT 4: Herkes gazetelerde unvanlarının tam yazılmasını istiyor. Demek ki isimler tek başına yeterli olmuyor, gerektiğinde unvanlar devreye giriyor.

YENİGÜN 23 - 04 - 2008

21 Nisan 2008 Pazartesi

Baykal’ın “post-it”leri

Kurultay’a birkaç gün kala, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın buzdolabındaki küçük notları bulduk. İşte Baykal’ın “post-it”leri:
1 - Kurultayda tüzük değişikliğine gidilecek, seçilen ve atanan il başkanlarından memnun olmayan anakent ilçe başkanları için yeni bir formül geliştirilecek. İzmir İl Başkanlığı kaldırılacak yerine anakent ilçe koordinasyon kurulu atanacak.
2 - Ekipte Parti Meclisi’ne girmek isteyenler çok olduğu için yazı tura sistemine başvurulacak. Milletvekilleri de bu sistem içerisinde değerlendirilecek.
3 - Parti yönetimi için yeni isimler bulunacak. Bu isimlerle bir dönem idare edilecek. Genel başkan ile ters düşmeleri halinde yerlerine yenileri konulacak.
4 - Belediye başkanları korunacak, aday olmak isteyenlere “Yeni ilçelere gidin, oraları boş” mesajı verilecek.
5 - Sık sık İzmir’e gidilecek, Büyükşehir adaylarının sırtları sıvazlanarak çalışmaları sağlanacak. Böylece herkesin rahat olması engellenecek.
6 - Yeni ve güdümlü bir muhalif yapı yaratılacak. Asıl muhaliflerin adaylığa çıkmaları bertaraf edilecek.
7 - Bir sonraki dönem İzmir il kongresinde yaşananlara izin verilmeyecek. Gerekirse Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ’dan destek alınacak. Basmane Oteller Sokağı’ndaki Nijeryalı ve Kongolu siyah arkadaşlar bir önceki dönemin siyah arkadaşları yerine delege yapılacak.
8 - Kurultay çalışmalarından bıkıldığı belirtilecek. Gerekirse kurultayların 5 yılda bir yenilenmesi konusu gündeme taşınacak ve tartıştırılacak. Sonra da kabul ettirilecek.
9 – Eskiden sorun yaşanan isimlerle kurultay öncesi bir araya gelinecek. Birilerine yönetim kurulu üyeliği, diğerine PM üyeliği gibi koltuklar verilecek. Gerekirse İzmir’den Aloş’a da bir koltuk sağlanacak.
10 – Medya didik didik edilecek. Gazetelerde bulunan zararlılar ortadan kaldırılacak. Köşe yazarları için ayrı bir formül uygulanacak.
11 – AKP’den kaçıp CHP’ye sığınanlara kucak açılacak. Onları “rahatlatmak” için tüm güç sarf edilecek.
12 –İzmir sürekli ziyaret edilecek. Kentteki hareketli yapılar, çok konuşanlar hatta aday olmak için CHP’ye gelmek isteyenlere geniş olanaklar sağlanacak. Aday belirleme gününde yaşanacak kalp krizlerine karşı hastaneler ile ilişkiler derinleştirilecek.

NOT 1: Bu hafta CHP’ İzmir’in tamamı Ankara’da olacak. Bazıları bugünden bile Ankara yollarında. Neden mi? PM listelerini yapacaklar da!

NOT 2: Ünlü Türk büyüğü köşe yazarı ise Ankara’ya gelmiyor. O burada kalıp kurultayı kaplıcalardan takip edecekmiş. Alıştı tabii ki, her hafta bir belediye başkanı ile kaplıcaya gitmeye…

NOT 3 : “Post-it”leri bulan köşe yazarı da Ankara’ya gidiyor. İzmir grubunun tavrını yakından görmek istiyormuş.

YENİGÜN 21 - 04 - 2008

18 Nisan 2008 Cuma

Karşıyaka’da yeniçeri saptaması

Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak dün Karşıyaka Belediyesi’nin 4 yılını değerlendirdi. Karşıyaka olmasına rağmen basının katılımı oldukça yüksekti. Durak 4 yıllık çalışmalarını değerlendirirken olaya hakimdi… Gelen soruları da ustalıkla yanıtladı…
Toplantının belediye meclis salonunda yapılması kararı doğruydu. Gazetecilerin büyük bölümünün yeni hizmet binasını görmedikleri dikkate alınarak yapılan program başarılıydı.
Tabii ki toplantı dışındaki kulis siyasi anlamda çok daha ilginçti.
CHP İl Başkanı Kemal Karataş’ı düzenli ordu komutanı gibi gördüm. Neden mi?
İşte Karataş’ın yorumu;
“Osmanlı’da yeniçeri isyanları çoktur. Ancak hepsi bastırılmıştır. Büyük bölümü de kanlı olmuştur. CHP düzenli ordu dönemine geçiyor. Son isyanları bastırıp CHP’yi kurultay sonrası düzene sokacağız. Yeniçeri hareketi tavsiye edilmek zorundadır ve edilecektir.”
Karataş’ın bu mesajı neden bana verdiğini anlamadım. Bahsettiği yeniçerilerin kimler olduğunu da çözemedim. Birileri bu yazıyı okuduğunda yeniçerilerin kimler olacağını anlayacaktır.
Aslında ben bu konuyu Patrona Halil isyanı üzerinden değerlendirmek isterdim. İl Başkanı Kemal Karataş işi yeniçerilere getirince yapacağım fazla bir şey kalmadı.
Toplantıya nedense milletvekilleri fazla ilgi göstermedi. Bir bölümünün şu sıralar PM listeleri üzerinde çalışmaya başladılar. Kolay değil. Ekipten PM üyesi olmak isteyenleri sayısı hakikaten çok yüksek. Ekibin üyeleri de uyandılar işe. Belediye başkan adayı olmak PM üyeliğinden geçiyor biraz da. Onlar son bir yıl İzmir’de çalışacaklarına Genel Başkan’ın yamacında olma peşindeler.
Partinin Konak ve Karabağlar adaylarının arasında sıkı mücadele var PM için. Karşıyaka adayı ise il kongresi sırasında yaşananlar nedeniyle gardı düşmüş boksöre benziyor.İzmir milletvekili M. Ali Susam ise İzmir’i temsil etmek amacı ile PM adaylığı peşinde. Tabii ki ekipten kaç kişinin PM üyeliğine kabul edileceğini süreç gösterecek.Biz bugünden itibaren kurultayı ve PM üyeliklerini tartışmaya başlayacağız. Çok malzeme çıkacağından da eminim…

NOT 1: Kaplıcaya giden belediye başkanının kim olduğu belirlendi. Bir abi imiş… Sıra gazeteciyi bulmaya geldi.

NOT 2: Bir ünlü Türk büyüğümüz Latife Hanım’a taktı.

YENİGÜN 18 - 04 - 2008

16 Nisan 2008 Çarşamba

Başkanlara iki not

Deniz Baykal’ın İzmir turunda belediye başkanlarıyla yaptığı sohbet netleşti. Baykal iki nokta üzerinde durdu özellikle…
1– Önümüzdeki yerel seçim belediye seçimi değildir. Yerel seçimlerde yerel adaylar oylanmayacak Türkiye’nin sistemi sorgulanacak. İzmir bu açıdan çok önemli… Eğer İzmir AKP tarafından alınırsa sistem ciddi bir kırılma ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle elbirliği ile birlikte çalışmak ve yeniden kazanmak zorundasınız. Sadece şu an belediye başkanı olan arkadaşların yeniden kazanması değil önemli olan. Yeni kurulacak ve AKP elinde olan belediyelerin de kazanılması gerekiyor. Hepinizin iyi çalıştığından eminim. Bundan böyle büyükşehir koordinatörlüğünde çalışmalarınızı geliştirmeniz gerekiyor.
2– AKP kendisi dışındaki tüm belediye başkanlıklarını izlemeye aldı. Bu nedenle belediyede yaptığınız işlere ihalelere ve özel hayatınıza çok dikkat etmeniz gerekiyor.
CHP liderinin belediye başkanlarına verdiği bu mesajlar tabii ki farklı kesimlerce yorumlanıyor.
Bu sütunda daha önce de ileri sürdüğüm gibi 2009 yerel seçimleri daha çok ideolojik boyutu öne çıkacak bir seçim olacak. Ve sistem çok ciddi bir sınavdan geçecek.
Baykal da bunun farkında AKP dışı bir ulusal cephe arayışında. Kurultayda bu arayışın izlerini göreceğiz. Baykal kurultayda kendi düşüncelerini gerçekleştirirse çok farklı bir yapı karşımıza çıkabilir 27 Nisan sonrası…
CHP Genel Başkanı’nın ziyaretinde Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’in Baykal’dan özür dilediğine yönelik açıklama dün Macit Sefiloğlu’nun sütununda yer aldı. Macit atlatmış bizi… Yine de bu özrün devamı var. Baykal Şahin’in özür dilemesinden sonra çevresine dönüp, “Tahir ile Menemen’de seçimi alır mıyız?” diye sordu. Baykal’ın çevresindekilerin tamamı, “Evet Tahir ile alırız” yanıtı verdi.
Deniz Baykal’ın açıklamalarından sonra belediye başkanlığı adaylıkları konusunda kulis yapanların performanslarında büyük düşüş var. Bu kadar üzülmeye değmez. Bakın iki yeni ilçe var. Oralara adaylık başvurusunda bulunursanız en azından seçilme şansını arttırmış olursunuz. Bu öneri büyükşehir adayları için de geçerlidir. Ama onlar, “Yok oraları bize dar” derlerse, Paris ya da Londra belediye başkanlığı için çalışsınlar.

NOT 1: Bir belediye başkanı ile bir gazeteci kaplıcaya gitmiş.

NOT 2: AKP il yönetimi yemeğinde başköşeye oturtulan gazeteci kim?

YENİGÜN 16 - 04 - 2008

14 Nisan 2008 Pazartesi

Bir İzmir turu

Baykal gelir de biz İzmir turunu kaleme almaz mıyız?
12 saat içerisinde çok şeyler yaşandı. Uzaktan izlemek daha yararlı oluyor. Notlar halinde kaleme alalım da akılda daha iyi kalsın.
1 – Dünkü gazete manşetlerinde de olduğu gibi Baykal’ın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve metropol ilçe belediye başkanlarıyla olan iletişimi, CHP Genel Başkanı’nın İzmir konusunda kafasında bir şablon oluşturduğunu gösterdi. Baykal bu şablona göre belediye başkanlarına mesajını verdi.
2 – Havaalanındaki karşılama sonrası Gaziemir yakınlarında kır kahvesinde kahvaltı edildi. Herkesin nerede oturacağı isimlikler ile daha önceden belirlenmişti. Bazı ilçe başkanları bu kurala riayet etmek istemediler. Genel merkezin ısrarlı tavrı ile herkes isimleri yazan yerlere oturmak zorunda kaldı.
3 – Bu konuya bozulan ilçe başkanları ekip önderiyle alelacele bir toplantı yaptılar. Gün içinde uygulayacakları stratejiyi belirlediler.
4 – Kahvaltı sonrası Deniz Baykal ile belediye başkanları ayrı bir toplantı yaptı. Bu toplantıya örgütten kimse alınmadı. Baykal’ın bu toplantıda çok özel mesajları daha sonra bu sütundan yayınlanacak. Çünkü hepsi çok özel notlar.
5 – Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sevigen’i kurultayda çizmeye çalışanların neredeyse tamamının Sevigen’in peşinden ayrılmamaları da ilginç bir nottu. Bir tavır takınıyorsanız bari onu doğru uygulayın. Sizin yüzünüzden şaşı olduk. Bu grubu bundan sonra şaşı yaparlar olarak kamuoyuna sunuyorum.
6 – Baykal’ın Kocaoğlu’na övgüler düzmesi adayının belirlendiği şeklinde yorumlandı. Ancak Kocaoğlu yerine adayları olanlar bu tespitlerin erken olduğuna yönelik açıklamalar yapmaya başladılar bile. Saflar giderek netleşiyor. Kurultay’da ipler bir yerden kopacak.
7 – Bir ilçe başkanının yediği fırça bütün gece konuşuldu. Aslında fırça yiyen ilçe başkanı Baykal’ın bu tavırlarına alışıktır.
8– İzmir’de Sevigen faktörü öne çıkıyor. Kemal Karataş’ın da eli biraz olsun rahatlıyor.
9 – Kocaoğlu’nun teşekkür konuşmasında milletvekillerini ve ilçe başkanlarını pas geçmesi gözlerden kaçmadı.
10– Baykal bundan böyle daha sık İzmir’de olacağını söyledi. Böylece il kongresinde kendisine verilen yanlış bilgileri ortadan kaldırmayı planlıyor.
11 – Yerel seçimlerin yaklaşması belediye başkanları arasındaki buzları da eritiyor. Cevat Durak’ın Abdül Batur’u ziyaretini bu noktadan algılamak gerekiyor.
12– Kocaoğlu’nun bu hafta içinde vereceği mesajlar Baykal’ı ne kadar anladığını gösterecek.

NOT 1: Abdül Batur yeşil sahalara kısa süre içerisinde döneceğini açıkladı. Çarşamba gününden itibaren Narlıdere Belediyesi’ne koltuk değnekleri ile giderek koltuğu sağlama alacak.

NOT 2: Ekip zorda. Korkarım bu nedenle kurultayda ilginç denemelere girişebilirler.

NOT 3: Birileri büyükşehir adaylığına hazırlananlar için ilginç dosyalar hazırlamış. Hepsi Baykal’a bizzat takdim edildi.

YENİGÜN 14 - 04 - 2008

11 Nisan 2008 Cuma

Konak’ ta ilginç teşekkür

Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ 4 yıllık icraatlarını düzenlediği basın toplantısında anlattı. Tunçağ konuşmasının başında sadece Konak Belediyesi’nin destek olduğu küçük ve genç sporcular ile sanatçıları takdim etti. Toplantıya katılan basın mensuplarına toplu halde teşekkür eden Tunçağ sadece bir kişiye isim bazında teşekkür etti. CHP Gaziemir İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy’a…
Toplantı Konak’ta yapılıyordu, Konak Meclis üyelerinin ve bürokratlarının büyük bölümü davete katılmıştı. Ancak gözler bir ismi aradı nedense. CHP Konak İlçe Başkanı Sıtkı Kürüm’ü…
Konak Meclis üyesi aynı zamanda Sıtkı Kürüm’ün yeğeni Erdoğan Kürüm de yoktu toplantıda…
Kürüm’ün olmaması, Tunçağ’ın Demirsoy’a özellikle teşekkür etmesinin arka planı neydi?
Muzaffer Tunçağ’ın bir dönem daha aday olmak istediği biliniyor. Kürüm’ün de Konak Belediye Başkanı olma isteği bir önceki yerel seçimlere dayanıyor ve hala devam ediyor. Dolayısıyla uzun süredir birlikte hareket eden bu ikili bir dönüm noktasına gelmiş gibi görünüyorlar.
Tabii bu ikiliden hangisini Ankara tercih eder bilemeyiz.
Kürüm’ün arkasında genel sekreter ekibinin olduğu gayet net. Ancak bu ekibin içinde de Kürüm’ün adaylığına sıcak bakmayanların sayısı hayli kabarık. Çünkü bir bölümü zaten kendisi aday.
Anlaşılan önümüzdeki günlerde Konak cenahı giderek hareketlenecek.

* * *

Ahmet Özal Anavatan Partisi’nin başına geçmek için düğmeye bastı. Babasının kurduğu partinin bugünkü halinden kurtarmak için mayıs ayında yapılacak kongreyi bekliyor Özal. Delegenin büyük bölümünün desteğini aldığını belirten Ahmet Özal genel merkez ile ilişkisini de sıcak tutuyor. Özal önümüzdeki hafta İzmir’de olacak ve genel başkanlık meşalesini İzmir’den yakacak. İzmir’e özel bir önem verdiğini belirten Ahmet Özal, telefon ile yaptığım konuşmada hayli iddialı olduğunu ortaya koydu. İzmir’in merkez sağda bir alternatife ihtiyacı olduğunu, bu kentten dalga dalga Türkiye’ye yayılacaklarını belirten Özal’ın Ege bölgesindeki önemli yardımcısı 2002 genel seçimlerinde Anavatan’dan milletvekili adayı olan Yılmaz Adıgüzel… Ahmet Özal’ın İzmir ziyaretini yakından izleyecek ve olası gelişmeleri bu sütundan aktaracağız sizlere…

NOT 1: Büyük tutkusu futbol oynarken kendi kendini sakatlamayı başaran ve aşil tendonunu koparan Narlıdere Belediye Başkanı’nı bu başarısından ötürü kutlar, kısa zamanda iyileşip yeniden sahalara dönmesini, aksi takdirde trenin kaçacağı uyarısında bulunalım.

NOT 2: Ünlü yazarımız Hasan Amca dün çok sinirliydi Konak Belediye Başkanı’nın basın toplantısında. Kendisini aşırı sinir nedeniyle yüksek tansiyon sorunu yaşayabileceği konusunda uyaralım. Ne kadar çok uyarı yapıyorum bu sütundan…

YENİGÜN 11 - 04 - 2008

9 Nisan 2008 Çarşamba

Değişim zamanı

Kurultay sürecinde yaşanan gelişmeler ilerisi için bize bazı ipuçları veriyor açıkçası. Genel Merkez’in yapılanmasında bazı değişikliklerin olacağı da açık gibi. Konu hakkında isim zikrettiğim milletvekillerinden arayanlar oldu. Bunların başında İlhan Kesici geliyor.
Kesici, Deniz Baykal’ın kendisi ile bu konuda bir görüşme yapmadığını belirtti. Birçok noktada ortak tespitlerde bulunduğumuz Kesici’ye sadece şunu söyledim:
“Deniz Baykal genel merkezde bir değişikliğe gidecekse bu kurultayda olur. Değişikliklerin ne olacağı daha önceden bilinmez ve Baykal bu konuda hiç konuşmaz.”
Ancak kurultay sonrası İzmir’deki taşların oynayacağı giderek ağırlık kazanıyor. İlçe başkanları ile il başkanı arasındaki “kim güçlü” çatışması ise büyüyor. Deniz Baykal’ın bu çatışmadan haberdar olduğu kesin. Ancak o da kurultayı bekliyor.
Kurultay sonrası CHP İzmir’den çok şey bekleniyor. İzmir büyükşehir belediye başkanından da…
Öncelikle Aziz Kocaoğlu, “abi” sıfatıyla bir şeyler yapmak zorunda. Sadece Hasan Tahsin’in abisi olunmuyor. Örneğin 4 yıl değerlendirmesinde neden ilçe belediye başkanları yoktu. Seçime hazırlanan bir partinin birlik ve beraberlik mesajı vermesi gerekirken tek kişilik şov herkesi üzüyor.
İlçe belediye başkanları Kocaoğlu ile daha yakın olmak istiyorlar. Her ay beraber yenecek bir yemeğin bile önemi var bu saatten sonra. Ve bazı projeler konusunda ortak vizyonun belirlenmesi gerekiyor.
Kocaoğlu bunları düşünüyor mu bilemem. Düşünüyorsa uygulamaya koysun, düşünmüyorsa o zaman büyükşehir başkanı olarak o koltukta neden oturuyor anlamıyorum.
Neyse yine eleştirel görünmüş olacağım. Ama bazılarının bunları söylemesi gerekiyor. Ben kendisine ne “Sen başarısızsın çek git, yerine istediğim adaylar var” diyorum, ne de “En büyük sensin” gibi anlamsız yorumlarda bulunuyorum.
Ama yapması gereken çok şey var Kocaoğlu’nun CHP’li bir belediye başkanı olarak.

NOT 1: Okuyucularımın yaptığı yorumlara öncelikle teşekkür ederim. Yazıların internetten yayınlanması ve yorum yapılması interaktif yayıncılığın geldiği nokta açısından önemli. Tabii bu yorumlardan bazılarına yanıt vermek gerekiyor. Bir okuyucum Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde yayınlanan Kocaoğlu karşıtı köşe yazılarının amacını sormuş. Aslında bunu sorarken kendisi yanıtını da vermiş. Evet, Hakan Tartan aday olmak istiyor. Bunun için de zemin yokluyor. Son 4 günde herhalde 20 kişi Hakan Tartan’ın kendisini aradığını ya da görüştüğünü ve yemek için sözleştiklerini söyledi.

NOT 2:Ümit Yaldız’ın EXPO konusunda yaptığı tespitler bir harika. Ancak böyle hicvedilirdi bir ekip. Nuri Batuhan’a da bir yer bulur artık.

NOT 3:İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’ın ne yapmak istediğini anlayamadım. Sadece ilanlarla anlaşılmıyor demek istedikleri. Çıksın ortaya döksün eteğindeki taşları. Biz de bilelim… Yoksa Kocaoğlu’nun EXPO konusunda konuşacağı yok. Biri şekerini yükseltmeli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın… Bu da Ekrem Demirtaş’a yakışır.

YENİGÜN 09 - 04 - 2008

7 Nisan 2008 Pazartesi

Kurultay öngörüsü

Ben dedim de oldu demek istemiyorum. Ancak nedense söylediklerim ya da tespitlerim bir süre sonra netleşiyor.
Bugünkü konumuz CHP kurultayı. Herkesin bir beklentisi var kurultaydan. Öncelikle Türkiye’nin…
Tabii ki Türkiye sürekli değişim gösteren bir ülke. Dolayısıyla bugünden önümüzdeki günlere bakarak bir öngörüde bulunmak hiç de kolay değil. Ancak yine de bazı noktaları açığa kavuşturmak gerekiyor yerel seçimler öncesi.
1 – Yerel seçimler genellikle adayın öne çıktığı bir seçimdir. Ancak önümüzdeki yerel seçim ideolojik çatışmanın en şiddetli yaşanacağı seçim olacak. Dolayısıyla adaylardan çok siyasi bakış açıları önem kazanacak.
2 – CHP Kurultayı’nda Deniz Baykal herkese bir sürpriz hazırlıyor gibi. Belki parti dengelerinde örgütsel anlamda önemli bir değişiklik yaşanmaz. Ancak genel merkez düzeyinde Baykal’ın kendisine yeni bir ekip hazırlayacağı kesin. İlhan Kesici, Faik Öztrak gibi isimlerin bu dönem Baykal’ın yanında yer alacakları açık.
3 – Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk gibi isimlerin de desteği ile Baykal bu kez mücadeleye tek başına çıkacak. Daha doğrusu merkez sağı arkasına alarak. Bu saatten sonra merkez sağın yeni bir oluşuma ne takadı var ne de ideolojik alt yapısı. MHP ise son bir yıldır attığı adımlarla kendisi dışında topladığı oyları kaybediyor. Bu oyların batıda olanları laiklik sıkıntısı nedeniyle CHP’ye, merkez ve doğuda olanları ise Müslümanlık ekseninde AKP’ye kayacak gibi. Dolayısıyla önemli aktör olma şansını giderek yitiriyor MHP…
4 – Baykal bu seçimin kendisi için son şans olduğunun farkında. Ya bunu değerlendirecek ya da müflis bir siyasetçi olarak tarih sahnesinde yerini alacak. O nedenle CHP örgütü çok da önemli değil onun için. Baykal için önemli olan toplumun kendisine vereceği oy…
5 – Bu bakış açısı İzmir’de de dengeleri değiştirecektir. Belediye başkanlarının hemen hemen tamamı yerlerinde kalır. Ancak örgütün yeniden revize edilmesi konusu kurultay sonra gündeminde olacaktır Baykal’ın. Gerçi örgütte bazı isimlerin koltuğu kaptırmamak için bir gün içerisinde döneceklerinin de farkında Baykal. Bu kadar süre genel başkanlık yapan birinin kimin hangi adımı atacağını bilmesi de olağan.
6 – Baykal’ın İzmir konusunda atacağı adımları ben de merak ediyorum. Kurultay listesi hazırlanması sırasında tartışmaların içine çekilmesinden duyduğu rahatsızlık konusunda, sağır sultan bile bilgi sahibi. Bir siyasetçiden beklenmeyecek ölçüde kindar olan Baykal’ın bu süreci unutabileceğini hiç sanmıyorum açıkçası.

NOT: Gazetede beklettiğim için birkaç gündür bana küs olan Hasan Tahsin arkadaşım, köşesinden bazı noktalara vurgu yapmış. Okuyucularımdan gelen Aziz Kocaoğlu İzmir medyası ilişkisine dokundurmuş ve benim bu ilişkileri de açıklamamı istemiş. Hangisini açıklayayım ki? Aziz Kocaoğlu’nun Milliyet Gazetesi İzmir temsilcisi ile hafta sonları birlikte yemek yediklerini mi? Yoksa aynı temsilcinin eşinin mahkeme nedeniyle kadük kalan Kalkınma Ajansı’ndaki görevini bırakıp yeniden eski çalıştığı İZFAŞ’a dönme isteğini mi? Ya da Hürriyet Gazetesi İzmir temsilcisinin eşinin İZFAŞ’taki danışmanlık görevi yerine genel müdürlük tercihi yapmak istediğini mi açıklamamı istiyor burada Hasan Tahsin.
Anlamadım, Hasan Tahsin daha net söylerse anlatırım Kocaoğlu-ulusal medya ilişkisini… Onun yapamadığını ya da yapmak istemediğini biz yaparız, aramız düzelecek ise…
Türk-Yunani tartışmasına ise şimdilik girmiyorum. Hasan Tahsin’i atalarının geldiği yer olan Girit’e götürmeden önce…

YENİGÜN 07 - 04 - 2008

4 Nisan 2008 Cuma

Yeni bir EXPO’ya doğru

"EXPO rüyası bitti ama tartışmaları sürecek" derken yeni EXPO önerileriyle karşı karşıya kaldık. Anlaşılan İzmirli yöneticilerimiz İzmirliler için yeni bir Prozac geliştirdiler: EXPO.
Bir grup 2020 yılındaki EXPO’ya başvuralım diyor. Milano’dan fark yemişken Paris ve Houston ile nasıl baş ederiz onu bilemem. Bir grup ise 2017 yılındaki küçük EXPO için başvurmanın daha doğru olacağını belirtiyor. Bu bana da mantıklı geliyor. Bir EXPO adaylığı geçirmişiz. Dolayısıyla bu konuda deneyim sahibi olduk. Tayland’da yapılan küçük EXPO’ya yani çiçek EXPO’suna katıldık. Orada da da bol bol çiçek sulayarak deneyimlerimizi artırdık.
Bana kalırsa ki kalmaz, 2017 EXPO’ suna aday olabiliriz. Konusunu da aldığımız deneyimler doğrultusunda çiçek sulama olarak seçebiliriz.Sakın dalga geçtiğimi sanmayın. Suyun önemi ortada. Bu nedenle çiçek sulamadaki teknik ve taktikler de çok önemli gelecek 10 yıl içerisinde...
Küçük EXPO’ya başvurulacak ise yerel yöneticilerimizi şimdiden aşağıdaki adımları atmaları doğrultusunda uyarıyorum.
1- BIE delegelerinin sayısını artırın. Bunun için 12. maddeden yararlanın. Gerekirse son gece yeni üye kayıtları konusunda deneyimli Ankara ekibini bu işin başına geçirin.
2- İzmir’de sergilenecek çiçekleri çevre bölgelerden seçin. Albenileri dolayısıyla Moldova, Ukrayna ve Rusya’daki nadide çiçekleri mutlaka sergileyin. Hırvatistan’ı kesinlikle atlamayın.
3- Toplantılarda konuşmacı olacakların çiçek sulama konusunda uzman olmalarına ayrıca dikkat edin. Bu konu için siyasi otoritelerden yardım isteyin. Onların bugüne kadar olan deneyimlerinden mutlaka yararlanın. Aslında bu konuda İzmir’de deneyim sahibi çok insan bulacağınızdan eminim.
4- Kentin sivil otoritelerinden bir yönlendirme kurulu oluşturun. Bu kurulu önümüzdeki yıllarda bir yerlere aday olacak arkadaşlardan yapın. Arada bir yönlendirme kurulunda gürültü koparın.
5 - İzmir medyasına konu ile ilgili küçük turlar düzenleyin. Yeni Zelanda, Karayipler, Alaska, Arjantin, Kanada, Finlandiya, Dubai vs...

NOT 1: Arabulucu arıyorum. Bu sütunda adından sıkça bahsettiğim gazeteci Hasan Tahsin arkadaşım, kendisini ekip, gazetede 2 saat beklettiğim gerekçesiyle bana küsmüş bulunmaktadır. Hiçbir telefonuma yanıt vermeyen Hasan Tahsin’in benimle yeniden barışmasını sağlayacakların tarafıma yazmalarını saygı ile rica ederim. Yoksa ben Hasansız ne yaparım... Konunun bu noktaya gelmesinden bir siyasetçinin yaptığı telefon görüşmesi de etkili oldu ama bu ismi burada ifşa edemem.

NOT 2: Sayın Aziz Kocaoğlu, EXPO konusunda net açıklamalarda bulunun. Bu işin çok başlılık dolayısıyla kaçtığını söyleyin. İtalya’nın başında Moratti’nin olduğunu, Türkiye’nin ise 7 başlı ejderha şeklinde delegeleri korkuttuğunu... Bak bunu yapmazsan, birileri yapacak. Hem de hiç sevmediğin birileri. Zaten hazırlanıyor bu açıklamaya...

NOT 3: Bir odanın dün gazetelerde yayınlattığı EXPO teşekkür ilanında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yer almaması da hayli ilginç bir nokta. Verilen mesajlar da yeni yutulur gibi değil hani...
Gül grubuna yönelik hayli yakınlık duydum bu mesajda. Durum iyi eteklerdeki taşlar dökülmeye başladı. Severim böyle zamanları... Ve tabii ki Kocaoğlu’ndan anlamlı bir yanıt beklerim doğrusu. Validen de bu arada...

YENİGÜN 04 - 04 - 2008

2 Nisan 2008 Çarşamba

Suçlu kim?

Bunun yanıtını aramaya, sağı solu araştırmaya gerek yok
Suçlu benim...
Sen neden yazıyorsun "Delege seçimini bilmiyor musunuz, küçük ülkelerin delegelerine ve ülkelerine bir şey vermeden bu oyları toplayamazsınız" diye...
Karşında Türkiye’nin cumhurbaşkanı, başbakanı, İzmir büyükşehir belediye başkanı, İTO Başkanı her şeyi bilen milletvekilleri, deneyimli büyükelçiler ve dahi İzmir EXPO Genel sekreteri varken...
Tamam, kabul ediyorum suçlu benim.
Çünkü, Milano Belediye Başkanı, İtalya Başbakanı ve İtalya Cumhurbaşkanı 10 gün önce kaleme aldığım yazımı İtalyancaya çevirtmişler ve şöyle demişler: "Bakın işte, Türk gazeteci bile yazıyor. Hemen oluşturun bir bütçe, delege avına çıkalım. Bu işi zaten iyi yaparız."
Ne mi olmuş sonra?
Bizimkiler halay çekerken, "Ne güzel sunum yaptık, şarkılar söyledik" derken, İtalyanlar delege avlamaya başlamışlar bile.
Konu ile ilgili ve bilgili Türk heyeti, EXPO delegelerinin İtalya Belediye Başkanı’nın odasına neden çıktığını pek anlayamamışlar, "Allah allah, bu delegeler teker teker üst kattaki odaya gidiyor ardından gözlerinde dolar işaretleriyle aşağıya iniyorlar" diye sormuşlar birbirlerine...
Bir de Akdenizli olmakla öğünürüz.
Biz Akdenizliliğin kenarından bile geçmemişiz, bırakın olmayı.
Akdenizlilik sadece cana yakın olmak, misafirperverlik sergilemek değildir. Sözlüklerde bulunmayan ayrı bir özelliği daha vardır, Akdenizliliğin. Babası belli olmayan çocuktur Akdenizli aynı zamanda.
İtalyanlar, İspanyollar, Yunanlılar bu özelliği iyi bilirler ve iyi uygularlar...
Hatırlıyorum da, bir Avrupa Birliği projesinden para alan bir İtalyan firma zeytin ekimine başlar. Brüksel’deki Avrupalılar da uydudan ekilen araziyi izlerler. İtalyanlar paranın tamamını aldıktan sonra AB yetkilileri inceleme için bölgeye gelir. Bir de bakarlar ki, ekildiği iddia edilen bölgenin tamamı plastik ağaçlardan ibaret.
EXPO seferi başladığı günden itibaren bu işi daha önce yapan İspanyollar da, Yunanlılar da yıttılar kendilerini. "Aman delegeye iyi bakın, özellikle küçük ülke delegelerini kollayın, ceplerini boş bırakmayın" diye.
Bizimkiler ise kendi havalarındaydı. Fark attıklarını iddia ediyor, gelecek 20 milyar doların hayalleriyle yaşıyorlardı. İzmir EXPO Genel Sekreteri, eşi adına bir EXPO sivil toplum örgütü bile kurmuştu.
Şimdi soruyorum benden başka suçlu var mı?
Yoktur canım...
Herkes mağlubiyetin öneminden bahsedecektir ilk birkaç gün... Belki sonra eteklerdeki taşlar dökülmeye başlar.
Benim merak ettiğim diğer nokta tabii ki İzmir basınının güzide kalemlerinin konuyu ele alış biçimleri olacak.
Biri döndü bile, diğerleri onu takip eder mi bilemem...

NOT 1: 31 Mart akşamı İzmir Valisi M. Cahit Kıraç’ın yerinde olmak istemezdim doğrusu.

NOT 2: Belediyenin genel sekreterinin bir televizyon için muhabirlik yaptığına ilk kez şahit oldum. Daha ne ilkler yaşayacağız bu kentte bakalım.

NOT 3: Birileri Yönlendirme Kurulu toplantılarında nelerin konuşulduğunu bize açıklar sanırım. Hasan Tahsin’e mi sorsam? Belki Aziz Abisi bir kahve turunda anlatır ona nelerin yaşandığını...

NOT 4: İzmir’i Paris’te pazarlamaya çalışan büyükelçilerin İzmir’i ne kadar bildiklerini kimse sorgulamadı mı şimdiye kadar. Onları Kadifekale’de bıraksan Konak yerine Yeşilyurt’a giderler, sonra da "Ya bu belediye hemen şuracıktaydı, kısa süre içinde ne kadar değişmiş buraları" derler. Yoksa dışişlerinde İzmirli büyükelçi yok muydu?

NOT 5: AKP bu işi gerçekten istedi mi? Yoksa EXPO için de gizli bir gündemleri mi vardı.

NOT 6: Sivil toplum örgütü ne demek yahu. Siyah plakalı otomobillerde dolaşan sivil toplum örgütü liderlerini sivil toplum olarak mı algılamalıyız, anlamadım...

NOT 7: İzmir sunumu sırasında eksik bir şeyler vardı. Tamam, buldum, bizimkiler halay çektikleri sırada ellerinde rakı bardakları yoktu. Olmadı bak, belki de bu yüzden kaybettik.

NOT 8: Amma çok not varmış. Biri şu yazarı uyarsın lütfen...

YENİGÜN 02 - 04 - 2008