Haftalardır CHP’de kartların yeniden karıldığı, ittifakların değişime girdiği yönünde tespitler yapılıyor. Neden?
Aslında kartların yeniden karılması 2009 yerel seçimleriyle ilgili.
Milletvekilliği adaylık süreci en fazla 24 koltuk için yapılan bir mücadeleydi.
Yerel seçimlerde ise belediye başkanlarının dışında, belediye meclis üyeleri il genel meclisi üyeleri belirlenecek. Yani koltuk sayısı ve bu koltuklara talip olan sayısı hayli yüksek.
Üstelik genel seçimlerde desteklediğiniz parti iktidar olmadığı taktirde, seçtiğiniz isimler 10 metrekare bürolarında oturan muhalefet milletvekilleri olmak dışında fazlaca dikkate alınmıyorlar.
Buna karşılık yerel yönetimler büyük bütçeleriyle iştah kabartıyor. İhalelerden, doğrudan harcamalara, iş taleplerinin yerine getirilmesinden, siyasetin desteklenmesine kadar bir çok işin merkezi yerel yönetimler…
İşte bu nedenle CHP’de kart karma tartışması öne çıkıyor bugünlerde.
Kartların asıl karılması ise 22 Temmuz akşamı başlayacak.
22 Temmuz aslında bir kırılma noktası…
Kartların karılması dışında, kartları karanların bile değişebileceği bir gün 22 Temmuz...
Türkiye’deki siyasal sistemin yaşadığı krizin de 22 Temmuz sonrasına ötelendiği dikkate alındığında 23 Temmuz sabahı ortaya çıkacak olan tablonun neler getireceği hayli önemli.
Üç ay sonra bu ülke cumhurbaşkanı seçemediği için yeniden bir genel seçime gidebilir. Ya da siyasal kriz biraz daha ötelenir ve erken genel seçimler yerel seçimlerle birleştirilebilir.
Ancak bu süreçte önemli olan kartları yeniden karacak olanların duruşları ve bakış açıları.
Türkiye bir yol ayırımında.
Siyasetin kendini yeniden üretmesi, doğru zemine oturtulabilmesi için yapılacak çok şey var.
23 Temmuz sabahı ortaya çıkacak sonuçlar öyle farklı olabiliri ki, bakarsınız Aslar papazlar, damlar hatta valeler bile yerlerinde duramayabilir.
***
Avrupa Birliği her ne kadar Türkiye ile müzakerelerinin bir bölümünü dondursa, Fransa Cumhurbaşkanı’nın etkisiyle bir başlığı müzakereye açmasa da süreç devam ediyor. Avrupa Birliği bu yıl Türkiye’nin kullanacağı fonlarda ciddi bir sıçrama gerçekleştirdi.
Artık çok büyük bütçelerle proje hazırlamak ve AB’ye sunmak olası… Üstelik bu bütçelerin daha da büyüme şansı var.
Bir tarafta Avrupa Birliği, diğer tarafta AB karşıtlığı…
Türkiye’nin 22 Temmuz’daki yol ayırımlarından biri de bu olacak…
Tüm dünyayı bir tarafa bırakarak kendi içen kapanacak bir Türkiye mi, yoksa dünya ile rekabet edebilecek demokrasisi gelişmiş bir Türkiye mi?
http://www.suleymangencel.com/ 03 - 07 - 2007
3 Temmuz 2007 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder