Bazı aday adayları var, isimlerini kamuoyunda dolaştırıyor, ardından çıkıp, “Ben bir yere aday değilim” diyorlar. Aynı aday adayları partilerde etkili isimleri telefon ile aratıyor, listeleri hazırlayacak olan genel merkez yöneticileri ve başkanları ile randevuların alınmasını istiyor, sonra da gidip görüşüyorlar. Yine tüm bunlardan sonra çıkıp, “Ben bir yere aday değilim, basın böyle yazıyor” yorumunda bulunuyorlar.
Bunun iki nedeni var:
1 – Kamuoyuna rencide olmamak. Tüm yaşamlarını ve geleceklerini medyadaki haberlerin üzerlerine kurdukları için istedikleri bir şeye ulaşamamanın verdiği psikolojik rahatsızlık onları ciddi derecede etkiliyor. Bir genel başkan veya parti yöneticisi tarafından reddedilmenin basında yeralması halinde onlar üzerinde yapacağı etki bizim düşündüklerimizin çok ötesinde.
2 – Tarafsızlığı kaybetmek: Bir aday adayının net biçimde bir partiden aday olduğunun tarifi aslında aday adayının siyasi tavrını da ortaya koyuyor. Böyle bir süreç aday adayının daha sonra oynayacağı alanı daraltıyor, hatta çok kısıtlıyor.
Sonuçta asıl hedeflenen şu:
Aday olmayı istiyoruz, ancak bunu bizim isteğimiz olarak değil, partiden gelen teklif olarak kamuoyuna sunalım ki, karizmamızdan bir şey kaybetmeyelim. Parti tarafından aday yapılmasak da nasılsa her şeyi kapalı kapılar arkasında yaptığımız için olay kamuoyuna yansımaz, biz de rutin yaşamımıza devam ederiz.
Ancak burada unutulan bir nokta var.
Türkiye iletişim çağına girdi. Dolayısıyla atılan her adımdan, yapılan her telefon konuşmasından bile birilerinin haberi oluyor. Bunların bazıları gazetelerde yazılıp çiziliyor, bazıları televizyon haberleri olarak karşımıza çıkıyor. Medyanın kontrol edilme olasılığına karşı da bazı haberler internet sitelerine düşüyor.
Öyle ya da böyle kamuoyu bunlardan haberdar oluyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın İzmir ziyareti sırasında aday adaylarının büyük kısmı kendisiyle görüşebilmek için yarıştı. Eski Kültür Bakanı Suat Çağlayan da bu isimlerden biriydi. Çağlayan kalabalığı yaramadığı ve Baykal’ın yanına gelemediği için ayrı bir taktik geliştirdi.
Öğle yemeğinde bir milletvekilinden Baykal ile 5 dakika görüşme olanağı yaratılmasını istedi. Milletvekili Baykal ile görüştü ve öneri kabul edildi. Suat Çağlayan da herkesin gözleri önünde 5 dakika görüştü Baykal ile.
Bu kısa süreçte ne anlattı bilinmez, ancak Baykal’ın bu görüşme sonrası yüz ifadesinde hiçbir değişim yaşanmadı.
Salı gününe kadar Ankara’ya önemli bazı isimlerin gideceği kesin. Amaç genel merkez ile görüşüp aday olabilmenin şansını yaratabilmek.
Sanırım bu süreç 4 Haziran’a kadar kesintisiz devam edecek.
http://www.suleymangencel.com/ 16 - 05 - 2007
16 Mayıs 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder