İzmir basınının yere göğe sığdıramadığı, kentin önemli yatırımlarından biri olarak gördüğü İZair’in şimdilik bir bölümünün Pegasus’a satıldığını artık herkes biliyor. Ancak üzerine bu kadar konuşulan İZair'in nasıl bir firma olduğuna Pazar günü yaşanan bir olayı gündeme taşıyarak tartışalım.
Pazar günü yani 1 Nisan günü, bir grup İzmirli İZair Havayolu ile Mardin’e uçmak için havaalanına geldiler. Aylardır televizyon ekranlarını gazete sütunlarını kaplayan, İzmir’de devrim yaratan bir şirket ile uçacak olmanın dayanılmaz hafifliliği içindeydiler.
Ancak uçuş saati yaklaştığında İZair yetkililerinin, “Bugünkü uçuşumuz iptal edilmiştir” sözü ile donup kaldılar. İZair yetkilileri Mardin Havaalanı’ndaki hava koşulları nedeniyle seferin iptal edildiğini söylediler.
Tabii bu neden hemen kontrol edilmeliydi. Yolculardan bir kaçı Mardin Havaalanı’nı arayarak bölgenin uçuşa uygun olup olmadığını sordu. Gelen yanıt ilginçti: “Uçakların iniş ve kalkışlarında bir sorun yok…”
Alınan yanıtla yolcular arasında homurdanmalar artmaya başladı. İZair yetkilileri ise ellerinde Mardin biletleri olduğu halde Mardin’e uçamayan yolculara, “Siz bizim muhatabımız değilsiniz” diyerek halkla ilişkiler konusunda ayrı bir ders verdiler.
Bir başka havayolu şirketinin aynı saatlere rastlayan Diyarbakır uçağında ise 12 kişilik boş ver vardı. Mardin yolcularının bir kısmı bu uçağa sevkedildi. Seçim yazı tura ile mi yapıldı bilinmez. Ancak geri kalanlar iki gün sonra yeniden Mardin’e uçmak için havaalanından evlerine geri döndüler…
Ve bu olayı İZair’in 1 Nisan şakası olarak hafızalarına kazıdılar.
İşte size İzmir’i 21. yüzyıla taşıyan, hatta çağ atlattıran bir şirketin hazin durumu…
Bu olay İzmir basınına yansıdı mı?
Mutlaka bu yolculardan bir kaçı gazetecilere ulaşıp konu hakkında bilgi vermek istemiştir.
Ancak muhtemelen şu yanıtı almışlardır:
”Kusura bakmayın ama biz İTO Başkanı’nın şirketi hakkında olumsuz bir şey yazamayız…”
***
CHP İzmir İl Başkanı Selçuk Ayhan Ege TV’de yayınlanan bir haberde ilginç bir tespit yaptı…
“Ben milletvekili adayı olunca seçim için bir komisyon kurarız, bu komisyonun başkanlığına da ben geçerim. Böylece hem aday olurum hem de il başkanlığımı devam ettiririm.”
Böyle bir öneriyi önce şaka niyetine dinledim. Ancak yapılan açıklama şakanın ötesinde çok ciddiydi.
O zaman Selçuk Ayhan’ın şu sorulara yanıt vermesi gerekiyor diye düşündüm
1 – Bu yıl yapılacak genel seçimlerde İzmir ikinci bölge birinci sıra adaylığı konusunda kimden söz aldınız?
2 – Sizin ayrılmanız ile birlikte il yönetiminin çıkarabileceği bir il başkanı yok mu? Daha doğrusu siz kendi il yönetiminize hiç mi güvenmiyorsunuz?
3 – Seçimlerde il yönetimini by-pass etmeyi planladığınız komisyon önerisini genel merkede kiminle tartıştınız?
4 – Komisyonun başında olmanıza genel merkezde kimler sıcak bakıyor?
5 – Son günlerde köyleri dolaşırken başınız açık mı gezdiniz. Bu süreçte hiç güneş çarpılmasıyla karşı karşıya kaldınız mı?
http://www.suleymangencel.com/ 04 - 04 - 2007
4 Nisan 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder