Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Nisan 2007 Salı

Bağımlı İzmir basını

Değişik bir gazetecilik döneminden geçtiğini anlatıyor, Sabah Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Fatih Altaylı. Ve önceki gün Yılmaz Özdil’in yazısının nasıl TMSF’ci hukukçular tarafından engellendiğini belirtiyor. Ardından da editoryal bağımsızlıktan filan sözediyor… Yazı kısa olmasına karşı o kadar karışık ki, anlamak mümkün değil. Halk yerse diye yazılmış biraz da… Sabah’ın diğer köşe yazarı Hıncal Uluç da “Neler oluyor Sabah’ta” başlıklı yazısında TMSF konusuna atıf yapıyor ve gazetenin tarihini anlatıyor. Neden?
İşte orası belli değil.
Hıncal Uluç da ne yazacağını bilememiş, mesaj vermeye çalışmış…
Tabii biz gelelim aynı süreci yaşayan Yeni Asır’a…
Genel Yayın Yönetmeni Osman Gençer TMSF’nin gazeteye el koymasından bir gün sonra yazdığı yazıda gazetede hiçbir değişikliğin olmayacağının altını çizmiş, Yeni Asır’ın aynı çizgide yürüyeceği mesajını vermişti.
Ancak bugünün Yeni Asır Gazetesi’ne baktığımızda mesele hiç de Osman Gençer’in anlattığı gibi değil.
Politika yazarı Erkin Usman spor tarihi yazıyor, Selamettin Bayındır Türk dili üzerine… Nevzat Dönmez CHP eleştirirken, Şebnem Bursalı yoruma hiç girmeden anket sonuçları yayınlıyor.
Gazetenin manşet haberlerinde çoğunlukla üçüncü sayfa haberleri var.
Tayip Erdoğan ve AKP haberleri ise hiç eksik olmuyor sayfalardan
Nerede o “Yapın, yıkın, yeniden yapın” diyen tarz…
TMSF gelince işler 100 yıllık çınarda da değişmiş anlaşılan…
Aslında bir sopa yok önlerinde. Ancak daha önce de bu sütundan da vurguladığım gibi bir oto-kontrol mekanizması var, hem de en gelişmiş olanı…
TMSF endeksli oto-kontrol bu…
Seçime kadar böyle, sonrası ise belirsiz…
Açık sansür uygulayan bir çok yerel gazete var İzmir’de... Bazı sivil toplum örgütleri liderlerinin olumsuz haberlerini yazmak yasak. Neme lazım adam para veriyor çünkü…
Bazı şirketlerin olumsuz haberleri de yasak. Ya adamlar reklamları keserse…
Oto-kontrol sistemini çalıştıran köşe yazarları sayısı ise yüzü geçti...
Kimi mason olduğu için bazı konuları kaleme almaz, kimi rotaryen olduğu için.
Kimi şirket yönetimindedir kiminin eşi bir yerlerde çalışmaktadır.
Sonuçta hepsi zincirlerin içinde yaşam sürdürmeye çalışmaktadır, bir kafesten dünyayı seyrederek.
Ama onlara sorsanız tıpkı maymunlar gibi mutludurlar kafeslerinde, özgürlüğün tadını hiç bilmedikleri için…
İzmir medyası uzun süredir bu kadar atıl, bu kadar bağımlı olmamıştı.
Büyükşehre bağımlılık, Büyükşehir Belediye Başkanı'na bağımlılık, İTO’ya bağımlılık, EBSO’ya bağımlılık, Arkas’a bağımlılık, Ege Koop’a bağımlılık, AKP’ye bağımlılık…
Uzat uzatabildiğin kadar listeyi…
Uzattıkça İzmir basının ne kadar bağımlı ve güdümlü olduğu daha net ortaya çıkıyor…

NOT: Bu yazı iki gündür İTO Başkanı Ekrem Demirtaş için kendi gazetesinde sansür yapan eski genel yayın yönetmeni Gönül Soyoğul üzerine yönelik gelen sayısız maillere bir yanıttır.

http://www.suleymangencel.com/ 10 - 04 - 2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder