Türkleri ve Yunanlıları anlamak zor. Gerçekten bu iki toplumu bir yere toplayıp psikolojik muayeneden geçirmek gerekiyor. Önceki gece, bugüne kadar Türk-Yunan barışı için yapılanları görmezden gelen bir Yunan kanalı Dışişleri Bakanı Kranodiotis'in ölümü üzerine Türk televizyon kanalları ve gazetelerin olaya bakış açısını değerlendirdi. Yunan uçağının Romanya semalarında yaşadığı olayı Romen ve Yunan kanallarından önce bir Türk kanalının (TGRT) vermesini haber yaptı. Ardından tüm Türk kanallarının olaya bakışını ve Türk gazetelerinin birinci sayfalarında olaya nasıl bakıldığının yorumunu verdi. Yıllardır Yunan milliyetçiliğini öne çıkaran bu kanalı şu günlerde ilk kez seyreden biri şöyle bir izlenim edinir:
"Bugüne kadar Türk-Yunan işbirliği için bu kadar olumlu çalışan başka bir televizyon kanalına rastlamadım."
İşte beni de korkutan bu. Mesele öyle bir noktaya oluştu ki, bundan sonra geriye dönüşün yaratacağı olumsuz sonuçları düşünmek bile istemiyorum.
Bunun için ne yapılmalı. Röportaj için geldiğim Yunanistan'da bu konu ile yıllardır ilgili olan bir çok Yunanlı'yla da aynı sorunu tartışıyorum. Bundan sonra ne olacak?
İyi giderse sorun yok..
Ama ya kötü giderse? Yine biz devreye gireceğiz, yine iki ülke arasında sıfıra inen ilişkileri bir düzleme çıkarmaya uğraşacağız. Tıpkı iyi gitmeye başlayan ilişkilere daha önce inmiş olan Öcalan darbesi gibi.
Ne yapacağız o halde? Önemli olan bundan sonraki süreç..
Dünkü yazımda bahsettiğim Midilli Ticaret Odası Başkanı Panayotesi Mathiellis'in önerileri gibi yeni, kalıcı ve karar verici mekanizmaları bağlayan önerilere ihtiyacımız var.
İşte bunlardan biri daha geliyor:
Midilli 23-24 Ekim günleri çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak. Benim de aktif olarak çalıştığım Ege ve Trakya'da Barış İçin Gazeteciler Platformu, Türkiye ve Yunanistan'da karar verici mekanizmaları etkileyen tüm basın organlarının, televizyon ve gazetelerin yöneticilerini, genel yayın yönetmenlerini, yazı işleri müdürlerini Midilli'de bir araya getirecek. Toplantının en önemli amacı, basının son dönemde sürdürdüğü olumlu havanın ortaya çıkacak provakatif akımlara kapılmasını önlemek, Türk-Yunan ilişkilerinin eski, sancılı günlere dönmesini durdurmak. Yunanlılar toplantıya çok önem veriyor. Önceki akşam Yunanistan Dışişleri Bakanlığı eski Genel Sekreteri ile yemek yerken, yaptığımız projeyi ortaya koyduğumuzda çok heyecanlandı ve şunları söyledi:
"Pangalos zamanında böyle bir şansımız olmadı. Bari bu kez başarı sağlayalım."
Gerçekten zor bir döneme giriliyor. Hem de çok zor bir döneme. Zirveye ulaşmak kolay, ancak o zirvede kalmak için daha fazla çalışmak, daha fazla güç sarfetmek gerekli.
YENİ ASIR 17 - 09 - 1999
17 Eylül 1999 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder