CHP ilginç bir parti. Yani Türkiye genelini bilemem ama en azından İzmir ayağı gerçekten ilginç. Önceki gün gelen bir telefon partinin İzmir grubunun ilginç olduğunu bir kez daha gösterdi bana.
Geçtiğimiz seçimlerde de belediye başkan adaylarının son güne kalmamaları daha önce açıklanmaları konusunda bazı tespitlerde bulunmuştum. Bu seçimde de aynı görüşteyim. En azından adayın doğru hazırlanması ve ekibini netleştirmesi için yasal süreden iki ay önce adayların belirlenmesinin doğru olacağını düşünüyorum
Cumartesi günü aldığım bir telefon, bu görüşümün CHP tarafından dikkate alındığını gösterdi bana.
Gelen telefon CHP’nin genel merkez düzeyinde Dikili Belediye Başkanı adayının netleştiği üzerineydi.
Kim mi?
Yüksel Uçar…
3 gün önce Ankara’da Dikili ilçe yönetimi ile birlikte olan Yüksel Uçar, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam’ın isteği, İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un desteği ve CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın “evet” demesiyle CHP’nin resmi Dikili Belediye Başkan adayı olmuş.
Tabii yine de bazı soruları sormadan geçemeyeceğim.
1 – Yüksel Uçar partinin resmi adayı ise neden kamuoyuna parti üzerinden bir açıklama yapılmadı.
2 – Uçar’ın adaylığının belirlendiği toplantıya bir ara Mehmet Sevigen’ini de dahil olduğu biliniyor. Peki bu partinin Genel Başkanı Deniz Baykal’ın isminden neden hiç bahsedilmiyor.
3 – Susam ve Anadol’un aday belirledikleri toplantıda neden Abdürrezzak Erten yok? Yerel seçimler öncesi bu gelişmeyi, ikinci bölgenin patronu Kemal Anadol, İzmir’in patronu Mehmet Ali Susam, Türkiye’nin patronu Önder Sav şeklinde mi okumalıyız.
4 – Susam-Sav diyaloğu ile Yüksel Uçar’ın Dikili belediye başkanlığı adaylığına resmi olarak atanması İzmir’de yeni bir dönemin başlangıcı olarak mı değerlendirilmeli.
Uçar’ın aday olarak atanmasına yönelik telefonun Dikili’den geldiğini ve telefon eden kişinin bu toplantıya katıldığını da belirtmekte yarar var.
DİP NOT VE ÖN YANIT : Sevgili arkadaşım Ümit Yaldız’ın magazin yazısı yazması için 4 Haziran’ı beklemesi gerekiyordu. Anlaşılan Yaldız, Hülya Avşar yazısı öncesi pratik yapıyor. İki gündür kaleme aldığı Sav ekibinin Mardin gezisi içerikli magazinel yazısını büyük bir keyifle okudum. Ancak bu yazı bana eski hard diskimi yeniden devreye sokma olanağı tanıdı. Çünkü bu gezi Ümit’in bahsettiği mumbar, çiğ köfte partileri dışında çok ciddi ve ortalığı yeniden sarsacak siyasi gelişmeleri de barındırıyordu. Doğrudur bu gezi hakkında yazı kaleme almadım. Ancak konuyu gündeme getirmesi dolayısıyla Ümit’in açtığı noktadan Mardin gezisinin siyasi arka planını, milletvekili-belediye başkanı ilişkilerini, ekip-meclis üyeleri-ilçe başkanları çerçevesinde işleyebilirim… Bir düşünüp karar vereceğim tabii ki…
EN DİP NOT : Ümit Karşıyaka’daki mangal partisini de keyifli almış kaleme… Oraya 10 kez gittim belki, hiç de kaleme almadım açıkçası. Kıskandım yahu, benden önce kaleme aldığı için. Ama bu yazı Ümit’in bazı ilişkilerine gölge düşürür vallahi. Benden söylemesi…
VE DAHİ EN SON DİP NOT : Ünlü Türk Büyüğü Hasan Tahsin’in mangal konusundaki açıklamaları beni bağlamaz. Ben bundan böyle onun rakı-balık partileri ile kaplıca ziyaretleri ile ilgileneceğim. Bu konuda da çok malzeme varmış gibi geliyor bana…
YENİGÜN 26 - 05 - 2008
26 Mayıs 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder