Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Haziran 2011 Perşembe

AKP’nin İzmir stratejisi

Yemin krizi, yeni kabinenin oluşturulması, BDP’nin tavrı, CHP’nin duruşu, AKP’nin adımları…

Balyoz Operasyonu'nun yansımaları, Ergenekon Davası, komşularla ilişkiler…
Bunlar ulusal gündemin konuları…
Tabii bu gündeme bir de YAŞ kararları eklenecek. TSK’nın yeniden şekillenmesi bir anlamda…

***

İzmir’in gündemi ne?
AKP’deki zafer sarhoşluğu, CHP İl Başkanı’nın birbiri ardına gelen ilginç açıklamaları, kurultay çalışmaları, belediye başkanlarının Kılıçdaroğlu ziyareti, giderek su yüzüne çıkan parti içi mücadele, Kocaoğlu’nun Susam konusundaki garip tespitleri…
CHP’ye ya da Kocaoğlu’na hiç dokunmayacağım.
Nedense onlara dokunan sayısı son günlerde hayli arttı.
Giden ağam, gelen paşam durumu olduğu için önemli değil bence.

***

Biz gelelim AKP’nin İzmir’de ne yapacağına…
AKP İzmir’deki genel seçimlerden başarılı çıkmıştır.
Ancak başarı daha çok birinci bölgeye özgüdür.
Seçim öncesi yapılan kamuoyu araştırmalarında AKP’nin Binali Yıldırım nedeniyle ikinci bölgede daha başarılı olacağı, CHP’nin ise birinci bölgeyi silip süpüreceği iddia edilse de sonuçlar bu tespitlerin tam tersini gösterdi bizlere…
Birinci bölgede AKP, CHP ile kafa kafaya geldi ve tıpkı CHP gibi 6 milletvekili çıkardı.
AKP’nin birinci bölgede başarılı olmasının altında Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın oynadığı rol önemli.

***

Eski bir sosyal demokrat olan Günay, seçim bölgesindeki sol seçmenle buluşmayı başardı, onlara kendi projelerini anlatabildi.
Bu stratejinin arkasında tabii ki Günay’a İzmir bazında destek veren bazı isimler vardı.
Ancak mesele sadece seçimde başarılı olmak değil. Günay’ın bundan böyle de aynı stratejiyi sürdürmesi gerekiyor.
Dolayısıyla AKP’nin Türkiye’deki yapısı ya da onların İzmir yansımaları yerine İzmir’e özgü koşullar altında kuracağı ekip ile devam etmeli.
Aynı tespit AKP’nin yeni milletvekili İlknur Denizli için de geçerli.
AKP’yi Alsancak, Güzelyalı ve Hatay ile buluşturan Denizli’nin klasik teşkilat yerine yine bu bölgenin ilişki ağı üzerinden siyasetini yapması iktidarın bundan sonra da İzmir’de başarılı olmasının anahtarı olabilir.
Eğer AKP bilindik Anadolu tipi teşkilat yapısı ile İzmir’de hâkimiyet kurmaya çalışır ise yerel seçimlerde başarılı olamayacaktır.
Karşıyaka, Konak, Narlıdere ve Balçova sandıklarına bakılacak olur ise AKP’nin böyle bir mantıkta arayı kapatması mümkün görülmemektedir.
Karşıyaka’daki 90 bin farkı 35 proje ile kapatamayan AKP, İzmir açılımını Ertuğrul Günay ve İlknur Denizli gibi isimlerin ortaya koydukları siyaseti dikkate alarak yeniden planlamak zorunda.

NOT 1: Kocaoğlu’nun baş aşağı düşüşü hızla sürüyor. Zaten önemli olan zirveye çıkmak değil, orada kalmayı başarmaktır.

NOT 2: İzmir’de olağanüstü kurultaya imza vermeyen isimlerin bazılarını anlamakta zorlanıyorum. Bazılarının tavrı daha önce de netti. Ancak bir bölümünün nasıl döndüğünü anlamaktan başım döndü. Siyaset yapılır da, bu kadar dönerek yapılmaz yahu…

NOT 3: 35 V 2208 plakalı ESHOT otobüs şoförü 27 Haziran günü saat 01.30’da durakta otobüse binmek için bekleyen bir gazeteci arkadaşımızı otobüse almamış tam tersi otobüsü üzerine sürerek ölüm tehlikesi yaşamasına neden olmuştur. Gece son turunu atan otobüse binemeyen arkadaşımız ise saatlerce durakta beklemek zorunda kalmıştır. Sanırım ESHOT yönetimi bu konuda gerekli soruşturmayı yapacaktır. Tabii vatandaş onlar için önemli ise…

PAUSE HABER: 30 - 06 - 2011

20 Haziran 2011 Pazartesi

2014 dizaynı

Kurultay çalışmaları başladı…

Kimse seçimden bir hafta içerisinde bu tür bir çıkış beklemiyordu.
Ancak kurultay isteyen yapı kendisinden emin ve Parti Meclisi’ni değiştirmek niyetinde…
Neden?
CHP’de eksen kayması tartışmaları, seçim başarısızlığı, yönetim kadrosunun yetersizliği tartışılıyor.
Ancak bu kurultayda önemli olan 2014 dizaynı…
Eğer Kılıçdaroğlu kendi ekibi ile önümüzdeki yıl normal kurultaya gider ise, tüm yönetim mekanizması ve örgütün yapısı da değiştirilecek. Dolayısıyla ötekileştirilen yapının parti üzerinde etkisi tamamen ortadan kalkacak ve yerel yöneticiler Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından belirlenecek.
Hatta CHP’nin cumhurbaşkanlığı için adayını da Kılıçdaroğlu ekibi isimlendirecek.
Kılıçdaroğlu’nun 2014 seçimlerine bu kadar güçlü girmesi kimsenin işine gelmiyor. Özellikle de olağan kurultayda örgütlerin tamamının değiştirilmesi, mutlu azınlık olarak nitelendirilen ve CHP ile uzak yakın ilişkisi olmaya ekibin dışında kimseyi tatmin etmiyor.
İşte bu nedenle düğmeye basıldı.

***

Kamuoyundan gelecek tepkilere engel olmak için başlangıçta Kılıçdaroğlu hedef alınmadı ve PM’nin değiştirilmesi beklentisi ortaya konuldu.
Yenileştirilecek olası PM Kılıçdaroğlu ile ne kadar çalışır?
Kılıçdaroğlu bu PM’yi içine sindirir mi?
Bu sorular kurultay sonrası oluşturulacak yeni PM ile tartışılmaya başlanacak.
Ancak görünen o ki, Baykal ile Sav bu konuda anlaşmış iseler ve delegelerin büyük bölümü başlarına geleceklerden haberdar iseler bu kurultay için imza vereceklerdir.
Tabii bir de İzmir’in durumu var.
Kılıçdaroğlu ile anlaşan Yüksel ve Kocaoğlu’nun durumu ortada. Belki Yüksel milletvekili oldu ancak bundan böyle parti yönetiminde olması zor görünüyor.
Kocaoğlu ise yerel seçimlerde gördüğü tepkiyi pek anlamışa benzemiyor. Kamuoyunda var olan dürüst başkan imajı tepetaklak…
Belediyeye yapılan operasyon, seçimden iki gün önce Susam’a karşı tavrı İzmirliler tarafından dikkatle takip ediliyor.
Ve bundan böyle Kocaoğlu’nun parti yönetiminde etkili olması beklenmiyor…

NOT 1: Mehmet Ali Susam ile Kocaoğlu arasında yaşanan tartışmayı herkes biliyor. Susam seçim sonrası Kocaoğlu’na dava açtı. Yapılması gereken de bu… Sürekli sağa sola küfredecek, sonra hiçbir şey olmamış gibi hareket edeceksin. Siyasette değil hiçbir yerde kabul edilmez bir tavır bu…

NOT 2: Kurultay açıklamaları için öne çıkan isimler yanlış seçiliyor. İzmir’de Abdürrezzak Erten’i istemeyen hayli CHP’li var. Kamuoyunda yıpranmış isimler yerine başka isimler bu tür açıklamaları yapsa daha yerinde olacak.

NOT 3: Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel bu konuda hiçbir açıklamada bulunmuyor. Bir nedeni mi var acaba?

PAUSE HABER: 20 - 06 - 2011

15 Haziran 2011 Çarşamba

Ortak akıl

Beklenen oldu ve 13 Haziran ile birlikte kurultay çağrıları başladı. İlk geceden itibaren yapılan toplantılar, partinin başarısız seçim sonuçları üzerine değerlendirmeler…

CHP’de suların durulmayacağı açık ve aşikâr.
Peki, ne yapılmalı?
1 – Seçim sonuçları tüm ülke bazında ciddi biçimde değerlendirilmeli.
2 – Ortaya Türkiye toplumunu sarmalayacak, inandıracak ciddi proje konmalı.
3 – Bu projenin değişen dünya ile birlikte hareket ettiği vurgulanmalı ancak sol içeriği net biçimde ifade edilmeli.
4 – İnandırıcı olmalı ve bunu ortaya koyacak lider güven vermeli.
5 – Sav – Baykal ve Kılıçdaroğlu gruplarından bugüne kadar yıpranmayan isimler öne çıkarılmalı. Kılıçdaroğlu grubunun arasında da bu ülkeye gerçekten hizmet verecek isimler var.
6 – İzmir’deki egemen yapı acilen bertaraf edilmeli.
7 – Sen ben kavgası yerine biz kavgası verilmeli, sepetteki çürük yumurtalar en kısa süre içerisinde temizlenmeli.
Yukarıda saydıklarımın büyük bölümü kısa süre içerisinde yapılabilir. Ancak burada en zor şey ortaya Türk toplumunun güvenebileceği bir ideoloji koymak…

***

İdeoloji koymak bir ya da iki kişinin konuyu kaleme alması değildir. Bu bakış açısının partinin her katmanında, sivil toplum örgütleri içiresinde tartışılması olgunlaştıktan sonra halkla paylaşılması gerekmektedir.
Kılıçdaroğlu grubu 6 ay içerisinde buna benzer bir çalışma yaptı. Ancak bu çalışmadan ne partinin katmanlarının ne de halkın haberi vardı. Kaldı ki tartışmadan, sistemi doğru harekete geçirmeden eldeki en iyi program bile bir şey ifade etmez.

***

İzmir’e gelince…
Seçim gecesi ve seçimden bir gün sonra partinin yöneticileri İzmir’in başarılı olduğunu söylemişlerdi. O zaman neden başladılar, “Karne vereceğiz, çalışmayanları saptayacağız, cezalandıracağız” demeye.
Başarılı bir parti neden böyle bir sorgulama sürecine girer ki…
Üstelik İzmir başarısız ise bu başarısızlık öncelikle genel başkan yardımcısının ve il başkanının başarısızlığıdır.
Başarısızlık önce onları sorgular sonra daha alt düzeye, ilçe başkanlarına ilçe yöneticilerine iner.
Başarısız olan üs düzey başarısızlık konusunda alt düzeyi nasıl sorgulayabilir ki…
Kentin belediye başkanı seçimden iki gün önce kameraların karşısında küfür ediyor ise cezası ne olacak?
Bu olay örtbas edilir ise yarın kim kime hesap sorabilecek?

***

Kabul etmeliyiz ki CHP İzmir’e hiçbir şey yapmadı. Bir bölümü yapmak istemedi, bir bölümü “nasılsa seçildim” diyerek yan gelip yattı, bir bölümü de yeteneksiz olduğu için seçim çalışmalarını eline yüzüne bulaştırdı.
AKP buna karşılık İstanbul’dan, yerel seçimlerde Diyarbakır’da çalışan bir ekibi getirdi. Herkes kendi sorumluluğu çerçevesinde çalıştı, en iyisini ortaya koymak için çaba sarf etti.
Genişletilmiş il toplantısı yapın, masaya yatırın, neden CHP İzmir’de başarısız diye…
Bakalım o toplantıdan sağ salim çıkabilecek misiniz?
Son bir söz de Kocaoğlu’na…
Sayın başkan halk sizden sıkıldı, farkında mısınız?
Lütfen olur olmaz açıklamalar yaparak gerginliği daha fazla artırmayın.

PAUSE HABER: 15 - 06 - 2011

13 Haziran 2011 Pazartesi

En başarılı parti: CHP

Herkesin merakla beklediği seçimler sonuçlandı.

Şimdi diğer partiler ne kadar başarılı olacağını iddia edecektir.
Ancak seçimden başarılı çıkan tek parti vardır. O da CHP’dir.
CHP 2007 seçimlerine göre oylarını artırmıştır. Şöyle ki:
Cumhuriyet Halk Partisi eski yönetim ile ülke genelinde 20.87 oy almış, 112 milletvekili çıkarmıştır. Buna karşılık yeni CHP yüzde 25.88 alarak 4 yılda büyük bir aşama kaydetmiştir. Üstelik meclisteki parlamenter sayısını 135’e yükseltmiştir.
CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde parlamento seçimlerine eşdeğer olarak kabul edilen il genel meclisindeki oy oranı da yüzde 23.3 idi. Bakın onu da yükseltmiş durumda CHP…
Kısa sürede bu kadar iş yapmak hiç de kolay değil…
Oy alınamayan yerlerden de oy aldı CHP.
Diyarbakır’dan, Mardin’den vs…
Bolu ve Sakarya’dan da milletvekili çıkardı…

***

Gelelim İzmir’e…
CHP’nin İzmir’deki başarısını görmemek için kör olmak gerekir…
2007 seçimlerinde 1. Bölge’de AKP yüzde 29 oranında oy alırken CHP yüzde 35.8 almış ve 6 milletvekili çıkarmıştır.
Bu seçimde ise CHP’nin oy oranı yüzde 43’e ulaşmış yine 6 milletvekili çıkarmıştır.
Oy atanlar şaşırmışlar yanlışlıkla AKP’ye oy atarak bu partinin oyunu da yükseltmişlerdir.
Bu yanlışı yapmasalardı, CHP birinci bölgede 10 milletvekili çıkaracaktı.
Yaz güneşi geçmiş bazılarının başına…

***

İkinci bölgede de CHP’nin 2007 seçimlerindeki oyu yüzde 35 iken bu seçimde oy oranı yüzde 44.6’ya yükselmiştir.
Bu başarı değildir de nedir?
İkinci bölgede CHP’nin milletvekili sayısı da 6’dan 7’ye yükselmiştir. Yani CHP bir sandalye daha kazanmıştır.
Şimdi bunlara bakarak karşımıza CHP’nin 2009 yerel seçimlerdeki oy oranlarını getirmeyin lütfen… Tamam, CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde il genel meclisi oyları yüzde 48 olabilir.
İki yıl içindeki yüzde 5’lik gerilemeyi de açıklayabiliriz.
Efendim, AKP çok baskı yaptı, oy kullanacak vatandaşlarımız bu baskılara dayanamayarak tatil için yurtdışındaydılar. Oylarını kullanamadılar…
O nedenle yüzde 5’lik bir düşüşü çok görmemek gerekiyor.
Küçük bir teknik hata…
Referandum sonucu mu?
Ne alakası var şimdi genel seçim ile referandumun…
2010 referandumunda evet oyları yüzde 36, hayır oyları yüzde 63.2 imiş. Bu seçimde CHP yüzde 43, MHP yüzde 11 olduğuna göre ikisinin toplamı yüzde 54 yapıyor.
Ne olmuş yani…
Bu yüzde 9’luk kaçağı arkadaşlarımız hemen bulacaktır.
Kaçak da kaçak olsa yani… Sadece yüzde 9…
Seçim öncesi Alaattin Yüksel’in “İzmir’de yüzde 60’ların üzerindeyiz”, Tacettin Bayır’ın “10. sıradaki arkadaşları kutladım. Onlar artık milletvekili” şeklindeki sözlerini o sıralar alınan tansiyon ilaçlarına bağlamamız gerekiyor.
Bazen aşırı heyecan, tansiyon ilaçları ile etkileşerek bu tür açıklamaların yapılmasına neden oluyor. Teknik bir konu… Onu da çözeriz. Biz çözüm için buradayız.
Lütfen Deniz Baykal genel başkanlığı bıraktığı sıralarda yayınlanan anketteki 28.8’lik oy oranına inanmayın. Külliyen yalan. Rus ve Alman ajanlarının yaptırdıkları bir anket o…
Bu parti Kılıçdaroğlu, Kocaoğlu, Yüksel, Bayır gibi mahşerin 4 atlısı ile devam eder ise bir sonraki seçimlerde yüzde 29’u bulur, önümüzdeki 20 yıl içerisinde iktidarı garantileriz.
Bakmayın bize öyle.
Bugün hava bulutlu, güneş geçmedi kafamıza…
Unutmadan söyleyelim. Geçtiğimiz Cuma günü Aziz Kocaoğlu’nun milletvekili Mehmet Ali Susam’a karşı başarılı çıkışı CHP’nin oylarını 2 puan artırmıştır.
İzmirliler “Ne heybetli belediye başkanımız var. Aman onu sinirlendirmeyelim, bizlere de bir şey düşünmesin” tavrı ile hareket etmişler, CHP’ye destek vermişlerdir.

NOT: Yukarıdaki yazı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır tarafından ortak olarak kaleme alınıp sağa sola dağıtılmıştır. Ben de internet ortamında bu yazıya ulaştım.

PAUSE HABER: 13 - 06 - 2011

1 Haziran 2011 Çarşamba

Anketler ne kadar ciddi

Türkiye’de seçime 11 gün kala, hiçbir şey belli değil. Gün geçmiyor ki seçim sonuçlarını az ya da çok etkileyecek gelişmeler yaşanmasın…

MHP’nin kaset skandalı, 10 üst düzey yöneticinin hem partiden hem de milletvekili adaylıklarından çekilmeleri…
Harp Akademileri komutanı ve Ağustos ayında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na terfi bekleyen Bilgin Balanlı’nın Balyoz operasyonu çerçevesinde tutuklanması…
PKK’nın 15 Haziran’dan sonra eyleme başlayacakları kararını açıklaması…
Bölünme tartışmalarının ayyuka çıkması…
Gülen cemaati tartışmaları…
Bu toz duman içerisinde kimin eli kimin cebinde belli değil…
Anketler de bizlere çok özel bilgilere ulaşma şansı vermiyor… Hatta bir bölümünde abartma da var.
İzmir’de son günlerde iki anket elden ele dolaşıyor.
Biri CHP’ye yakın, diğeri AKP’ye yakın şirketlerin hazırladıkları anketler.
Birinde CHP yüzde 50, AKP yüzde 29 görünüyor.
Diğerinde de CHP yüzde 43, AKP yüzde 38…
İki ankete bakınca bunların Atina’da ve Selanik’te yapıldığını düşünebilirsiniz…
Aradaki fark azımsanmayacak derecede yüksek.
Ne olacak anket yapımcıları genel seçimlerden bir gün sonra çıkıp, “Bizim yaptığımız anket o döneme aitti. Ancak son bir haftada çok şey değişti” diyebilir.
O da doğru. Çünkü o kadar hızlı değişen bir ülkede yaşıyoruz ki, yarın ne olacağını kimsenin tahmin etmesi kolay değil…
Yine de bugünden baktığımızda İzmir üzerine bazı tespitleri yapabiliriz.
1 – CHP oyları düşüyor.
2 – AKP oyları çok olmasa da artıyor.
3 – MHP oyları artıyor.
4 – BDP destekli bağımsız adayın oyları özellikle birinci bölgede artıyor.
5 – Güçbirliğinin ikinci bölgedeki adayı Doğu Perinçek iyi oy topluyor.
Bu noktadan baktığımızda CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’in “Yüzde 60’ları yakalayacağız” sözleri fazla havada kalıyor. CHP her bir bölgeden 6 milletvekili çıkarır ise başarılı saymalı kendini.
MHP kaset tartışmasından sonra oy yükseltiyor ise 3. sıralar için Ankara’ya gitme şansları yükseliyor.
BDP destekli bağımsızın birinci bölgedeki avantajı büyük.

***

Pause Haber’in büyükşehir belediyesine yönelik operasyonda istenilen evrakların listesini tam olarak ortaya koyması takdire şayandı. Hiçbir yoruma dayanmadan sadece haberleştirilen belgeler de ilkeli bir gazetecilik örneği sergilenmiş, şirketlerin ve savcıların isimleri kodlanmıştı. Bu belgelere bakıp “Bu operasyon tamamen siyasidir” demek gerçekten yanlış olur. Bu belgelerden bir şey çıkar mı çıkmaz mı, bilinmez. Ancak bilinen tek şey operasyonun “Haydi İzmir’i CHP’den kurtaralım” mantığına dayanmadığıdır. Ortada bir çalışma var. Bu çalışmayı siyasi olarak değerlendirip atlamak yanlış olur.

NOT: 13 Haziran beklentisi içinde olanlarda ciddi bir artış var. CHP seçim sonrası büyük bir mücadeleye hazırlanıyor. Bakalım bu mücadeleden kimler galip çıkacak.

PAUSE HABER: 01 - 06 - 2011