Aziz Kocaoğlu’nu üç dönem olarak dikkate almamız gerekiyormuş.
1 - Çıraklık dönemi...
2 - Kalfalık dönemi...
3 - Ustalık dönemi...
Dönem tespitini benim yaptığımı sanmayın. Bizzat Aziz Kocaoğlu’nun açıklamalarından alınmıştır bu tespit.
Aziz Kocaoğlu’nu Haber Ekspres Gazetesi’nde çalıştığım sıralardan tanıyorum. O sıralar büyükşehirde çıraktı. Hatta bana Bornova’da Kemal’in Yeri’nde rakı ısmarlamıştı. Çırak Aziz iyiydi. Kentin pentapotlarını yakından tanıyordu. Gözü kara olduğu için bir çok konuda gerekli tavrı sergileyebiliyordu. Sistemin içine girmemişti daha... Arkadaşlıklarına çok değer veriyordu. Hatta en yakın arkadaşı Küba’da iken koltuğundan olunca, ne kadar savunmuştu kendisini, işten atılma pahasına. Arkadaşının koltuğunun alınışında kimlerin parmağı olduğu konusuna hiç girmeyelim.Neme lazım ucu bize de dokunabilir!
Çırak Aziz rakı masasında çok şey söylüyordu. Heyecanına vermek gerekiyordu tabii o zamanlar. Neler diyordu neler... "Ben bu kenti yönetmeye talip medya mensuplarını ve onların patronlarını iyi tanıyorum, onlara zırnık koklatmam" diyordu mesela.
Gazeteden ayrılınca Kocaoğlu’nu izlemeyi bıraktım. İki gün önce kendisinin yaptığı bir açıklama ile kalfalık dönemini de bitirdiğini öğrendim. Kalfa Aziz’in ne kadar başarılı olduğu konusunda çok yakınında olmadığım için bir şey söyleyemem. Bir iki tespit yapmak gerekiyorsa, kalfa Aziz’in sosyalistlerden esinlendiği kesin. "İzmir’i demir ağlarla örüyoruz" sloganı bana Lenin dönemi Rusyasını hatırlatıyor nedense. Bir başladı demir ağlarla örmeye İzmir’i, kent az daha tepemize çöküyordu. Birgün bana şu soruyu sormuştu: "İzmir’i nasıl görüyorsun?" Ben de "Boş zamanlarında kazmayı al, Üçyol - Üçkuyular metrosunda çalış, sen de kaz. Orayı bitirmezsen durumun vahim" demiştim. Ardından "Aliağa - Menderes metrosunu da bitirmen gerekiyor" uyarısını yapmıştım. Bu uyarıma hiddetlenip, "O hat bitti. En geç Nisan sonunda tümüyle biter, ama vagonların gelişi Temmuz’u bulur. Bu arada bir iki vagon ile bu hattın denemesini yaparız" yanıtını vermişti. Mart ayının sonuna geldik, ben ortada biten bir hat görmüyorum. Üstelik iki gün önce büyükşehirden yapılan bir açıklamada 99 vagonun ihalesinin yapıldığı, vagonların 1.5 yıl içerisinde İzmir’e getirileceği belirtiliyordu. Ben nereden bilebilirdim Kocaoğlu ile iki ay önce konuştuğumda onun kalfa olduğunu ve ustalık belgesi alma yolunda emin adımlarla ilerlediğini...
Sosyalistlerden etkilenen, ancak patron medyası ile de çok iyi geçinen kalfa Aziz, bugünlerde usta Aziz mertebesine yükseliyor. Ustalık belgesini 31 Mart’ta alacak, hem de Paris’te. Ancak unutulmasın ki Türkiye tarihinde 31 Mart vakası diye bir şey vardır ve tarih tekerrürden ibarettir.
Yine de EXPO’yu almamız lazım. Eğer alırsak İzmir medyasına 7 yıl daha önemli bir yazı konusu çıkacak.
YENİGÜN 21 - 03 - 2008
21 Mart 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder