Top, döndü dolaştı gereken yeri buldu; Alaattin Yüksel… Kamuoyunda uzun süredir görülmeyen CHP’nin eski il başkanı, yakın arkadaşı Aziz Kocaoğlu’nun Tayland turu nedeniyle yaşadığı eleştirileri göğüslemek için kendini ortaya attı.
Bir yandan Tayland turunun kent için ne kadar gerekli olduğunu anlatmaya çalıştı, diğer yandan CHP Genel Merkezi’nin kararını set biçimde eleştirdi, “Baykal İzmir’den elini çekmeli, Deniz Baykal Tayland grubunu karşılamak için İzmir’de olmalı” dedi.
İzmir TV’nin programına katılan Alaattin Yüksel program öncesi tüm meclis üyelerine ve pazı CHP’lilere bir televizyon programına katılacağına yönelik cep telefonu mesajı çekti.
Tayland’ta bulunan ve kendisi ile birlikte hareket eden meclis üyeleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve bazı dış temsilciliklerde coşkuyla karşılanan bu program maalesef Tayland’tan izlenemedi. Alaattin Yüksel tüm meclis üyeleri için programın bir CD’sini hazırlar ve dağıtır artık...
İki kurultay önce CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a karşı Zülfü Livaneli’yi destekleyen, Livaneli’nin ekibinde genel sekreter olmayı planlayan, Livaneli’nin başarısızlıktan sonra partiden ayrılmasından sonra bazı destekçileri tarafından genel başkan adayı olarak lanse edilen Alaattin Yüksel, bir Küba gezisi sırasında görevden alınmış, siyasi kariyerine son verilmişti.
Alaattin Yüksel’in, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kocaoğlu ile birlikte hareket etmesi daha doğrusu Kocaoğlu’nu yönlendirmesi kaçınılmaz bir durumdu. Ancak bu ilişkide ne kadar aktif olduğu hep tartışılıyordu. Büyükşehirin kadrolaşmasında önemli sorumluluklar alan Yüksel, Tayland gezisi ile birlikte sahneye yeniden çıktı.
Kocaoğlu ve Yüksel neyi amaçlıyor.
Birinci senaryonun bu ekibin DSP’ye geçeceği yönünde. Ancak bu senaryo yeni değil. Alaattin Yüksel bu senaryonun gerçekleştirilmesi için çalıştı. Çok küçük bir grup bir evde akşam yemeği bile yedi bu senaryo için. Ancak Aziz Kocaoğlu ikna edilemedi o dönemde. Yüksel Tayland gezisi sırasında yaşananları da dikkate alarak yeniden sahneye çıkıyor, Kocaoğlu’nu ikna etmek için. Ancak her zamanki gibi tutmayacak bir senaryonun peşinde koşuyor, yeniden mağlup olmak için elinden geleni yapıyor.
İkinci senaryo daha önce bu sütunda da belirttiğimiz Kocaoğlu’nun taktiği. Genel seçime kadar olayı ger, binayı CHP’nin olası başarısızlığı üzerine inşa et, CHP’nin seçimlerdeki başarısızlığını kurultayda dile getir ve kendine yakın bir genel başkan ve genel merkez seçtirmek için büyükşehirin tüm imkanlarını kullan.
İkinci senaryo bana daha mantıklı geliyor. Tabii genel merkezin Tayland turuna katılanlara vereceği ceza ile olay çok daha net olacak.
Taylad turuna katılan ve işlerini yapan muhabir gazeteciler, dışında Kocaoğlu’nun yakın arkadaşları bazı temsilci gazeteciler de vardı.
Örneğin Akşam gazetesinin Ege ilavesini okursanız, İzmir temsilcisi Nedim Atilla’nın bu geziyi göklere çıkaran yazılarıyla karşılaşırsınız.
Ege TV’nin akşam haberlerinde de İcra Kurulu Başkanı Erol Yaraş’ın Tayland’tan bildirdiği haberleri dinlerseniz, İzmir’in bu seyahat ile neler kazandığını da görürsünüz. Bir dönem Doğru Yol Partisi’nden ikinci sıra milletvekili adayı olana Yaraş’ın CHP’nin iç işleri konusunda bu kadar bilgili olduğuna da çok şaşırdım doğrusu!!!
Ortalık toz duman ama halkın parasının kamuda nasıl kullanıldığını sorgulamaya gelince mangalda kül bırakmayan Cumhuriyet Gazetesi’nde Tayland ile ilgili tek satır yok. Sanırım Cumhuriyet’in İzmir Temsilcisi Serdar Kızık sesini duyurmak istemiyor Tayland’ta…
Emin Çölaşan’ın fikirlerini hep eleştirmişimdir. Ancak Tayland’da giden gazeteciler yazısı konusunda hemfikirim. Keşke o da bu yazıyı isim ve kurum vererek kaleme alsaydı.
http://www.suleymangencel.com/ 19 – 01 -2007
19 Ocak 2007 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder