Deniz Baykal Armutlu seçimi öncesi geldiği İzmir'den uçakla Ankara'ya dönerken Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ile birlikte seyahat etmişti. CHP - Piriştina tartışmalarının yoğun olduğu dönemde bu ikilinin aynı uçakta olması çok tartışılmış, ancak uçakta neler konuştukları üzerine bilgi alınmamıştı.
O bilgi dün elime ulaştı. Baykal ve Piriştina ile birlikte Ankara'ya uçan, oradan da Urfa'ya devam eden, İzmir politikasını yakından izleyen bir kişi, bu ikilinin konuştuklarını aktardı:
"Piriştina gerçek bir politikacı olmuş. Ben bu konuda hala iyi değilim, kimseyi beklemeden VIP otobüsüne bindim. Ancak Ahmet Piriştina, otobüsün kapısında Deniz Baykal'ın gelmesini bekledi. Baykal ile kapıda kucaklaştı, öpüştü. Sonra birlikte otobüse bindiler. Baykal uçakta, Ahmet Piriştina'yı İzmir'de şehircilik anlayışına getirdiği dinamizm nedeniyle tebrik etti. Kendisinin sabah Kordon'da yürüdüğünü, Kordon'u son derece modern ve estetik bulduğunu, kente yaptığı kazanımlar nedeniyle Piriştina'nın çok başarılı bir belediye başkanı olduğunu ifade etti. Türkiye'deki diğer kentlerin İzmir'i örnek almaları gerektiğini söyledi."
Aynı kişi Ahmet Piriştina'nın Baykal'ın gösterdiği sıcak yaklaşımdan çok memnun olduğunu, Deniz Baykal'ı başarılı bir politikacı olarak değerlendirdiğini ekledi.
Üçüncü şahıs ile tartışmamız Piriştina'nın belediyecilik anlayışında yoğunlaştı. Kentin belleğine yolculuk, açık hava sineması, açıkhava konserleri gibi kentlilik bilinci kazandıran organizasyonlar çok önemli. 1950'lerden sonra başlayan göç ile İzmir'e gelen ancak bir türlü kent ile bütünleşemeyen insanlara kentlilik bilincinin aşılanması gerekiyor.
Onlara sadece gerekli alt yatırımı sağlamak yetmez. Önemli olan bu insanlara kentte yaşadıklarını anlatmak, yaşamlarını kentin kuralları içerisinde sürdürmeleri gerektiğinin altını çizmek gerekli. Piriştina'nın şehircilik anlayışı da bu düşünceye paralel gidiyor.
Üçüncü kişiyle konuşmamız, dönüp dolaşıp yine Piriştina-CHP ilişkisine geldi. O da Piriştina'nın başarılı bir belediye başkanı olduğunu, DSP'nin geldiği noktadan sonra yeni parti arayışına girmesi gerektiğini ve CHP'nin parti olarak en doğru noktada olduğunu ileri sürdü.
"CHP içinde kimse yok mu" soruma ise, "Olabilir. Ancak il yönetimindeki arkadaşlar kongrede, yönetim kademelerinin atlama taşı olarak kullanılmasına karşı olduklarını, bu nedenle hiçbir yere aday olmayacaklarını söylediler. Şimdi aday olurlarsa kendi söylemleriyle çelişirler" yanıtını verdi.
Görüldüğü kadarıyla bu tartışma burada bitmeyecek. Hem CHP'den hem DSP'den yazdıklarıma yönelik sert eleştiriler gelecektir. Kimi önü tıkandığı, adaylık şansını yitirme telaşında olduğu için eleştirecek, kimi beklentilerine yanıt alamadığı için... Ancak tüm bu eleştiriler varolan olguyu ortadan kaldırmaya yetmiyor.
HABER EKSPRES 21 - 05 - 2002
21 Mayıs 2002 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder