Avrupa Birliği'nin gözü Türkiye'de... Ve Türkiye ilk kez bu kadar açık mercek altına alınıyor. Her gün Türkiye hakkında farklı dillerde raporlar yayınlanıyor, Türkiye'nin Meclis'teki performansı ölçülüyor ve en önemlisi değişen yasaların pratikte uygulanıp uygulanmadığı dikkate alınıyor. Bu gerçekten büyük bir değişim. Bugüne kadar Türkiye'yi okudukları raporlarla ya da bir haftalık ziyaretlerle tanıyan Avrupa, şimdi ülkenin altyapısını, tarihini kısacası tamamını gözönüne alarak hareket ediyor.
Bu değişimin en önemli nedeni Helsinki zirvesinde alınan karar. Aslında Helsinki zirvesi Türkiye'nin dolayısıyla Avrupa'nın rotasını çizdi. Türkiye içeride AB karşıtları muhalefetine karşılık bu yolda yavaş da olsa ilerliyor.
Ancak asıl değişim Avrupa'da. Batı, Türkiye'yi içine almaya karar verdiğinden beri bu ülkeyi tanımaya çalışıyor. Bundan 4 yıl önce Batılılarla tartışırken Türkiye'deki devlet sistemini ve Kemalizm'i gündeme getirdiğimizde algılama sorunu çekerlerdi. Türkiye'nin farklı devlet yapısını tanımlamakta zorlanırlardı. Oysa bugün Kemalist devlet sistemini, ordunun gücünü, ve gücün kaynaklarını, devlet kapitalizminin toplumdaki egemenliğini tanıyor ve bu sistemin gerçek anlamda demokratik sisteme çevrilmesi konusunda yeni öneriler geliştiriyorlar.
Tüm bunların dışında algıladıkları önemli bir gerçek de Türklerin kendi devlet sistemlerini kavramaları konusunda düştükleri yanlışlar. Önceleri bazı tartışmalarda Türklerin tavırlarını anlamakta zorlanır, bu karşı çıkışları akıl dışı olarak değerlendirirlerdi. Ancak bugün bu tavrın nedenlerini iyi anlıyor, ona göre çözüm üretiyorlar.
Türkiye'de de buna benzer bir eğilim başladı. Türklerin bir bölümü kendi devlet yapılarını tanımaya devlete daha eleştirel yaklaşmaya başladılar. Bunun öncülüğünü özellikle işadamları yapıyor. Uluslararası platforma çıkan, sistemi daha yakından yaşayan işadamları aradaki farkı anladılar ve Türkiye'de hızlı yapısal değişimin gerçekleşmesi gerektiğini savundular. Önceleri toplumun genelinde büyük tepki gördüler ancak süreç içinde bu tepkinin azaldığı gözlendi. Bugün ise bazı sivil toplum örgütleri işadamlarının çıkışlarının haklı olduğunu açık şekilde ortaya koyuyorlar.
Bu değişimler Türkiye'nin AB ile yakınlaşması sürecine katkıda bulunuyor. Ancak asıl katkı politikacıların bunu anlamasıyla sağlanacak.
HABER EKSPRES 20 - 03 - 2002
20 Mart 2002 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder