Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Mart 2011 Pazar

Sürpriz adaylara hazır olun

Yavaş yavas belli olmaya başladı öne çıkan adaylar…
Bazıları isimlerini dolaştırsa, “Genel merkez ile ilişkilerim çok iyi. Bir hafta önce Kılıçdaroğlu ile görüştüm. Gürsel Tekin listede olduğumu söyledi” deseler de, işin öyle olmadığı açık…
Buna karşılık sessiz ve derinden gidenler var…
Ve hala kayıt yaptırmayanlar.
CHP’nin kayıt süreci yasal zorunluluktan değil…
Dolayısıyla geçtiğimiz Cuma akşamına kadar sadece kayıt yaptıranlardan oluşmayacak liste.
Sadece kayıt yaptıranlar listesine bakarak adayları saptamak yanlış olur.
CHP son dakikada İzmir’e bir iki bomba isim getirecek gibi geliyor bana…
Kayıt yaptıran aday adayları arasında da şansları olanlar kulislerde konuşulmaya başlandı.
İsimler şimdilik gizli.
Belki önümüzdeki hafta öne çıkan adayları teker teker açıklamaya başlarız.
CHP Genel Merkezi 3 Nisan’da telefon ile İzmir’de bazı isimleri arayacak ve kendilerine göre İzmir’de doğru adayların kimler olacağını soracak.
Bir çerçevede eğilim yoklaması gibi.
Genel merkezin arayacağı isimler, partinin önde gelenleri, bazı belediye başkanları ve CHP’yi çok iyi bilen, objektif olarak bakabilenlerden oluşacak.
Genel merkezin kafasında ise bazı isimler netleşmiş durumda.
Ancak öyle bir strateji var ki, bu strateji sadece 12 Haziran’ı kapsamıyor. Herkes 13 Haziran’da ortaya çıkacak olası sonuçlara göre hazırlanıyor, hamle yapıyor.
Aslında CHP’lilerin tümünü toplasan, satranç maçına soksan hepsi birinci olur.
Kamuoyuna yapılan açıklamalar, sonra geri adımlar… Bunların hepsi ikinci veya üçüncü hamleler gibi…
Genel eğilim, Kılıçdaroğlu’nun Sav ve Baykal ekibinden bazı isimleri listelere alacağı yönünde… İstenilen sonuçlara ulaşılmaması halinde sorumluluğu paylaşma stratejisi takip edilecek.
Kocaoğlu ekibinin ise ayrı bir düşüncesi var.
13 Haziran’da olası bir başarısızlıkta muhalefet bayrağı açılacak ve Alaattin Yüksel genel başkanlık için harekete geçecek.
Bu nedenle İzmir, Manisa, Denizli gibi kentlerden kendilerine yakın milletvekillerini çıkarmak istiyorlar.
Tabii bugünün genel merkezi bu tavrı nasıl değerlendirir, önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Zaten bu nedenle Deniz Baykal’ın partide yeniden etkili olmasını ve milletvekilliği listelerine müdahalesini engellemeye çalışıyorlar.
Deniz Baykal’ın A takımının listelerde olması halinde yeniden tehlikeli olacağının farkındalar…

NOT 1: İZSU’da yapılan değişiklikler ile hocacılar ile locacılar ittifakı işlemeye başlamış durumda. Önümüzdeki günlerde bu konu çok tartışılacak

NOT 2: Ferda Eser genel sekreter yardımcısı olarak mahkeme tarafından görevine iade edildi. Ancak son mecliste altı boşaltılmış, Eser’e bağlı olan tüm birimler başka genel sekreter yardımcılarına kaydırılmıştı. Bu durum hukuki mi? Hukuki ise Ferda Eser sadece oturuyor mu? Hukuki değil ise, olayın hukuki duruma gelmesi için bir takım adımlar atılıyor mu?

NOT 3: Ayvalıklı baş danışmanımız Bilgin Erünal da aday adaylığı için istifa etti. Acaba sadece aday adaylığı için mi bıraktı koltuğunu. Yoksa bizim bilmediğimiz başka gelişmeler mi yaşandı büyükşehirde.

PAUSE HABER: 27 - 03 - 2011

20 Mart 2011 Pazar

Zaman’dan al haberi

Elimde 05 – 04 – 2009 tarihinde Zaman Gazetesi’nde yayınlanan bir haberin metni var. Yani iki yıl öncesine dayanan bir haber…
Haberin başlığı şöyle:
DSP: CHP seçimi şantajla kazandı…
Haber şöyle devam ediyor.
DSP Karabağlar İlçi Başkanı Hilmi Değirmenci, CHP'nin seçimi şantajla kazandığını ileri sürdü. DSP belediye başkan adayı Cafer Öztürker'in de katılımı ile seçimi değerlendirme toplantısı yaptıklarını belirten Değirmenci, toplantı sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
Değirmenci'nin konuyla ilgili açıklaması özetle şöyle: "Karabağlar seçmeni 'Bölünmeyin AKP gelir' propagandasının etkisi ile oy kullanmıştır. Elbette seçmenin yaptığı tercihlere sonuna dek saygılıyız. Bizim düşüncelerimiz ve projelerimiz seçmenin (haklı) ön yargılı bakışı nedeniyle etkisiz kalmıştır. Her zaman olduğu gibi CHP üretmeyen, ilkesiz, siyaset anlayışı ile Atatürk devrim ve ilkelerini zedelediği halde, Atatürk'ün partisi söylemi ile mirasyedi politikasını sürdürmektedirler. Bu şantaj politikaları elbette günün birinde gerçeklerle yüzleşecektir. O zaman Atatürk'ün mirasına gölge düşüren, bugünkü CHP yöneticilerinin yüzüne gerçekler bir tokat gibi inecektir. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'unun başkanlığını kutlarken; kendisine de bir çift sözümüz var. İzmir'in Bornova dâhil birçok ilçesine yatırım yağdıran başkan, yaptığı işlerin listesini iyice bir incelesin ve Karabağlar gibi İzmir'in 1. büyük ilçesinin o listede neden yer almadığının açıklamasını yapsın?"
Hilmi Değirmenci bu seçimde CHP’den milletvekili aday adayı… Kendisine en büyük destek de kayınbiraderi olan CHP İl Başkanı Tacettin Bayır’dan geliyor…
Nedir bu partilerin aile akraba ilişkilerinden çektiği…

***

Nuri Batuhan Cuma günü Radyo Pause’da Serdar Öztürk ile benim sunduğumuz Sınırsız adlı programa katıldı ve önemli tespitlerde bulundu… Tabii ki partide herkesin tanıdığı Batuhan aklına esip bu tür açıklamalar yapmaz. Açıklamaları dinlerken sanki Önder Sav’ın sesini duyuyor gibiydim.
İşte o ünlü tespitler:
1 – Şimdiki il yönetimi Harlemciler ile balıkçılardan oluşuyor. Sabahtan akşama kadar Harlem kahvesinde okey, akşam balıkçıda rakı… Okeyciler ve rakıcılar birleşince ortaya il yönetimi çıkıyor.
2 – Alaattin Yüksel’i Parti Meclisi için Aziz Kocaoğlu önermedi. Yüksel kendisi bizzat Önder Sav’a gitti ve PM üyeliği için adeta yalvardı. Sav da Kocaoğlu dengesini dikkate alarak Yüksel’i PM üyeliğine yazdı.
3 – Düne kadar ön seçim diyenler bugün merkez yoklamadan yana… Özellikle Alaattin Yüksel’e sesleniyorum. Yüreği var ise ön seçime girerdi. Girmediğine göre yüreğinden şüpheliyim.
4 – Tacettin Bayır geldiği günden itibaren “ön seçim” dedi. Şimdi ne diyor? “Genel merkez eniştem Hilmi Değirmenci’yi aday göstersin.”
5 – İl yapılanmasında olduğu gibi garip bir liste ile İzmir’in karşısına gelirler ise kimse çalışmaz. Başarısızlığı da gelip bize yükleyecekler.
6 – CHP bu kafa ile İzmir’de yüzde 45 alsın başarıdır. Kocaoğlu uçmasın artık. Manzara ortada.
7 – “Kucaklayıcı olacağız” dediler, sadece kendi takımları ile oynuyorlar. O da topu topu 50 kişi…

PAUSE HABER: 20 - 03 - 2011

16 Mart 2011 Çarşamba

Gürültü kurbanı

İzmir Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde ilçe belediyelerinde çalışan memurların pasolarını iptal etmişti.

Memur sendikaları bu konuyu gündeme getirmek için önceki gün büyükşehir belediyesinin önünde toplandılar ve kararın geri alınması çağrısında bulundular.
Sendika temsilcilerini odasına çağırtan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Vekili Pervin Şenel Genç şu ünlü vecizi söyledi:
“Ne kadar gürültü yapıyorsunuz. Sizin yüzünüzden çalışamıyoruz.”
Sosyal demokrat belediyenin genel sekreter vekilinin bir eyleme yönelik tanımlaması karşısında şaşıran sendikacılar yanıtı vermekte gecikmediler:
“Pardon sizin uykunuza engel olduk herhalde…”
Aynı genel sekreter vekili büyükşehrin meclis toplantısına katılır.
Meclis toplantısına geçtiğimiz hafta göreve dönen Genel Sekreter Yardımcısı Ferdağ Eser de girer ve bürokratlar için ayrılan arka bölümde genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarının koltuklarının yer aldığı bölüme oturur. Ancak, Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, salona girdiğinde, kendisi için ayrılan koltuk yerine ESHOT Genel Müdürü Gül Şener ve ESHOT bürokratlarının oturduğu sol bloğun en ucundaki koltuğa geçer. Genel Sekreterlik tabelasını da bu masaya aldırır. Eser, durumu fark edince Şenel'in yanına giderek kendisiyle konuşur, ancak Genç tavrından vazgeçmez. Ferda Eser, diğer genel sekreter yardımcılarının da oturduğu orta bloktaki yerine geri döner.
Bir genel sekreter vekili birleştirici, bütünleştirici mi yoksa ayrımcılığı teşvik eder mi olmalı…
Sanırım buna millet karar verecek.
Bir de mahkemeler…
Bu arada AK Parti Grup Başkan Vekili Kerem Ali Sürekli, "Ferda Eser'in mahkeme kararıyla Genel Sekreter Yardımcılığı kadrosuna geri dönmesinden önce, Eser'e bağlı birimlerin başka genel sekreter yardımcılarına bağlanarak, kadronun altının boşaltıldığı" şeklinde tepki göstermiş… Sürekli, bu kararın içeriğinin kendilerine açıklanmadan Meclis'te oylandığını, bundan sonra benzer bir duruma izin vermeyeceklerini söylemiş.
Sayın Sürekli bugüne kadar hangi kararların altına imza attığınızın farkında değilseniz vah bu İzmir’in haline…

NOT 1: Toplu taşımacılık alanında en büyük sivil toplum kuruluşu olan Brüksel merkezli UITP ile protokol imzalandı ESHOT… Ve bu protokolden hemen sonra nedense bir toplantıya katılmak için Dubai’ye gidiyormuş Gül Şener… Maiyeti ile birlikte… Toplam 8 kişi… At imzayı, sonra gelsin yurtdışı seyahatleri.

NOT2: ESHOT’un üst düzey bir yöneticisi, kendisi yakın dostum ve haber kaynağım olur, kurumda çok yakında önemli bombaların patlayacağı bilgisini verdi.

NOT 3: Aday adaylarının dikkatine… Alaattin Yüksel birinci ve ikinci bölgedeki ilk altıyı yazmış. Bundan sonraki isimleri genel başkan Kılıçdaroğlu’na bırakmış… Bir anlamda lütufta bulunmuş… Sanırım bu konuda yapacağınız bir şeyler vardır.

PAUSE HABER: 16 - 03 - 2011

6 Mart 2011 Pazar

Zor günler bekliyor

Bugün yazma zamanı… Ne yazacağız?
Tabii ki açılışı…
Hani şu yapımı sırasında sığınağı unutulan, büyükşehirde imar ve fen işleri müdürlüklerini karşı karşıya getiren, Gaziemir Semt Garajı açılışını yazacağız…
Kılıçdaroğlu – Erdoğan ortak yapımı İZBAN’da kurdela kesimini de atlamayacağız tabii ki…
Bazı notlarımız olacak bu arada…
Kılıçdaroğlu geldi ve kimse tarafından karşılanmadı. Karşılamada toplam 80 kişi vardı. CHP’lilerin büyük bölümü Alevi mitinginde oldukları için karşılama törenine katılmamışlardı. Aleviler 15 bin kişi toplamayı başarmış… Dönüp Ödemiş’teki çiftçi mitingini yeniden sormak gerekiyor sanırım.
Belki de kimsenin eskisi kadar takatı kalmadı.
Kimin ile konuşsam, aynı söz: “Ne olacağı hiç belli değil. Beklemekten başka çare yok. Kime, nasıl başvuracağımız bile belli değil. Partinin sistemi değişti, uyum sağlamakta zorlanıyoruz.”
İZBAN açılışı tam bir Erdoğan şov haline dönüştü. Uzun uzun konuştu Erdoğan.
Zaten ben başbakan ile böyle bir açılışa birlikte katılmasına hiç de anlam veremedim Kılıçdaroğlu’nun…
Gaziemir açılışında da toplam 1000 kişilik katılım vardı.
Siz ölçün artık başarılı bir açılış mı idi, yoksa hüsran mı…

NOT 1: Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm paraya sıkışmış, belediyenin bir arazisini büyükşehire satmış… Gel zaman, git zaman, Kürüm parayı alamıyor… Araştırılıp soruşturuluyor, tabii ki benim tarafımdan… Ortaya şu sonuç çıkıyor… Şehr-i emin buyurmuş, “Parayı Kürüm’e verin. Ancak gıdım gıdım verin de, anlasın Hanya’yı Konya’yı…”
İlahi Kocaoğlu, Kürüm Bitlisli… Nereden bilsin Hanya – Konya ilişkisini… Gerçi sen de Tokatlısın ya…

NOT 2: Torbalı katı atık tesisi için birçok firma ihale peşinde… Ne gereği var ki… Zaten adres belli. İhaleye bir bakınca işin kimlere ve neden gittiği aşikar. Bunları sorgulamak için daha zaman var. Batı’ya mı baksak acaba?

NOT 3: Hatay Caddesi’nin yenilenme ihalesinin, ortalama değerlerin sızdırılması nedeniyle iptalinin arkasında da mı KİK var? Ortalama değerleri dışarı sızdıran kim? Bu kadar yeteneksizlik örneğine bir başka yerde rastlanır bilemem…

NOT 4: Hasan Fehmi Mani CHP Genel Merkezi’nde görülmüş. Sanırım bu dönem milletvekilliğine hazırlanıyor. Bir de İzmir’den aday yaparlar mı?

NOT 5: Migros’un yeni açılan 5 M mağazasını ziyaret eden oldu mu? Bir Arçelik bayii, hayli alan kapatmış. İlgimizi çekti. Sadece o kadar…

NOT 6: Şu ünlü Bornova buz pistinden hiçbir haber yapılmıyor. Maliyeti 100 trilyona ulaşan pist şimdi de mahkemelik. Belediyenin yanlış hesap (!) nedeniyle tevüz ettiği alanların sahipleri kendilerine verilen parayı az bulmuş olacaklar ki, mahkemeye başvurmuş. Sanırım belediyenin ödeyeceği para 170 trilyona yükselecek.

NOT 7: Rıfat Nalbantoğlu çalıştığım kurumu ziyaret etti ve durumum üzerine bir fıkra anlattı. Internet medyası da olsa böyle yakası açılmadık bir fıkrayı yayınlamak mümkün değil. Ancak son kertede şu tespiti yaptı. “İyi ki böyle bir işe başladın ve çok çalışmak zorundasın… Böylece İzmir rahat etti. En azından nefes alabiliyoruz artık…”
Sanırım Nalbantoğlu çok yakında bir gazete, dergi ve televizyon kuracağımızı atladı…
PAUSE HABER: 06 - 03 - 2011

1 Mart 2011 Salı

İki opera binamız oluyor

İzmir’in düne kadar uluslararası standartta bir opera binası yoktu…

Karşıyaka Belediyesi bu açığı farketti ve Milli Emlak’ın elinde bulunan bir araziye İzmir’in ilk opera binasını yaptı.
Toplam 6 trilyona malolan binada 675 kişi opera dinleyebilecek.
Son derece modern ve uluslararası standartlara uygun…
Bir iki küçük eksiğin de tamamlanmasından sonra bina en geç bir ay içerisinde açılacak hale getirilecek.
Buraya kadar bir sorun yok.
Sorun daha sonra başlıyor.
Karşıyaka’da, Karşıyaka Belediyesi’nin yaptığı opera binasının 500 metre ilerisine bir başka bina yapılacak. Bu da opera binası…
Kör istedi bir göz, Allah verdi iki göz misali…
İzmir Büyükşehir Belediyesi karar almış ve Karşıyaka’ya yapılan opera binasının 500 metre ilerisine ikinci bir opera binası yapıyor.
Maliyetlerine de bakalım isterseniz.
Karşıyaka Belediyesi’nin yaptığı opera binası tüm iç döşemeleri ile 6 milyon liraya malolmuş.
Büyükşehir Belediyesi’nin opera binası, diğer opera binasından üç misli büyük olacak. Maliyeti de çok fazla değil…
Topu topu 95 milyon liracık…
Üçyol-Üçkuyular metro hattının ilk ihalesinin 90 milyon lira olduğunu düşündüğümüzde sonucun ne olacağına siz karar verin.
Ben bir şey söylemek istemiyorum.

***

Şu ünlü yemek vardı, şehir efsanesi durumuna gelmiş olan…
O yemek sonrası başlayan tartışmalar ışığında mülkiye müfettişleri olaya el attı ve kapsamlı bir soruşturma başlattılar. Soruşturmanın çok dosyalı olduğu kesin. ESHOT durak ihalelerinden tutun, Giraud arazisine kadar birçok konu var soruşturulan.
Bir bölümü devam ediyor soruşturmanın. Ancak biri kesinlik kazandı ve müfettişler durak ihalesi konusu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular. İki ihale arasındaki maliyet farkı nedeniyle savcılığa intikal etmiş bu soruşturma. Aslında iki ihalenin aynı anda yapılması da bir suç unsuru…
Bu arada bu duraklar kimin?
ESHOT’un mu, belediyenin mi yoksa reklam anlaşmasını yapan şirketin mi?
Bir de millete ikide bir ithal duraklar deyip durmayın. Eğer bu duraklar ithal ise biz bilmeden Bornova ilçesi Türkiye sınırları dışına mı çıkarıldı yoksa…

***

Serdar Öztürk’ün son yazısında ESHOT tarafından yapılan yeni uygulama vardı. Büyükşehir çalışanları dışında ilçe belediyelerdeki memurların pasoları geçersiz sayılıyor artık. Ankara Büyükşehir Belediyesi ise ilçe belediyelerinde çalışan memurlara bu hakkı tanıyor. Sadece kendilerine tanımakla kalmıyor, eşleri ve çocuklarını da bu haktan yararlandırıyor.
CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır seçim arifesinde kaşık kaşık toplamaya çalışırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi kepçe kepçe dağıtmayı sürdürüyor.
Hakikaten işi zor il yönetiminin. Gerçi 13 Haziran sonrası kimin neden ne kadar sorumlu olacağı konusunda gardlarını almışlardır sanırım.

NOT: Son yapılan otobüs düzenlemesinde engelli vatandaşlar unutuldu mu?

PAUSE HABER 01 - 03 - 2011